Kartallar uçar, çünkü kanatları var. İnsanlar da uçar, çünkü kalabalık gruplar halinde nasıl işbirliği yapılacağını bilirler. İşte bizi bu kadar güçlü yapan şey budur.
... Bu nasıl bir dünya, hikâyesi zor; Mekanı bir satıh, zamanı vehim. Bütün bir kainat muşamba dekor, Bütün bir insanlık yalana teslim. ...
Reklam
Amerika'daki Sınıflarda Naziler Yaratmak
Kaliforniya, Palo Alto'daki lise dünya tarihi dersinde öğrenciler birçoğumuz gibi soykırımın insanlık dışı olduğunu anlayamamışlardı. Böylesine ırkçı ve ölüm saçan bir sosyo-politik hareket nasıl başarıya ulaşmış olabilirdi? Ortalama vatandaşlar Yahudi kardeşlerine uygulanan bu acımasızlıklar karşısında nasıl bu kadar aptal veya umarsız olabilmişlerdi? Sınıfın yaratıcı öğretmeni Ron Jones soykırıma inanamayan öğrencilerine anlamlı bir mesaj verebilmek için anlatım yöntemini değiştirmeye karar verdi. Bunun için alışıldık didaktik öğretim yönteminden deneyimsel öğrenim yöntemine geçti. Öğrencilerine gelecek hafta Almanların yaşamış olduğu deneyimin bazı yönlerini sınıfta yeniden canlandıracaklarını söyledi. Bu ön uyarıya rağmen, sonraki beş gün boyunca devam eden rol oynama "deneyi" öğrenciler için ciddi bir soruna ve okul müdürüyle velilerin tepkilerini bir kenara bırakalım, öğretmen için bir şoka dönüştü. Öğrenciler, Hitler'in Nazi rejimindekine neredeyse tıpatıp benzeyen totaliter bir inanç ve baskıcı kontrol sistemi yaratınca canlandırmayla gerçeklik iç içe geçti.
143 syf.
10/10 puan verdi
Sezai Karakoç'un çağdaş bir "Kısas-ı Enbiya" kitabıdır ; yani "Elçilerin Kıssaları..." İnsanlığın babası Adem'in yitirdiği cennetin Rasuller-Nebiler silsilesi boyunca insanlık tarafından aranışının dramatik öyküsüdür. Üstadın bu eserinde Hz. Adem’den başlayarak Nuh, İbrahim, Yusuf, ... ve son peygambere (Hz. Muhammed) kadar uzanan insanlık çizgisini değişik ve çarpıcı bir dille inceliyor. İnsanın çileleri, umutları ve başarıları çok enfes tespitlerle anlatılıyor. Okunması gereken bir eser olduğunu söyleyebilirim. Yitik bir cennet, cennetin sekiz kapısı ve sekiz kapının her birini sembolize eden sekiz peygamber; Adem, Nuh, İbrahim, Yusuf, Musa, Süleyman, Yahya, İsa, Muhammed... Kitapta her bir peygambere bir şey yüklenmiş ve peygamberlere yüklenen bu özellik ve görevler medeniyetlere benzetilmiş. peygamberin yaşamlarından alıntılar ve çıkarımlarla onları en son peygamber Efendimizin çevresiyle bağlayan, bazı şeyleerin öyle kolay elde edilmediğini anlatan ve bugünkü sürece gelirken toplum devlet millet gibi kavramların nasıl oluştuğunu anlatan farklı bir dille kaleme alınmış bir eser okunmasını tavsiye ederim.
Yitik Cennet
Yitik CennetSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 20218,9bin okunma
Hayatın bittiği yerde nasıl durulur bilmiyorum. Gururlu mu, cesaretsiz mi, yeniden doğacak gibi hırslı mı, öfkeli mi? Nasıl durulur, durulursa ilk ne söylenir bilmiyorum. Bildiğim içimizde insanlık dileyen büyük bir parçanın yıllar boyunca Yaralı ve kimsesiz kalacağı. Nefretin ve sevginin ötesinde, anlamsızlığın ortasında kalem uçlarına paslı iğnelerle dikilmiş yüzümüze bakıyorum. Bu nasıl yazılır? Bu suç mahallinde umudu nasıl dile getireceğim? Hangi küreklerle, hangi toprağa gömeceğim bunca cesedi?
Adanmışlık, sadece umutsuz bir duygusallıkla, akılsızca kendini öldürmek gibi bir şey değildir. Bundan çok farklıdır. Adanmışlık en muhteşem şekilde sonsuza kadar yaşamaktır. İnsanlık ancak bu saf adanmışlığa bağlı kalarak ölümsüz olur. Fakat adanmışlık için bir kılık da gerekmez. Herkes bugün, tam şu anda oldukları şekillerde kendilerini adamalıdır. Çapa yapan biri, çapa yaparkenki haliyle adanmışlığını göstermelidir. Kendin hakkında sahtekâr olamazsın. Adanmışlıkta ertelemeye izin verilmez. İnsanın her ânı, her dakikası adanmış olmalıdır. Kaşo Usta mükemmel, tam bir adanmışlığın nasıl olması gerektiğine dair yöntemleri düşünüp durmanın en anlamsız şey olduğunu tekrar tekrar vurguladı. Dinlerken defalarca kez kızardım. Şu âna kadar, kendimi Yeni Adam, Yeni Adam diye açıklayıp duruyordum. Adanmışlığın dış görünüşüne, kılığına fazla özendim. Görünüşe göre makyaja, süslemeye çok takılmıştım. Yanı başımdaki Yeni Adam tabelasını cesurca indirmeliyim. Zaten çevrem de en az benim kadar aydınlanıyor. Şimdiye dek ortaya çıktığımız yerler hep kendiliğinden parlak ve görkemli olmadı mı? Bundan sonra artık hiçbir şey demeden, ne hızlı ne yavaş, tam olması gereken tempoda dosdoğru yürüyelim. Bu yol nereye gidiyor? Bunu büyüyen bir asmaya sormalısın. Asma sana cevap verecektir: "Hiç bilmiyorum. Ama güneşe doğru büyüyorum."
Reklam
Aliya İzzetbegoviç'in Türklere Yazdığı Mektup
"Merhaba efendim, ben Aliya. Aliya İzzetbegoviç. Bosna-Hersek'in cumhurbaşkanıyım. Sizi Devlet-i Aliyye'nin en güzel şehirlerinden birinden, Bosna Sarayı'ndan, sizin daha sık kullandığınız haliyle Saraybosna'dan selamlıyorum. Bu kısacık sohbetimizde, parçası olduğumuz Avrupa'dan, Avrupa'nın ve Batı'nın
Neler Yaptık Nasıl Geldik Bu Güne
Yürüyen konuşan yiyen doymayan Kaç put sevdik kaç put seçtik sayamam Toprakları kanımızla suladık Kaç kuyuda ekin biçtik sayamam Hangi yaşta kaç slogan söyledik Kaç mantara alkışçılık eyledik Kaç dönemde kaç zindanı boyladık
Huyumuz kurusun inşallah..
"Ne müslümanlığıdır, anlamam ki, yaptığınız? Çıkar yol olmayacak, korkarım, bu saptığınız! Görünce fesli, atılmak, tasarlayıp bıçağı; Görünce şapkalı, sinmek, değiştirip sokağı"* *** Müslümanlar(!) fitne ve tefrika içinde birbirlerini yiyorlar. Kendi aralarında, din kardeşlerine karşı bıçakları pek keskin ama asıl düşmanları olan "şapkalılar" (kâfirler) karşısında pek süklüm püklüm, pek dalkavuk, pek ödlekler... Bu nasıl bir müslümanlık ola? "Müslümanlık nerde, bizden geçmiş insanlık bile!" (Safahat, Hatıralar, s. 278)
Sayfa 12 - Şule Yayınları | *Safahat, Fâtih Kürsüsünde, s. 247.Kitabı okuyor
Nasıl bir çağ Hayatın parça parça sömürüldüğü ... düzenin kötü uğruna heba edildiği... azınlık iyiliğin bile yok sayıldığı yanlış bildiğimiz doğruların doğru bildiğimiz yanlışlara dönüştüğü.... Haklı haksız ayırmadan vicdanla düşünsek olmaz mı ? Peki ya empati , hak hukuk demiyorum geçtim o insani üst vasıfları.. Göz göre göre suç teşkil etmesi gerekirken akil sayılan dayatmaları.... Bilginin güç olduğunu , okumanın en büyük erdem olduğunu savunurken ne ara bu kadar yozlaştık.. Sorarım dostlar biz bu çağa nasıl evrildik. Tamam sevmeyelim hiç kimseyi , kendimizden başka bilmeyelim bir kalp , sadece kendimizde atsın yüreğimiz ... de .... ya saygı.... ya merhamet ... ya insanlık...napalım hooppp hepsini çöpe mi atalım yok mu bir geri dönüşümü bu çöpün..ya da bu geri dönüşüm mü bizi bizden aldı... Sorarım dostlar çöpe gidene fazla acımayıp , çöpten dönene mi bu kadar aldandık ......
Reklam
210 syf.
·
Puan vermedi
Hep ertelediğim bir kitaptı. Yeni bir kitap okumak için karar verme aşamasındayken anasayfamda karşıma çıktı aynı kitap: yaşamak! Kıymetli bir okurun incelemesi ile ikinci defa karşıma çıkmış oldu yani. Daha fazla ertelemeden başlayayım en iyisi dedim:) Bazen olur ya bir kitaba başladığınızda karmakarışık olaylar olur, sizi kitaptan soğutma
Yaşamak
YaşamakYu Hua · Jaguar Kitap · 201632,7bin okunma
Dostoyevski'nin Anna Karenina incelemesi!
Başlangıçta çok beğendim; başımı kaldıramıyordum; ayrıntılarına kadar bayağı hoşlanmıştım; ancak bütününde ilgim azaldı. Bunu bir yerlerde okumuşum gibi gelmişti bana, evet, hâlâ belleklerde tazeliğini koruyan, Kont Tolstoy'un Çocukluk ve Delikanlılık, Savaş ve Barış adlı yapıtlarında da aynı hava vardı. Konusu farklı olmakla birlikte Rus
Sayfa 701 - 702, 703, 704, 705, 706, 707, 708, 709, 710, 711, 712 Yapı Kredi Yayınları
272 syf.
6/10 puan verdi
Dinler Tarihi 101 İncelemesi
Bu sene içinde okumayı planladığım birtakım kitaplara hazırlık olması amacıyla okuduğum bir kitaptı
Dinler Tarihi 101
Dinler Tarihi 101
. Ancak benim için büyük bir hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Zira kitabın adı ile alakalı olarak dinler tarihi ile alakalı çok bir bilgi yok. Dini ritüeller, inanışlar, normlar ön plana alınmış. Bir paça hangi dinin nasıl doğduğundan
Dinler Tarihi 101
Dinler Tarihi 101Peter Archer · Say Yayınları · 2018872 okunma
Sana sesleniyorum
🗣️ Sana Sesleniyorum En yüce değerin emek yerine köşeyi dönmek olduğu, Bütün sistemlerin adaletsizlik üretmek üzerine kurulduğu, İnandığımız insanlık değerlerinin yerle bir edildiği, Yaftalamanın, bayağılığın veya anlayacağın dille yozlaşmanın, çirkin dayatmaların egemen olduğu bu çağ dışı dünyanın çağdaşı nasıl sen oluyorsun?Bu zulmün destekçisi olduğunun farkına bile varmadan Hiçbir mücadele vermeden ve itiraz etmeden Sömürgenin dili olmak adına içi boş reklam kokan palavraların temsilini üstlenmiş halinle Nasıl bu dünyanın çağdaşı Sen oluyorsun! Bütün bunları kime söylüyorum? Üstüne alınan, gocunan kimler ise onlara söylüyorum | Önder Karaçay |
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.