--ÖZENSİZ VE UZUN KİTAP NOTLARI--- Metafiziksel önermeler ise ne evren üstüne bilgi veren ne de mantıksal önermeler gibi doğruluk ya da yanlışlıkları kendi içlerinde olan önermelerdir. Yani bunlar ne doğru ne de yanlıştırlar. Bu önermeler hiçbir bilgi veremezler. Bu nedenle de aslında önerme değildirler. Ne var ki, metafiziksel önermeler, hem
Sizi En Çok Ne Mutlu Ediyor? Bu incelemeyi sizin yorumlarınız yazacak. Nasıl mı? Kitabın yazarı Frankl'a göre her insanın anlam arayışı kendisine özgüdür. O zaman size soruyorum: Kendi anlamınızı nerede arıyorsunuz? Gelecek için bilinçli çocuklar yetiştirmekte mi? Allah'a inançta mı? Kitap okumakta mı? Hayvan sevgisinde mi? Belki de hiç
Reklam
Rol gereği budala bir insanı oynuyorsak, budala olmadığımızı düşünerek kendimizi kullanmayız ve bu yanlış tutum içinde, o karakteri yalnızca “göstermeyi” kurarız. Oysa bir bebeğin yarım konuşmasıyla ve naif hareketlerle bir köpeği severken, bir budala gibi davranırız. Ne kadar akıllı ya da zeki olursak olalım, her insanda şöyle ya da böyle saf ve budala bir yan vardır. Öyleyse, rol gereği canlandıracağımız o budala karakteri kendi saf ve budala yanımızı da katarak renklendirmeliyiz. Ne kadar zeki okursak olalım, bizim bilmediğimiz bilgilere sahip olan bir insan -örneğin bir uzay fizikçisi ya da kuantum fiziğinden söz eden bir bilim insanı- karşısında kendimizi bir budala gibi hissedebiliriz.
Müzik
İnsanın kelimelerle anlatamadığını notalarla anlatma santıdır bence müzik.Hele ki kelimelerin muhtevasının bu denli boşaltıldığı zamanımızda neler anlatmaz ki notalar gönlü güzel kalanlara. Sizin de mutlaka kalbinize düşmüştür; bir sevdiğiniz vardır, ona karşı hissettikleriniz öyle derin öyle müstesnadır ki, tüm sözcüklerini tarasanız evrenin,
17 ~ 23
Münevver Özgenç yazdı... EFELYA... - Başına bir hâl gelirse dağlara gel dağlara- demiş ya âşık; Başımıza gelmedik hâl kalmayan bu savaş-şiddet- yıkım günlerinde, şiire, öyküye, romana daha fazla sığınmalı desem yeridir sanırım. Ülke hallerinden kaynaklı kuşandığımız acıyı, kederi, hafifletmek için. Eğitimci- Şair- Yazar Mehmet
Klasik iktisatta günlük hayatta tümüyle hepimizin akılcı olduğu varsayımı, karşılaştığımız bütün seçeneklerin değerini hesapladığımızı, daha sonra da mümkün olan en iyi eylem hattını takip ettiğimizi ileri sürer. Peki ya yanılgıya düşüp akıldışı bir şey yaparsak? Bu durumda da geleneksel iktisadın bir cevabı vardır: “Piyasa kuvvetleri” bizi önüne katıp hızla doğru ve akılcı yola geri götürür. Aslında, Adam Smith’den bu yana iktisatçı kuşakları bu varsayımlara dayanarak vergilendirme ve sağlık hizmetleri politikalarından, mal ve hizmetlerin fiyatlandırılmasına kadar her şey hakkında geniş kapsamlı sonuçlar geliştirebilmişlerdir. Ancak, bu kitapta göreceğiniz gibi, bizler kesinlikle klasik iktisat kuramının ileri sürdüğünden çok daha az akılcıyız. Dahası, bu akıldışı davranışlarımız ne rasgele ne de anlamsızdır. Bunlar hem sistematik oldukları hem de defalarca tekrarlandıkları için öngörülebilir davranışlardır. Dolayısıyla, klasik iktisatta değişiklik yapmak, onu naif psikolojiden (genellikle akıl yürütme, içebakış ve—en önemlisi—deneye dayalı araştırmalarda başarısızdır) uzaklaştırmak anlamlı değil midir? Bu tamamen davranışsal iktisadın boy atmakta olan alanıdır ve söz konusu kapsamlı girişimin küçük bir parçası olarak bu kitap bunu yerine getirmeye çalışıyor.
Reklam
Geri14
47 öğeden 41 ile 47 arasındakiler gösteriliyor.