Kendi değerimizi bilmeliyiz
Peki ama başkalarına ettiğimiz İyiliği kendimize niçin etmeyelim? Tabiata aykırı gitmek değil mi bu? Çünkü iki yoldan birini tutmak gerek: Hoş yaşamak dünyanın tadını çıkarmak ya iyi bir şeydir ya kötü bir şey.
Hâlâ depremle ilgili öyle güzel bir ölüm nasip oldu ki, o kadar cenaze gördük onunki diğerlerine benzemiyordu vs gibi ifadeler görüyorum. Kanım donuyor.Burada korkunç örtük bir kıyas var maalesef. Kıyas ise şeytandandır. Keşke farkında olsak. Cennete bile başkasına kıyaslanarak gitmek diye bir şey yok. Kendi amelimiz neyse ona göre hesap vereceğiz. Allah başkası şöyleydi sen böyleydin o yüzden sen cehennemlik oldun demiyor. Allah peygamber aşkına herkes biriciktir, kendine hastır. Cenabı Allah bizi böyle yarattı, Allah'a hürmetiniz de mi yok. Kıyastan uzak durun. Hele ölüm mevzu bahisse kesinlikle uzak durun, evet nasıl yaşarsan öyle ölürsün cümlesi haktır lakin sadece zahiren bilirsiniz insanların nasıl yaşadığını nasıl öldüğünü, size işin hakikati ayan değil..bu cümle siz hüküm verin diye söylenmedi. İmanla ölmek istiyorsak imanla yaşamaya gayret etmemiz için söylendi. Muhattabı ta kendinsin yani, başkasının falına bakman için değil. Nevrim dönüyor ya hu Allah aşkına aklınızı başınıza devşirin. İnsanların kundaktaki bebeği paramparça oldu, anasını, atasını, evladını toprağa verdi ki bu normal şartlarda bile çok zor bir durum. Öyle sözler ediliyor ki hiç düşünmeksizin, direkt gayretullaha dokunacak cinsten.
Reklam
ÜLKELER ARASI SAVAŞ YAPILAN HERŞEYE MEŞRUTİYET KAZANDIRIR MI?
Bunun kamusal huzuru bozabileceğini söylüyorlardı, Vahşetin ortalığa saçtığı o müthiş huzuru. Ama bu kepazelik, yalnızca Japonya ve Amerika ile bağlantılı olarak tezgâhlanmadı. Bütün dünya, iyilerin kazandığına inanma ihtiyacı duyuyordu. Bilgi edinilebilir hale gelmeden önce, resmi görüntüleri olmayan birer hortlak gibiydi Hiroşima ve Nagazaki.
168 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Bu romanı büyük bestekârımız Eyyubi Bekir Ağa'nın ruhuna ithaf ediyorum" AHT Mahur Türk müziği makamlarının en önemlilerinden biri, Tanpınar'ın romanlarında Ebubekir Ağa'nın, Dede Efendi'nin ve Neşati'nin mahur besteleri geçiyor. “Gittin amma ki kodun hasret ile cânı bile İstemem sensiz olan sohbet-i yârânı
Mahur Beste
Mahur BesteAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 20236,2bin okunma
KAYDEDİLMEYEN DERDİN TEDAVİSİ OLMAZ
Yaşımız ilerledikçe hafızamız daha uzaktaki şeylerin işgaline uğradığına göre, eski hayaletler yeniden peydahlanacak demektir. Öyleyse delirme ya da unutuş, doğal tepkiler olsa gerektir. Sizce de öyle değil mi? Hayatım hakkında hatırladığım her şeyi anlatmaya çalışmamın nedeni budur belki de. Bunları bilmediği için oğluma, unutmaya başladığım için kendime anlatıyorum. Ama hafızanın yaratıcı işlevler gördüğünü düşünmek hoşuma gidiyor. Yalmzca hatırlayamadığını ya da tam olarak kavrayamadığını uydurduğu için değil. Bana göre, iyi bir hafiza kendi kendine şunu sormalıdır: Bana yapılanla ne yapabilirim? Anılarım beni neye dönüştürüyor? Beni nasıl yeniden üretiyor? Sanırım sürgünde öğrendim bunu. Ve burada, Yoshie ile. Etrafınızda her zaman size biraz olsun unutmanızı tavsiye eden insanlar olur. Bazı şeyleri hatırlamamanın daha iyi olduğunu söyleyen. Ne var ki, tavsiye edilen şey, sizi çözümsüzlüğe sürükler. Çünkü ifade edilmeyen bir travmanın üstesinden gelinemez. Tam anlamıyla yatışması sağlanamaz. Not etmediğiniz, sizi uyumaktan ya da başka bir şey düşünmekten alıkoyan fikirler gibi. Nur içinde yatsın, şöyle derdi terapistim: Kaydedilmeyen derdin tedavisi olmaz. Alanında isim yapmış biriydi. Bir seferinde, bu ilkeyi soykırıma nasıl uygulayabileceğimizi sordum ona. Ona göre, ilk kuşak için ifade edilemeyen bir şeydi soykırım. Ortada sözcükler yoktu. İkincisi kuşak için adı anılamaz bir şeydi. Uygunsuzdu. Üçüncü kuşak içinse, düşünülemez bir şeydi. Yaşanmış olması ya da bir daha düşünülemez bir şeydi. Yaşanmış olması ya da bir daha yaşanması mümkün olmayan şey. Bu safhaların hangisindeyiz biz?
Bu dürüst adam bazen “Suç çok üzüntü verici bir şeydir Madame, “ deme alışkanlığına sahipti, “dürüst bir insanın gönüllü olarak tüm tevazu ve erdem sınırlarını aşabilmesi çok yüksek derecede olasılık dışıdır, ben bu tür suçları bir kişiye atfetme kararını, ancak en ileri derecede tiksintiyle alırım. Kusurun varlığından şüphelenirken dikkatli olun.
Reklam
Gül ve Kül
Gökhan Özcan,Ruh Yordamı kitabına şu cümlelerle başlamıştı; "Aslında herkes ne yaparsa, ben de onu yapıyorum. Hayatın ikircikli hikayelerinde zorlu roller alıyorum." Benim bu hayattaki zorlu rolümü..ikilemimi en güzel bu kelimeler anlatıyor..Gül ve Kül. Bu iki kelimeyi yan yana ilk kez duyduğumda yine böyle bir Ramazan demleri fakat
118 syf.
8/10 puan verdi
·
6 saatte okudu
Rusya sadece yabancı devletlerin değil, şair ve yazarların da bir şekilde dikkatini çekmeyi başarabilmiş bir ülke. Almanya, Rusya ve Japonya gibi ülkelerin en önemli ortak özelliği nedir? Cevap çok basit: Hepsinin de dünya savaşlarında çok büyük kayıplar vermeleri, yerle bir olmaları. “Bir Gün Yine Allı Turnam” Erdal Öz’ün Rusya ziyaretinden
Bir Gün Yine Allı Turnam
Bir Gün Yine Allı TurnamErdal Öz · Can Yayınları · 200652 okunma
https://linktr.ee/synergykendiyas
GALAKTİK METAFİZİK SOHBETLER 6 EMİR SULTAN HZ. HOCAMIZDAN NASİHAT VE UYARI: 📌MEHDİ (AS) GELDİĞİNE HERŞEY DÜZELECEK Mİ? 1- ➡️Mehdi as. geldiğinde insanlar ona uyacaklar mı? Geldiğinde her şey düzelecek mi? ➡️Mehdi as. zamanında insanlar kaç gruba ayrılacaklar? ➡️Ne yapmalıyız ? 2- Bu akşamki manevi toplantıda Manevi komutanlarımızdan Emir Sultan
"Bu akıllıların büyük çoğunluğunda olaylar böylesine trajik gelişmez. Yıllar sonra karaciğerleri az veya çok bozulur, hepsi o kadar... Ama bu insanlar yine de gençlik yıllarından başlayarak durulma çağına gelene kadar orijinallik isteğiyle yıllarca çılgınlıklar yaparlar. Çok tuhaf olaylarla karşılaşıldığı da olur: Dürüst bazı insanlar sırf orijinal olma isteğinden al- çakça bir iş yapmaya bile hazırdır. Hatta kimi zaman bu mutsuz insanlardan bazıları yalnızca dürüst değil, iyi yürekli de olurlar, ailelerinin kaderi onlara bağlıdır, çalışarak sadece ailelerinin değil, başkalarının bile geçimini sağlamaktadırlar, peki ama neye yarar bu? Yaşamlarının sonuna kadar huzur bulamazlar! İnsan olarak sorumluluklarını çok iyi yerine getirdikleri düşüncesi yatıştırmaz, teselli etmez onları. Tersine, sinirlerini bozar: 'İşte bunun için uğraştım durdum bir ömür boyu... bu bağladı elimi kolumu... bu engel oldu bárutu bulmama! Bu olmasaydı kesinlikle ya barutu bulurdum ya da Amerika'yı keşfederdim, aslında ne olduğunu şu anda bilmiyorum, ama kesinlikle bir şey bulurdum!' Bu bayların en karakteristik özelliği de neyi bulmaları gerektiğini, barutu mu bulacaklarını, Amerika'yı mı keşfedeceklerini ömürleri bo- yunca bir türlü bilememeleridir. Ama hiç kuşku yok ki, buluş yapma uğruna çekecekleri özlem de, acı da Kolomb ile Galileo'nunkinden aşağı kalmaz."
Reklam
Şafak Türküsü
Beni burada arama anne Kapıda adımı sorma Saçlarına yıldız düşmüş Koparma enne, Ağlama. Kaç zamandır yüzüm tıraşlı Gözlerim Şafak beklerdim Uzarken ellerim
limonlu dondurma
İşte böyle kuzum, anlayacağın şu ömrümde pek çok şeye göğüs gerdim. Hani diyor ya Ahmet Arif; aç kaldım, susuz kaldım. Parasız kaldım. Annem, babam, seninle de tanıştırdığım küçük kız kardeşim, üniversite arkadaşlarım, bir masada gülüp eğlendiklerim; benim de figüranlığını yaptığım, kimi zaman ana karakterlerinden olduğum onlarca güzel insanın
318 syf.
·
Puan vermedi
Spoiler yok
Herkese merhaba Yaşar Kemal'in Bir Ada Hikayesi serisinin ilk kitabıyla karşınızdayım. Bu kitapta Cumhuriyet'in ilanından sonra, Nüfus mübadelesi sonucu, yaşadıkları yerleri terk edip Yunanistan'a göç ettirilen Ege'nin küçük bir adasının asıl sahiplerinin hikayesini anlatıyor. Kitabı alırken özet kısmından etkilenerek aldım.
Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana
Fırat Suyu Kan Akıyor BaksanaYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20206,4bin okunma
415 syf.
1/10 puan verdi
Başım alıp nere gidem oy ben ne edem..
Bir kitap insan yer mi? Yer yer bu kitap insanı da yer ruhunu da emer. Bence yazarın en en kötü kitabıydı okurken bol bol bileklerimi ovuşturdum, gözlerimi devirdim, sinirden çığlık attım ama çok şükür sonunda kitap da bitti tabi ben de. İlk önce söylemek istiyorum ki Ali hep aynı konu üzerinden kitapları işliyor mesela şöyle ; *Aynı iş yeri ya da
Aşk, Teorik Olarak
Aşk, Teorik OlarakAli Hazelwood · Nemesis Kitap · 2023417 okunma
SUS!
Kadın, bilmeyene nefs, bilene nefes'tir, Şems-i Tebrizi. Tanrı, erkekleri evcilleştirmek için kadınlan yarattı, Voltaire. Kadını, şarabı, şiiri, müziği sevmeyen, ömrü boyunca ahmak kalır, Goethe. Uygarlık için ölçü, kadınların toplum üzerindeki etkisidir, Emerson. Benim en parlak başarım, eşimi benimle evlenmeye ikna etmiş olmamdır,
Sayfa 122 - Kırmızı Kedi Yayınevi / 3.Basım 2015Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.