Tarık Tufan'ı Ot dergisinden takip ederim, yazım tekniğini, cümlelerini severim. Genelde her yazısında altını çizdiğim bir kaç bana dokunan satır olur. Dini bir tarafının olduğunu da biliyordum fakat bu kitapta o kadar fazla dini gönderme var ki artık sıkıldım, yarısında bırakacaktım. Çünkü arada kalmış bir kitap. Ne dini göndermelerin altı doluyor ne de verdiği mesajlar destekleniyor. Bir kere kitabın tamamında dua edelim teması var. Dua ettik çünkü etmek güzel, dua edelim çünkü Allah dua edenlerin yanında. Tamam da bu ne kattı bana? E kardeşim madem böyle temalı bir kitap yazacaktın, koy ismine Eyvallah, koy Elif Gibi Sevmek sür gitsin piyasaya, en azından para kazanırsın. Ama yok hem o güzel cümleleri yazacak hem de nasıl bir insan olduğunu gösterecek. Keşke bu kitaba rastlamasaydım. Dergide o kadar içten cümleler yazıyordu ki, takip edeyim dedim. Bu kitap yüzünden şimdi mimli bir yazar olarak kalacak gözümde. Yazım olarak daha yüksek puanları hak etse de içerik olarak hiç beğenmedim.
Özellikle Kudüs'e gidelim, gazzeli çocuklar ölmesin minvalinde satırlar var ki hay aklını sevdiğim dedim, dünyada bir tek Gazze'li çocuklar mı var ya da Vatikan'da da o Kudüs'te belirttiğin dinginlik huzur yok mu? Bu kadar mı vizyonsuz kitap yazılır. Bu kadar din sömürülür. Dünya edebiyatına açılamayışımızın altında kültürümüz yatıyor bu bir gerçek. Kültürümüzü dışarıya açacağımıza, boğulup gidiyoruz. Hep bu ötekileştirme yüzünden. Daha çok şeyler yazardım da, yazarı seviyorum.