Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Düşün ki Kudüs'te bir evin kapısı yıkılacak gibi çalınıyor gecenin bir yarısı. Bir çocuk uykusundan uyanıyor korkulu gözlerle. Sevmediği adamlar var evin içinde, babasını alıp götürüyorlar. Bir şeyler yapmak istiyor ama ürkmüş ama korkmuş, başı önde... Ve sen sadece bir çocuksun Türkiye'de. Ne yapabilirsin? Ders çalışmak için uyanmışsın seherden az önce. Sayfalarını karıştırırken kitabının, notlarını alırken deftere, kalbinde bir niyet var. "Ya Rabbi ben bu okulu okuyorum ama kendim için değil, Efendim'in ümmetine bir faydam olsun diye okuyorum, yardımcım sen ol" diyorsun. Kalem bir ibadet şevkiyle notlar alıyor deftere. Kalem, kâğıt ve el bir oluyor. Bir dervişin elinde vecd ile dönen bir tesbih gibi şimdi kalem... İşte tam da o anda o kalemin defterin üzerinde çıkardığı ses, buradan kalkıp Kudüs'te bir evin penceresinden içeri bak nasıl süzülür. O çocuğun önce kalbine oradan gözlerine cesaret olup nasıl da dolar. Çocuk babasıyla göz göze gelmesin mi bir de. Babanın gözlerindeki ateş o adamlara neler yapar. Anne şaşkın, baba anlamaya çalışıyor ne olduğunu, çocuğun yüzünde bir tebessüm Türkiye kadar.
Sayfa 66
Ne kadar basit insanlarız... Doğru dürüst oturup düşünürsek bu manzumenin dünyada yazılabilecek en basit hokkabazlıklardan, yavelerden biri olduğunu eminim ki teslim ederiz. Hiçbir derin ve kuvvetli hisse, hiçbir büyük ve insanı sarsan fikre dayanmadan, sırf göz boyamak, esrarlı görünmek için yazılan bu beş on satırda, bir talebede bile mazur
Sayfa 210Kitabı okudu
Reklam
Fahr-i kâinat efendimiz, ezvac-ı mutahharattari Hz. Aişe-i Sıddıyka (radıyallahu anha) validemize: — Ya Aişe! Hac etmedikçe, Kur'an'ı hatmetmedikçe, bütün peygamberleri memnun etmedikçe, ananı, babanı razı kılmadıkça sakın uykuya yatmağa gitme, buyurmuşlar. Hz. Aişe sormuş: — Yâ Rasulullah... Bütün bunlar, bu kadar kısa zamanda nasıl mümkün olur? Rasûl-ü işân efendimin, saadetle buyurmuşlar: 1- Sübhanallahi vel-hamdülillahi'yi sonuna kadar okursan, Cenab-ı Hakk bir hac sevabı ihsan buyurur. 2- İhlâs-i şerifi üç kerre okursan, Kur'an-ı hatmetmiş sevabı ihsan buyurulur. 3- Salavat-ı şerife'yi okursan, bütün peygamberleri memnun etmiş olursun. 4- Rabbenağfirli'yi sonuna kadar okursan, ana ve babanı ve bütün mü'minleri razı kılmış olursun. ➤ Dikkat buyurunuz sevgili evlâtlarım. Mefhar-i âlem (sallallahu aleyhi ve sellem) efendimiz, yukarıda birinci maddede yazılan tesbih için: "CENNET HAZİNELERİNDEN BİR HAZİNEDİR." buyurmuşlardır. Şu halde, bunları mutlaka bilmeli, bellemeli ve her gece uykuya yatmadan mutlaka okumalıyız.
İşte Emin Kâmil’in istediği de bu!.. Bir şey anlaşılmadan garip bir tesir yapmak... Ne kadar basit insanlarız... Doğru dürüst oturup düşünürsek bu manzumenin dünyada yazılabilecek en basit hokkabazlıklardan, yavelerden biri olduğunu eminim ki teslim ederiz. Hiçbir derin ve kuvvetli hisse, hiçbir büyük ve insanı sarsan fikre dayanmadan, sırf göz
Allah'a dayanmayan bir çalışmanın faydası olmaz
Bana Suud'da sordular... Dediler ki: "Türkiye'de %99 müslüman var ama, niye büyük bir İslâmî gelişme yok?.." dedim ki: "Bir kere gelişme, yardım Allah'tandır. Allah'a dayanmayan bir çalışmanın faydası olmaz, bu bilinsin!.." Allah dilemediği zaman, olmaz. Allah'tan istememiz lâzım, dua etmemiz lâzım.. Dua ettik, bak nasıl yağmur yağıyor!.. Demek ki bu memlekette, bu diyarda, halâ ağzı dualı ve makbul insanlar varmış. Niye, yağmur için dua ediliyor da, İslâm'ın gelişmesi için dua edilmiyor?.. Niye, Fatih Camii'nde, şu müslümanlık gelişsin diye bir dua edilmemiş şimdiye kadar?.. Ne materyalist insanlarız biz yâ!.. Ne maddeci insanlarız biz... Yağmur kesilince, onbeşbin kişi Fatih Camii'nde toplanıyor, bir o kadarı Eyüb Camii'nde toplanıyor; ağlıyorlar, "Yâ Rabbi, yağmur gönder!" diye; İslâm gidiyor ama, hiç kimsenin kılı kıpırdamıyor... Giderse gitsin. Çünkü, evinde kendisi Kur'an okuyor, tesbih çekiyor; yetiyor... Olur mu öyle şey?.. Yağmurun umûmî yağdığı gibi, İslâmın gelmesi için, müslümanların kurtulması için niye dua yapmıyorsun?.. Yağmuru dua ile yağdırıyor da Allah, İslâm'ı dua ile geliştirmez mi?.. Geliştirir... Allah kimin duasını kabul eder?.. Tabii, sevdiği kulun duasını kabul eder.
Üçüncü günün sonunda şöyle yakardı Rabbine Zekeriyya Peygamber: "Allah'ım, bir vecibe olarak omuzlarıma yüklemeseydin, ben katiyen senin zikrine teşebbüs edemezdim. Seni, şanına yakın bir şekilde zikretmeye güç yetiremeyeceğime göre, nasıl böyle bir şeye teşebbüs edebilirdim ki? Seni hakkıyla takdis edecek biri olmak büyük bir onurdur,
Sayfa 153Kitabı okudu
Reklam
Kapital ve Kapitalizm
“Kapital” sözcüğü bu tarihi yolculukta tutacağım rotayı belirlememe yardım eder. Kapital yani sermaye, belirli bir kullanım için ayrılan paradır. Kara gün için yastık altına saklanır ya da alışverişte harcanır. Her iki kullanımda da para olma özelliğini korur. Kapital olması için, birinin o parayı çabası karşılığında iyi bir kazanç elde etmek
Sayfa 4-5
Şimdi bak -bütün vücutları bina eden azametini tesbih ederim- Allahu Teala değersiz zayıf bir nutfeden bütün bu kemikleri nasıl yarattı? ... Şekilleri ve özellikleri birbirine muhtelif bu kadar eczaları bir araya getirip insan vücudunu icat eden Allah'ın kudret ve azametini anlamak içindir. Bu cüzlerden birinin ölçüsü biraz fazla olsa ağırlık verir ve insan onu gidermek için çalışır ya da eksik olsa onu elde etmeye muhtaç olur.
Bedri hazin bir gülümseme ile başını salladı: "İşte Emin Kamil'in istediği de bu! .. Bir şey anlaşılmadan ga­rip bir tesir yapmak. .. Ne kadar basit insanlarız ... Doğru dürüst oturup düşünürsek bu manzumenin dünyada yazılabilecek en basit hokkabazlıklardan, yavelerden* biri olduğunu eminim ki teslim ederiz. Hiçbir derin ve kuvvetli
Sayfa 230
Bize hiçbir zaman darılmadığını, darılmayacağını biliyor ve buna iman ediyoruz ya rabbi; ama bazen cehaletimizden dolayı, bilmediğimiz için “niye arzularımız, isteklerimiz yerine gelmiyor” ya da “niye rabbimiz bizi böyle imtihana tabi tutuyor” deyip sana küsüyor, darılıyoruz ya rabbi! Bunun için senden af diliyor, mağfiret diliyoruz ya rabbi! Bu
Reklam
Duha Sûresi
E lem yecidke yetîmen fe âvâ: “(Rabbin) Seni yetim bulup barındırmadı mı?” Ve vecedeke dâllen fe hedâ: “Seni yolunu kaybetmiş bulup hidayete erdirmedi mi?” Ve vecedeke âilen fe agnâ: “Seni fakir (yoksul) bulup zengin etmedi mi?”
(52. Fayda): Zikir meclisleri, meleklerin de hazır bulun- dukları meclislerdir. Melekler, zikir meclisleri dışında dünyanın herhangi bir meclisinde hazır bulunmazlar. Nitekim Buhâri ve Müslim A'meş'ten, O da Ebû Salih'ten, O da Ebû Hüreyre'den rivâyet etti ki: Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyur- du:
KUR’AN’DAN BAŞKA BİR KELAM KONUŞMAYAN KADIN
Tebe-i Tâbiîn neslinden Abdullah ibn Mübarek hazretleri anlatıyor: Hacca gidiyordum. Irak-Suriye topraklarından geçerken yaşlı bir kadına rastladım. Selâm verdim. -“Selâmün gavlen min Rabbi’r-Rahîm : Rahîm olan Rab’den bir de sözlü “selâm” vardır.” (Yâsîn 36/58) âyetiyle selâmımı aldı. -“Buralarda ne yapıyorsun?” diye sordum. -“Men yudli
Daha 100-150 sene önce Filibeli Halil Fevzi Efendi, (Allah gani gani rahmet eylesin), Fatih camii'nde ilm-i hikmetten "Gazi-mir" okutuyordu. Çok ince bir kitap yani, ne diyeyim sana yarım santim nerdeyse, bu okunuyor ve bu kitap 11 sene de bitiyor. Halil Fevzi Efendi dersten sonra Bozdoğan Kemeri var, Unkapanı köprüsünün üstündeki yer var ya evi de oraya yakındı. Ve Halil Fevzi Efendi dersten sonra omuzlarda gidiyordu. Şimdi bir futbolcu gol atınca seyirci nasıl o futbolcuyu havaya fırlatıyorlar ya, Halil Fevzi Efendi lâ teşbih ve lâ temsil omuzda gidiyor, adamın ayağı yere hasret gitti, adamın ayağı yere değmedi arkadaş! 100-150 sene önce onlar böyleydi. Bu millet öyleydi.
Ve seccâdende veyâhut namazı kılacağın bir mahalde, Rabb'inin huzûrunda tahdîd ve teşbîh olmaksızın, ya'nî O'nu tenzîh-i sırf ile tahdîd ve teşbîh-i sırf ile takyîd etmeksizin dur! Ve tenzîh ve teşbîhe dâir îzâhât yukarılarda geçti. Ve yüzünü nasıl Ka'be'ye çevirmekte isen, kalbini de Hakk'a çevir!.. Ve namazın iftitah tekbîrini bu müşâhede içinde olduğun hâlde al! Ve Kur'ân-ı Kerîm'i kırâat ettiğin vakit, okunan âyet-i kerîmenin ma'nâ-yı münîfi ne ise, kalbini bu ma'nâda müstağrak kıl!
Sayfa 432 - İZ
118 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.