Önce, öznel idealizmin bilgi kuramına dayanan nesnellik kavramını inceleyeceğiz.
"Üçüncü yol”dan daha önce, bilgi kuramı konusunda söz etmiştik. Bunun kökeni, kısmen Nietzsche'ye, kısmen Mach ile Avenarius'a, oradan da Husserl'den geçerek, bilince bağımsız bir varlık tanıyan ama bu varlığın tanımında, bilgisinde ve yorumunda eski idealist yöntemi izlemeye devam eden varoluşçuluğun varlıkbilimine uzanır. Önceki dönemde başat olan bilgi kuramları, nesnel gerçekliğin kavranabileceğini reddediyordu. Öznel idealizmin bilgi kuramının bütün ilkelerini olduğu gibi devralan “üçüncü yol”, yalnızca bilinçte var olan düşünce ve kavramların kendilerinin de nesnel gerçeklikler olduğunu örtülü bir biçimde kabul eder gibi görünerek, öznel idealizmin daha önce koymuş olduğu sınırları hissettirmeden ortadan kaldırıyor.
Öyleyse biz de, bu felsefenin sözünü ettiği gerçekliğin ne olduğuna bakalım. (Bu arada, burjuva felsefesinin maddeciliğin adını bile anmaksızın hep idealizm/gerçekçilik kutuplaşmasından söz ettiğini hatırlatalım.) Mach ve yeni-Kantçıların bilgi kuramı, doğa bilimlerinin terimlerini ödünç almakla yetinir ve bilginlerin "naif gerçekçilik"inin keskinliğini azaltmak peşindedir. Berkeley gibi onlar için de fikirler ve gerçeklikler arasında fark yoktur.