Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
104 syf.
·
Puan vermedi
SPOİLER İÇERİR Kitap 2 kısımdan oluşuyor. İlk kısımda 1949 yılında yaşanan Filistin’li genç bir kadının trajedisinden bahsediyor. Bu bölümü okurken sık sık ara vermek durumunda kaldım, sindiremedim. Çünkü belki aynı yaşta olduğumuz bir kadının yaşadığı alçakça, kan dondurcu vahşeti nasıl sindirebilirim. Üstelik bu olayların hala yaşanıyor olduğunu bilmek öyle çaresiz hissettiriyor ki.. Yaşasın kötüler için cehennem! Kitabın ikinci kısmında ise yine Filistin’li bir kadının, ilk kısımda geçen olaydan yıllar sonra, birinci kısımda geçen olaya dair okuduğu makalede, kadının öldürüldüğü tarihin doğum gününe denk gelmesi, kendisine bunun tesadüf olmadığını düşündürtür . Okuduğu yazı kadının yaşadığı hislerden bahsetmediği için bir yerde kendisine eksik gelir ve bu hikayeyi tamamlamak ister. Bunun için yazının sahibi olan kişiyi arar bilgi edinmek ister, Bu konuya dair bilgi alabilmesi için, Filistin’de Filistinliler için çok da güvenli olmayan D bölgesine gitmek durumundadır. Bu bölge kendisi için yasaktır fakat o, iş yerindeki arkadaşının oraya gidecek bilet mahiyetindeki kimliğini ödünç alır. Her ne kadar gitmekten defalarca vazgeçtiyse de kendisi için zorlu olan bir yolculuğa başlamıştır artık… Kitabın dilini sevdim, kazanmış olduğu ödülü sonuna kadar hak ediyor. Bu ödülü geri çekmeleriniyse esefle kınıyorum. Son olarak ümit ediyorum ki bu soykırım en yakın zamanda bitsin, Filistin insanlarının özgür, huzurlu, musmutlu günlerine şahit olalım inşallah.
Küçük Bir Ayrıntı 
Küçük Bir Ayrıntı Adania Shibli · Can Yayınları · 2021448 okunma
Nerede şimdi o?
Nasıl bir tesadüf, nasıl bir hâdise veya mecburiyet, hangi yollarda, nerde ve ne zaman bu iki insanı karşılaştıracak, tanıştıracak ve birbirine yaklaştıracak? Gazali'nin meçhul sevgilisi için kendi kendine sorduğu gibi, "Nerde şimdi o? Sarı saçlı mıdır, esmer midir ve gecenin büyülü şiiri içinde, acaba, şimdi ne düşünüyor?"
Reklam
2. Tanzimat sonrasından bahsediyor - 10 Temmuz (23 Temmuz)1909
Hatırımda kaldığına göre 10 Temmuzun ikinci senei devriyesi henüz idrak olunmamıştı. Bir gün Şehzadebaşında bir tiyatro binasında mühim bir konferans verileceğini edebiyat öğretmenimizden öğrenmiş ve bu gibi şeylere meraklı birkaç arkadaşımla konferans mahalline gitmiştim. Sahneye iki adam çıktı. Biri Yusuf Akçora Bey idi. Arkadaşını bize takdim
Sayfa 17
48 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Herkes kendi çevresinde ölür
Herkes kendi çevresinde ölür. Çok tanıdık bir kavram ve aynı zamanda çok uzak. (Ne tesadüf öğrencim getirdi bu kitabı,evimizde cenaze olduğunu bilmeden)Daha iki gün oldu amcamı kaybedeli içimde tuhaf bir boşluk var. Anılar silsilesi ve keşkeler… Bir de Emile Zola’nın işlediği gibi çevremizi, kendimizi gözlemlediğimizde birinin yaşamı son buluyor ama biz bir süre sonra hayatımıza devam ediyoruz. Bu süre değişebilir tabii bir an, bir saat hatta bir gece. Belki daha uzun ama bu uzun zamanda da ara sıra aklımıza gelir; bir boşluk, burukluk bırakır o kadar. Bu kitapta kimi fakirlikten ölüyor ardından iştahla bulunan yemek yeniliyor. Kimi zenginken ölüyor ardından miras kavgası çıkıyor. Kimi ise ölen kişiyi çok sevmesine rağmen ardında kalan işleri, dükkanının bir gün kapatılmasını düşünüyor. Sonsuz değiliz, elbet biz de bir gün yok olacağız ama nasıl…
Nasıl Ölünür
Nasıl ÖlünürEmile Zola · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202215,2bin okunma
360 syf.
8/10 puan verdi
"Elimde fikir var, teknoloji var ve onlara sağlayabileceğim bu özel hizmet türüne ilgi duyan müşterilerin e-posta listesi var. Tabii bir de sen varsın. Senin gibi her gün aynı şeyleri yapan yüzlercesi, binlercesi. Ben seni görüyorum ama sen beni göremezsin. Ta ki ben görmeni isteyene dek." "Her gün aynı şeyi yapıyorsun. Nereye gittiğini çok iyi biliyorsun. Ama unutma, bunu bilen sadece sen değilsin. Zoe Walker bir gazetenin ilanlar bölümünde kendi fotoğrafını görünce çok şaşırır ve fotoğrafının nasıl olup da orada yayınlandığını bulmak için araştırmaya başlar. İlanda hiçbir açıklama yoktur; sadece çözünürlüğü düşük bir fotoğraf, bir internet adresi ve bir telefon numarası. Zoe gazeteyi ailesine gösterir, ancak onlar fotoğrafın Zoe'ye benzeyen başka birine ait olduğunu düşünürler. Fakat ertesi gün ilanda başka bir kadının fotoğrafı yayınlanır, ertesi gün ise bir başkasının. Bu bir yanlışlık mıdır? Belki de bir tesadüf? Yoksa attıkları her adımı izleyen birileri mi vardır?" İki kez ters köşe olduğum nadir kitaplardan olarak kitaplığımda yerini aldı
Seni Görüyorum
Seni GörüyorumClare Mackintosh · Altın Kitaplar · 2021109 okunma
Sarayda şarbon hastalığı
Sultan Hamid'in hususi operatörlüğüne tâyinimden birkaç sene sonraydı. Bir gün Hünkârın en sevgili gözdesi hastalanmış. Ecnebi saray hekimlerinden biri bakmış: «Ehemmiyetsiz bir çıban, låpa koyunuz, geçer!» demiş! Ama, kadıncağız bu tedavi tarzıyle iyi olmamış. Üstelik sırtındaki yara büyüdükçe büyümüş… Padişahın vehmi, malüm… Hünkâr telâşa
Reklam
318 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Mükemmel bir kitap tavsiyemdir okumalısınız . “Benim yaşımda aşk, kimin kollarında öleceğine karar vermektir. Aslında her yaşta öyledir” diye başlıyor Murat Menteş’in harikulade kitabı Ruhi Mücerret. April Yayıncılık’tan çıkan kitabın kapağında yer alan tek kanallı ve siyah-beyaz televizyonda Orhan Gencebay ile Cüneyt Arkın, az sonra
Ruhi Mücerret
Ruhi MücerretMurat Menteş · April Yayıncılık · 201315,4bin okunma
432 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
boğazım düğüm düğüm. ne düşünsem ne söylesem bilemiyorum. bir insan bu satırları nasıl yazabildi? benim şu an boğazım bu kadar düğüm düğümken Cemal bu kitabı nasıl bitirebildi? kitabı ilk wattpad'de iken okumuştum. o zamanlar sonunu bilmiyordum benim için tamamen tesadüf bir son olmuştu. ama şimdi sonunu bilmeme rağmen okudum. 4 yıl önce okuduğum kitap hala beni üzebiliyormuş. bir aşkın insanı mahvettigini biliyordum zaten ama bunu okumak içimde tarif edemeyeceğim şeyler meydana getirdi. okuduğuma asla pişman değilim. kitabı okuyacaksınız içindeki dramın fazla olmasından dolayı iyi bir psikolojinin içerisindeyken okuyun ama mutlaka okuyun.
Kibrit
KibritCemal Latifoğlu · Ephesus Yayınları · 2023105 okunma
Apollo ve Defne (Müthiş bir hikâye)
Apollon’un ilk aşkı, Peneus’un (bir nehir tanrısıdır) kızı Defne’dir. Ona aşık olması ise hiç de tesadüf değildi. Her ne olduysa Küpid’in (Eros) öfkesinden oldu. Deloslu tanrı, dev yılan Pito’yu öldürmüş olmanın gururuyla göğsünü gere gere yürümekteydi. Yol kenarında elindeki yayın kirişlerini gerdirmekle oyalanan Küpid’i (Eros) gördü. Ve ona
Sayfa 43 - Töz YayınlarıKitabı okuyor
232 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Aşk öyle derin bir duygudur ki duyunca bile ismini kalp atışı değişir umut dolar insanın içi. Ki bu aşk yaradana duyulan ilahi sonsuz aşk ise tarifi imkansız , duygusu sonsuz, kelamı yetersiz olur. Ne desen az, neye baksan onu, her halinde onu yaşarsın. Bu coşkun duyguları yaşatan manevi yönden doyurucu, ayetlerin ışığında anlatımlarıyla
Aşkın Nuru
Aşkın NuruNur Seher Aslan · P Kitap Yayıncılık · 20249 okunma
Reklam
1102 syf.
7/10 puan verdi
Allah'ım ne uzun bir kitaptı. Açık konuşmak gerekirse -benim için- gereksiz uzun bir yanı vardı. Çoğu yerinde sıkıldım, kitabın yarısı bence gereksizdi. #arkakapak Alexandre Dumas (pere) (1802-1870): On dokuzuncu yüzyılda Avrupa’yı saran siyasal ve sosyal çalkantıları yaşamasına rağmen daha çok on altıncı ve on yedinci yüzyılın tarihi
Sainte - Hermine Şövalyesi
Sainte - Hermine ŞövalyesiAlexandre Dumas · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2016312 okunma
Kim bilir ne gibi sebeplerle tesadüf bizi birleştirdi. Sen beni sevdiğini söyledin, ben buna inandım. Ben de seni seviyordum....Hem nasıl seviyordum... Hislerimde bugün de bir değişiklik yok. Fakat niçin seviyordum, işte bunu bulamadım ve beni düşündüren seninle olan hayatımızın devamından şüphe ettiren bu oldu. Seni niçin sevdiğimi bir türlü bilmiyordum.
517 syf.
10/10 puan verdi
Şaheser!
İncelemeye başlamadan öcne itiraf etmem gerekir ki bu şaheseri nasıl anlatırım diye uzun süre düşünmem gerekti. Bu kitap en sevdiğim; ruhumun her sayfasında tutuşup alevlendiği, hayata bakış açımı ve hayat felsefemi etkileyen özel kitaplardan biri oldu. 9.5/10 puanım. Yazar yarı otobiyografik bu romanında kendi hayatından parçaları baharatlandırıp okuyucuya oldukça lezzetli bir sunum yapıyor… Alt sınıftan entelektüel bir kazanım edinememiş genç bir denizcinin tesadüf ve saf kalbi sayesinde yolu burjuva bir ailenin salonuna çıkar. Burjuva sınıf olan bu ailenin ve Martin’in hayatlarının dönüm noktası o andır artık. Sayfaları okumadan önce zihninize denizci gibi yürümeyi öğretmelisiniz belki de. Çünkü sayfalar, olaylar, kapalı bir gökyüzünün altında sizi hapsedip dalgalar halinde içinizden köpürüp taşan birçok soruyla sizi sarsacak. Bazen sayfalar arasında bir serinlik sakinlik bulacaksınız. İşte bu fırtına öncesi sessizliktir! Alın. Okuyun. Yaşayın! Bir sorum var: Uğruna yaşadığınız bir “Mutluluk” için gururunuzu, hayal ve kalp kırıklıklarınızı toprağa gömer miydiniz? Gömebilir miydiniz? Martin olsaydınız farklı bir yol seçer miydiniz?
Fatih Yağız Demirtaş
Fatih Yağız Demirtaş
Martin Eden
Martin Eden
Jack London
Jack London
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,2bin okunma
Hakk'a vâsıl olmak için önce O'ndan başka her şeyden yüz çevirmek, sonra yalnız O'na yönelmek yani kalbini ve fikrini O'na hasretmek lazımdır. Ancak bu yolculuk için ne gibi şeyler hazırlanacak ve sefere nasıl çıkılacak? Bütün meşayihin ittifakına göre bu yolculuk için her şeyden önce bir mürşid, bir delil, bir rehber bulmak gerekir. Zira yolu şaşırmak, maksada erişinceye kadar tesadüf edilecek vesvese, evham ve hayaller gibi tehlikelere uğramak pek muhtemel olduğu için böyle bir mürşidin yardımı ve kurtarıcılığına kesinlikle ihtiyaç vardır. Zâhirî olan bu delilden başka mânevî bazı yardımcılar da ister ki bu özellikle aşktan ibarettir. Zira aşk olmayınca hiçbir şey olmaz ve hiçbir maksat elde edilemez. Çekilecek zahmetlerin hepsi boşa gider. Bu mânevî yardımcıların bir kısmı da ihlas ve ihsandır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.