Insanların genç çağlarında Az zamanda çok büyük işler yapma yeteneği olur hep bir ölçü vardır çalışmanın ölçüsü düşünmenin okumanın durumunun beklemenin tembelliğin tevazun Hatta mutluluğun ölçüsü mutluluk Hem hak hem de görevdir ne olacak da Keşke demeyeceğiz bu kişilerden bizi ne ayıracak önümüze bir hedef koymanız sizi ayıracak akadetlerini
X Arabasına bindiğimiz zaman Prens: -Bakın aklıma ne geldi, dedi, bir yere gidip bir şeyler yesek. Ne dersiniz? -Bilmem ki Prens. Geceleri yemek yeme alışkanlığım yoktur. Sabit, kurnaz bakışını gözlerime dikerek: - Hem yer, hem konuşuruz, diye ekledi. "Anlaşıldı, açık konuşmak istiyor!" diye düşündüm. Benim de istediğim buydu zaten.
Reklam
Schopenhauer'e göre, faal bir akıl yahut mutlak kudrete sahip bir Tanrı tarafından yaratılmamıştır. Daha açık söylemek gerekirse, her şeye kadir bir Tanrı, bu âlemi düşünerek, tasavvur ederek, dıştan şekil vererek ve tanzim ederek yaratmamıştır. Peki, bir mikro kozmos olan insanı kim yaratmıştır? Schopenhauer bu probleme İrâde’nin hürriyeti
Ötüken Neşriyat •II.Bölüm: İrade Felsefesi - İrâde & TasavvurKitabı okudu
Nasıl başladı, ne vakit başladı, bilemiyorum. Ama ilk belirtiler, dokuz yaşımda iken patlak verdi. Misafirlerle bahçede oturuyorduk. Yaşlı bir zat saati sordu. Aksi gibi, kimsede saat yoktu. Eniştem içeri, saate bakmaya koştu. Ben o aralık: “Üçü yirmi geçiyor” diyivermişim. Bu tutturuşa, önce kimse şaşmadı. Boğazda, geçen vapurlara bakıp zamanı
Resim