Bir sabah hava açık ve sıcaktı, pencereden ışıltılı ve berrak bir manzara görülüyordu. Uzakta oldukları halde güneşte altın gibi parladığı için yakındaymış gibi görünen kuleler, bacalarından kıvrılarak hafif hafif yükselen dumanları Şam ipeği gibi masmavi gökyüzünde kaybolan çatılar ve çok yakınındaymış da bu karanlık çatılar denizine inmek istiyormuş gibi duran, kanat çırpan, tüyleri ince kuşlara benzeyen bembeyaz bulutlar. Güneşin pencereden içeriye dolan altın sarısı ışıkları ve dans eden kıvılcımları, kâh altın halkalar şeklinde yuvarlanıyor kâh keskin hançerler gibi parlıyor ya da kalasların üzerinde sıçrayan hayvanlar gibi bir biçimi ve bir anlamı olmayan titreşen şekiller oluşturuyordu.
Bu sabah hava berrak;
Bu sabah her şey billurdan gibi.
Gök masmavi bu sabah,
Güzel şeyler düşünelim diye.
Yemyeşil oluvermiş ağaçlar,
Bulutlara hayretinden.
Sayfa 175 - İnkılapçı Gençlik, 9 Ağustos 1941Kitabı okudu
“Bir sabah hava açık ve sıcaktı, pencereden ışıltılı ve berrak bir manzara görülüyordu. Uzakta oldukları halde güneşte altın gibi parladığı için yakındaymış gibi görünen kuleler, bacalarından kıvrılarak hafif hafif yükselen dumanları Şam ipeği gibi masmavi gökyüzünde kaybolan çatılar ve çok yakınındaymış da bu karanlık çatılar denizine inmek istiyormuş gibi duran, kanat çırpan, tüyleri ince kuşlara benzeyen bembeyaz bulutlar. Güneşin pencereden içeriye dolan altın sarısı ışıkları ve dans eden kıvılcımları, kâh altın halkalar şeklinde yuvarlanıyor kâh keskin hançerler gibi parlıyor ya da kalasların üzerinde sıçrayan hayvanlar gibi bir biçimi ve bir anlamı olmayan titreşen şekiller oluşturuyordu.”
Sayfa 40 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bu sabah hava berrak;
Bu sabah her şey billûrdan gibi.
Gök masmavi bu sabah,
Güzel şeyler düşünelim diye.
Yemyeşil oluvermiş ağaçlar,
Bulutlara hayretinden.