Julia özlem dolu bir nefes aldı ve gözlerini kapata- rak onun yanında olduğunu ve omuzlarına masaj ya- parak bütün ağrısını aldığını hayal etti. "Eğer orada olsaydım omuzlarına masaj yapardım. Bana yaslanır- dın ve ben de seni iyileştirirdim." "Hımm... Eminim yapardın." "Ben sana masaj yaparken, sen de başını bacakla-
Sayfa 72
Hey gidi SAYGISIZ!
Muazzez İlmiye Çığ yazmış: Dün gece geç saatte kişinin biri boyundan büyük söz etmiş: “Türkçeden arapça ve farsça sözcükleri çıkarırsanız Türkçe kalmaz!” Gibi köksüz bir söz savurmuş… Bayramı da unutmamış, kutlamış. (Önce yine farsça, arapça sanılan
Reklam
YALNIZLIĞIN YARATTIĞI İNSAN Pardösüsünün kürklü yakasını kaldırınca üşüdü mü diye baktım. Aslında soluk esmer yüzü balmumu gibi sararmıştı. – Üşüdün, dedim. Kaşını kaldırdı. Yanağındaki çıban yerinde kan yoktu. Durdum. Yüzünü avuçlarıma alıp ovaladım. – Neden böyle oldun, dedim. Güldü. Karanlığa doğru tükürdü. Başını iki tarafa şiddetle
HAVUZ BAŞI Beyazıt Havuzu'nun kenarındaki kanepelerden birine oturmuş sizi bekliyorum. Yaşını almış bir adamın yirmi yaşındaki çocuk kederlerini, sevinçlerini yaşaması ne demektir, diye düşünüyorum: Belki, bir geç olma hadisesi. Belki de bir çeşit hazları, kederleri, çocuklukları uzatma temayülü. Ama bu uzayan yaz, kışın gelmeyeceğine alamet
Tarih Türkler ile, dil Türkçe ile başlar.
Muazzez İlmiye Çığ: İNSANLIĞIN İLK DİLİ TÜRKÇEDİR Türkçe insanlığın dilidir. Diyelim ki hiç konuşma bilmeyen insansınız. Ağzınızı açın ve ses çıkarmayı deneyin; Doğaçlama ilk ses olarak Aaaa… dersiniz! A
Evetle Hayır Arasında
Ama bu saatte neredeyim ben? Ve bu ıssız kahveyle geçmişin bu odasını nasıl ayırmalı birbirinden. Yaşıyor muyum, yoksa anımsıyor muyum, bilmiyorum artık. Deniz fenerlerinin ışıkları hep yanıyor. Önüme dikilen Arap da kahveyi kapayacağını söylüyor. Çıkmalı. Öylesine tehlikeli olan bu yokuşu inmek istemiyorum artık. Körfeze ve ışıklarına son bir kez daha baktığım gerçek, o zaman bana doğru yükselen şey daha güzel günlerin umudu değil, her şey ve kendim karşısında durgun ve ilkel bir ilgisizlik olduğu da gerçek. Ama bu fazlasıyla yumuşak, fazlasıyla kolay eğriyi kırmak gerekir. Açık görüşlülüğe gereksinimim var. Evet, her şey basit. İnsanlar karıştırıyor işleri. Masal anlatmasınlar bize. Ölüm mahkûmu için “Topluma borcunu ödeyecek,” demesinler, “Kafası kesilecek,” desinler. Hiç önemli değilmiş gibi görünüyor. Ama ufak bir ayrım var arada. Hem sonra, yazgılarının gözünün içine bakmayı yeğ tutan insanlar da vardır.
Reklam
336 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.