Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
Yaşamak … Ey yerlerin ve göklerin bağışı Bu yalnızlıkta bile nasıl güzel
Reklam
200 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Ne yaptın sen Şermin Yaşar? Kitabın kapağını kapattım ama kalbimin kapağını nasıl kapatırım şimdi? Off, gerçekten çok güzeldi, bu kadın gerçekten çok güzel yazıyor. Daha öncesinde hikâye kitaplarını okuduğumda da hiç bitmesin isterdim ama ilk romanı olan bu kitap da hiç bitmese, her günüme eşlik etseydi keşke. Herkesin bir derdi var, durur içerisinde misali kitaptaki karakterlerimizin hepsi birbirinden yaralı ama yaralarından haberleri yok. Sadece her gün hepimizde olan şikayetlenmeleri, mutsuzluklarıyla cebelleşmeleri var. Bir düğümün içindeler çünkü ve o düğümün çözülmesiyle ancak benliklerini buluyorlar. Çocuklar anne babalarının günahlarını yaşarlarmış derler ya hiç inanmak istemediğim, gerçek olmasını kimse için dilemediğim bir sözdür. Bizler daha kendi günahlarımızla baş edemezken bir de onların günahlarını yükleme üzerimize Allah'ım. Bizi Emin, Ethem ve Ekremlerden eyleme. Daha fazla söze hacet yok, kısacık bir kitap ama o kısacık kitap Emin, Ethem, Ekrem, Kâzım Baba ve diğerleriyle nasıl yakıp kavuracak sizi buyurun kendiniz görün.
Söyleme Bilmesinler
Söyleme BilmesinlerŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20233,874 okunma
Kadınlar, diyeceğim sonra, nasıl bu kadar güzel oluyor.
Bilal-i Habeşi
İslam davetinin ilk günleriydi. Mekkeli müşrikler, günden güne büyüyen hak dinin önünü almak üzere Dârünnedve’de toplantı üzerine toplantı yapıyorlardı. Yine bir gün Kureyş’in ileri gelenleri burada toplanıp iman edenlere karşı ne gibi tedbirler alacaklarını konuşuyorlardı. Toplantı esnasında, birisi Ümeyye b. Halef isimli azılı bir müşriğin
Sözün dört türü olduğunu bil: İlki ne bilinir ne de söylenir. İkincisi hem bilinir ve hem söylenir. Üçüncüsü söylenir ama bilinmez. Dördüncüsü bilinir ama söylenmez. Ne bilinir ne söylenir olan söz odur ki dini ziyan eder, insanı zarara uğratır. Bir diğeri, söylenir ama bilinmez söz odur ki gerek Allahu Teâlâ'nın kitabında gerek
Reklam
223 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
HACC İslam'ın Devrimci İbadeti
Hacc tecrübesi bana neler öğretti. Kişi hacca giderken kendi kendine "hacc ne demektir diye sormalı ve haccın Allah'a doğru yükselmesi olduğunu bilmelidir." Hacc ibadeti pek çok şeylerin aynı anda gösterisidir. Gösteride Allah, sahnenin yöneticisidir. Adem, İbrahim, Hacer ve şeytan başlıca karakterleridir. Sahneler Mescid'ûl
Hac
HacAli Şeriati · Fecr Yayınevi · 20111,340 okunma
384 syf.
·
Puan vermedi
·
23 günde okudu
RasTgele
Hafızai beşer nisyan ile maluldur. İnsan kelimesinin kökeni de nisyandan gelir. Yani unutmak. İnsan unutur. İlk unuttuğu Kalu Bela'da Allah'a verdiği sözdür. Ve unutmak aslında ne büyük nimettir. Unuttuğum bütün acılarımın benimle birlikte hayatımda devam ettiği düşüncesi bile beni tedirgin ederken unutmanın şükrü nasıl eda edilir bilmem Mesela Allah bazen öyle bir affeder ki kulunu, kul işlediği günahı bile unutur. İşte bu ne güzel bir nimettir. Ama bazen unutmak ne büyük ahmaklıktır. Aynı şeyi yaşayıp farklı tecrübeler edinmeye ne gerek var değil mi ama. Hatırlamak nimetinin de farkında olmak gerekir. Evet efendim anlayacağınız odur ki kelimelerin kökeni hep ilgimi çekmiş, beni şaşırtmıştır. Masaya kimin masa dediğini neden horoz diye hitap etmediğimizi merak etmişimdir mesela. Çünkü bu büyük bir varlık göstergesi. Öyle biri olacak ki O söyleyecek ve ardından dünyaya gelen büyü nesiller o şekilde hitap edecek bir nesneye Allah Cennette Hz Ademe öğretmiş meğerse bütün kelimeleri. Birkaç soru takıldı aklıma: Acaba hangi dilde konuşurdu Hz Adem. Kuvvetle muhtemel unutulmuş bir dildir herhalde diye düşündüm Ve bütün diller tek dilde toplanır. Ademin konuştuğu dil. Yani bir yerlerde bütün insanlıkla akraba çıkacağım gibi Türkçe de Almancayla, Fransızca da Aramcayla, İtalyanca da Arapça ile akraba çıkıyor imiş Sözlerimi şöyle noktalamak isterim 72 millete aynı gözle bakmayan Halka müderris olsa Hakka asidir Vesselam
Lâ: Sonsuzluk Hecesi
Lâ: Sonsuzluk HecesiNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202112,3bin okunma
Tanrıyla yalnızlığı konuşacağım Dünyayı gösterip gözyaşlarımın içinden Yoksulluk sana hiç acı vermiyor mu, diyeceğim Kadınlar, diyeceğim sonra, nasıl bu kadar güzel oluyor.
İhtiyar kadının elleri göğsünün üzerindeydi. Gülümseyerek kocasına baktı, kocası da ona gülümsedi. Sonra biraz önce söylediklerini tekrarladı: - Gerçeği söylüyorum, şaka etmiyorum. Yarım asır boyunca saadeti aradık, zengin iken onu bulamadık. Şimdi hiçbir şeyimiz kalmadı, hizmetçi olduk, fakat öyle bir saadete eriştik ki, bundan daha iyisini
Ezr yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
80 syf.
·
Puan vermedi
·
17 günde okudu
Kitap bitti ama nasıl bitti.. :) Ben şiiri Şükrü erbaşla sevmiş bir insan olarak her şiirinde kendime ait bir his bulabilirim zaten.. nerdeyse her sayfada altı çizili cümlelerim vardır.. onlar şairden çıkmış artık benim olmuşlardır :) Bu güzel eserde de derinlerde bir yere dokunuyor, içinizde bir his bırakıyor acı mı desem yıllardır aradığın kayıp hissin mi desem yaşamaktan korktuğun duygular mı desem bilemedim .. emeğinize sağlık sevgili yazar.. Bir gün yalnız bile olmayacağız.* İçimizde bir uğultuyla bakacağız dünyaya..*
İnsan Bir Eksik Sözdür
İnsan Bir Eksik SözdürŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 20212,395 okunma
saat dört yoksun saat beş, yok altı, yedi, ertesi gün daha ertesi ve belki kimbilir... kitap okurum içinde sen varsın şarkı dinlerim içinde sen oturdum ekmeğimi yerim karşımda sen oturursun çalışırım, karşımda sen en güzel deniz, henüz gidilmemiş olandır en güzel çocuk henüz büyümedi en güzel günlerimiz henüz yaşamadıklarımız ve sana söylemek istediğim en güzel söz henüz söylememiş olduğum sözdür o şimdi ne yapıyor? şu anda şimdi, şimdi, şimdi evde mi, sokakta mı? çalışıyor mu, uzanmış mı, ayakta mı? kolunu kaldırmış olabilir mi, hey gülüm beyaz kalın bileğini nasıl da çırçıplak eder bu hareketi o şimdi ne yapıyor şu anda şimdi, şimdi, şimdi belki dizinde bir kedi yavrusu var, okşuyor belki de yürüyordur, adımını atmak üzeredir her kara günümde onu bana tıpış tıpış getiren sevgili canımın içi ayaklar ve ne düşünüyor, beni mi? yoksa ne bileyim fasulyenin neden bir türlü pişmediğini mi? yahut insanların çoğunun neden böyle bedbaht olduğunu mu? o şimdi ne düşünüyor şu anda şimdi, şimdi saat dört yoksun saat beş, yok altı, yedi, ertesi gün daha ertesi ve belki kimbilir...
407 syf.
·
Puan vermedi
Tasavvufun ishakı, bu çok samimi mistik şiirdeki her kelimeden anlam çıkarmaya bizi baştan çıkarıyor. Attar bizi bu yaşam yolculuğuna çıkarırken kesinlikle keyif veriyor: aşk, anlayış, kopukluk, birlik, şaşkınlık, yoksunluk ve ölüm ve kişisel kusurlarımızla ve hayal kırıklıklarımızla uğraşırken kendi psikolojik ve ruhsal yolculuğumuz.. Abdalla, bu
Mantık Al-Tayr
Mantık Al-TayrFeridüddin Attar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20194,759 okunma
Resim