Necmettin Şahinler : Allah'a şirk koşmamak nasıl olur da namazın, orucun, haccın ve zekatın insana verebilmesi mümkün olan meşakkatlerden daha zor olabilir?
Ahmed Yüksel Özemre: Farz-ı muhal tesbih meraklısı bir zâtı göz önüne alalım, öyle ki bu zât için antika bir tesbihin peşinden koşmak, ona mâlik olmak için ailesinin gırtlağından keserekpara biriktirmek ve bu tesbihin hayaliyle avunmak hayatının önemli bir bölümünü tesiri altına almış olsun da kendisini bu ihtirasdan kurtaramasın ve hatta kurtarmayı dahi düşünmesin ya da kendisine durumunun vahâmetini ikâz edenlere husûmet beslesin. Böyle bir kimse artık söz konuu tesbihin kulu mertebesine düşmüş değil midir? Böyle bir kimse her gün namazlarını otomatiğe bağlı bir şekilde kılmaya devam etmekte olsa bile, kendisini tesbihin kendi üzerinde kurduğu bu istibdattan kurtarabiliyor mu? Allah'tan başka bir de tesbihe kulluk etmekte olduğunu fehm, idrak ve temyiz edebiliyor mu? Her gün namazlarında en az 40 kere okumakta oldugu Fâtiha Sûresi'nin "iyyâkena'büdü ve iyyâkenestaîn" ayetinin anlamını teffekkür edebiliyor, bunun insana vermesi gereken idrâki zinde tutabiliyor ve gereğini de yerine getirebiliyor mu?
Otomatiğe bağlanmış namazı kılmak kolay fakat derin bir tefekkür, idrak, temyiz ve otokontrol gerektiren Allah'a şirk koşmamak ise en zor ibadettir.