"Söz vermiştim kendi kendime: Yazı bile yazmayacaktım.
Yazı yazmak da, bir hırstan başka ne idi? Burada namuslu insanlar arasında sakin, ölümü bekleyecektim; hırs, hiddet neme gerekti? Yapamadım. Koştum tütüncüye, kalem kağıt aldım. Oturdum. Ada'nın tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa küçük değnekler yontmak için cebimde taşıdığım çakımı çıkardım. Kalemi yonttum. Yonttuktan sonra tuttum öptüm. Yazmasam deli olacaktım."
(Sayfa 73 - Haritada Bir Nokta)
Sait Faik Abasıyanık okuma etkinliğimde Son Kuşlar; Sarnıç, Semaver, Kayıp Aranıyor, Şimdi Sevişme Vakti' den sonra beşinci kitabım oldu.
Bu incelemeyi hazırlıksız yazıyorum. Bir inceleme okudum. Giriş cümlesi aynen şöyleydi. " Sait Faik bana kalırsa bir edebiyat balonudur." Polimiksiz yazmak istiyorum. Aynı Sait Faik mi okuduk diye .. Kabul ediyorum. Her kitap, her öyküsü, her yazar herkese hitap etmez. Ancak bu ifadenin de Sait Faik' e büyük haksızlık olduğunu düşünüyorum.
Sait Faik ne yazmış... Bizim insanımızı, insanlarımızı.. Denizi, martıyı, kayığı, kayıkçıları, köyü, köylüyü, patika yolları, mahalleyi, mahalle insanlarını, fakiri, çocuğu, yaşlıyı.. Süslemeden olduğunu gibi..
Birbirinden değerli onlarca hikayesini okudum. Okumaya da devam edeceğim. Onlarca da alıntı paylaştım. Çok değerli okur arkadaşlarıma okuma etkinliklerinde Sait Faik Abasıyanık' a da zaman ayırmaları dileğimle...
İyi okumalar..