Selamunaleyküm
Henüz kitabı elime alır almaz kapaktaki şu cümleye vuruldum.
" Sancılı bir zihnin en verimli hasadı oluyor kelimeler."
Sonrasında Bismillahirrahmânirrahim deyip başladım kitabı okumaya ve daha birinci mektubun sonunda, mektuba karşılık vermek için bir çoşku uyandı içimde. Çok hoşuma gitti. Asırlar geçse de mektup yazmanın
Cemil Meriç'in "Bu Ülke" adlı kitabında geçen şu satırlarda kendimi buldum ;
"Kitap bir limandı benim için. Kitaplarda yaşadım. Ve kitaplardaki insanları sokaktakilerden daha çok sevdim."
Zeyneb Öztürk Hocam'a derin saygımla...
Bu sabah, oğlumu okula bıraktıktan sonra sıcak ekmeğimi ve gazetemi alıp arabaya dönerken, bir apartmanın penceresinde kendimi gördüm, durdum ve bir anda günlerdir etrafımda durmaksızın akıp giden hayatın puslu camını ellerimle silmişçesine,
Uzun zamandır inceleme yazmıyordum. Nasıl yazıldığını unutmuş olabilirim.
Benim için yazarlar 4 kısma ayrılır.
1- Anlatımı güzel olan ancak etkileyici bir konu bulamayanlar.
2- Muazzam bir konuyu berbat bir anlatım tarzıyla mahvedenler.
3- Her ikisini ustaca becerebilenler
4- Her ikisini de beceremeyip acilen kitap yazması yasaklanması
Benim uzun zamandır takip ettiğim yazarlardan biri. Çıkardığı ikinci kitabı. Kitabı okurken bitmesin istedim. Hatta bazı sayfalarda, bazı satırlarda duraksadım, okumayı bıraktım. İnsan bazen anlatamayınca birileri anlasın istiyor. Şarkılara neden parça denir. Bizim eksikliklerimizi tamamladığı için onunla bütün oluruz. Çok güzel bir şarkı gibi bu kitap her satırında her sayfasında kendimi buldum.
"Gördüğün gibi hiçbir şeyin üstesinden gelemedim, aksine her şey giderek üzerime yıkıldı."
Kitap adı, kapak tasarımı ince ince düşünülmüş, ilmek ilmek işlenilmiş bir kitap. Anlaşılması ve değerinin bilinmesi gerekir. Bu kitapta herkesten bir parça var. Sizi tamamlayacağına eminim.
Kitabı bitirdim. Ama hala yanımda taşımaya devam ediyorum. Sebebini tam bilmiyorum. Ama uzak kalmak istemedim sanırım. Biraz daha yanımda kalsın istedim :) Sevdiğinden ayrılmak istemeyen birinin içgüdüsüyle yaklaşıyorum kitaba :))
“Bile isteye yoluna çıktım.” diyor Ferit Edgü 29. sayfada. Bende bile isteye çıkardım Ferit Edgü’yü yoluma. Tezer
Kürk Mantolu Madonna için inceleme yapmadan önce söylemek istediğim bir şey var; bu kitabı benim gibi okumayı erteleyen ya da erteleyecek olan varsa, ertelemeden okumalılar. Evet popüler bir kitap, bunu belki söylememe gerek bile yoktur, kitap severlerden okumayan neredeyse yok denecek kadar az kişi vardır, ama benim genelde okuduğum çoğu popüler kitaplar
Bir bağ bozumu mevsimi... Yeşil olan ne varsa önüme serili; iğde, ardıç, köknar, katran, dişbudak... Tüm renkleri kıskandıracak güzellikte erguvan, acemborusu ve hüsnüyusuf. Bu dizeleri piyanodan çıkan ezgilerin arasına gizledim, notalarda kaybettim kendimi, ve sonra satırlarda buldum benliğimi. Her sabaha şükürle uyanmam gerektiğini hatırladım bir kez daha. Şiiri ne kadar sevdiğimi. Ve renklerin güzelliğini...
"Yaşadım mı seni taflan korusu pencere
Harfler bu uzaklığı ölümden kurtarır mı?"
Bir sabahattin Ali kitabını daha rafa kaldıralı bir hayli oluyor sevgili okurlar. Sade, nayif ve bir bahar esintisi tadında bir kitaptı, ne zaman kafamı kaldırıp raflara baksam mutlaka gözüme çarpar.
Bazen insanların çıkarcı yaklaşımlarından kaçarız, bazen sahte sandığımız arkadaşlıklardan, bazen insan kendinden bile kaçar ya hani, öyle bir zamanda okudum bu kitabı ve bir kez daha kaçmakta haklı olduğumu anladım. Günümüzde her şeyden çıkar gözetliyor ama bu kitap... Bir başka dünya elbetteki. Türk edebiyatının kült eserleri arasında olacak benim için. Ana karakterlerin buhranı ve bir taraftan da bazı şeylere göz yumarak yaşanılan aşkları beni hep gülümsetecek. Aklıma kştabın sonu geldiğinde de hep o küçük kız çocuğu gibi hissedeceğim. Bir trenin vagonun da son kez bakacağım bazı şeylere...
Çok şey söylemek isterdim aslında, biraz da doluyum sanırım ama elimden kendi hayatıma üzülmekten başka bir şey gelmiyor şuan için. Ben bazı satırlarda kendimi buldum umarım sizde kendinizi Sabahattin Ali satırlarında bulursunuz... Mutlu kalın.
Hani uzun zamandır görmediğin bir dostun gelir, konu konuyu açar derken gün ışığına kadar sohbet edersin; geçmişi, yaşanmışlıkları, tanıdık insanları yâd edersin... O etkiyi bırakıyor
Mustafa Kutlu eserleri.
Samimi bir dil, günlük hayattan konular ve hayatın her yerinde karşınıza çıkabilecek insanlar... 17 farklı hikaye, nerede başladığı, nerede bittiği
Bir okuyucunun yaşamı boyunca dahil olduğu okuma serüveninde yaşayabileceği en büyük şans kaliteli yazarlar ve kaliteli eserlerle karşılaşabilmektir. Zirâ şu kısacık yaşamda okuyabileceğimiz kadar kaliteli eser okuyup, bu eserleri özümsemek yanımıza kâr kalacaktır. İşte tam da bu noktada kendimi şanslı okuyucular kategorisine dahil etmek