Düşünülen kurtuluş çareleri
Şimdi Efendiler, uygun görürseniz size bir soru sorayım: Bu durum ve şartlar karşısında kurtuluş için nasıl bir karar akla gelebilirdi? ... .. Birincisi, İngiliz Mandasını istemek, İkincisi, Amerikan Mandasını istemek, ... Üçüncü karar, bölgesel kurtuluş çarelerine başvurmaktır. ....
Reklam
Bir ilişki için, önemli olan o ilişkiyi yaşayanları anlamaktır
LISA NICHOLS Bir ilişki için, önemli olan o ilişkiyi yaşayanları anlamaktır, ve bu sadece eşiniz değildir. Önce kendinizi anlamalısınız. JAMES RAY Siz kendinizden hoşnut olmadıktan sonra, başkalarının sizinle birlikte olmaktan hoşnut olmasını nasıl beklersiniz? Çekim yasası ya da "Sır", bir kez daha, ne düşünüyorsanız onu hayatınıza getirecektir. Gerçekten çok, çok net olmalısınız. Şimdi size, üzerinde iyice düşünüp taşınmanız gereken bir soru soruyorum: Kendinize başkalarının size davranmalarını istediğiniz gibi mi davranıyorsunuz?
Sayfa 124
Güneş en yüksek noktasına ulaştığında Peygamber (sav) Allah'a hamdden sonra şu sözlerle başlayan bir hutbe okudu: "Ey insanlar, beni dinleyin, çünkü bilmiyorum, belki de sizinle bu yıldan sonra bir daha buluşamayacağım. Daha sonra onları birbirlerine iyi davranmaları konusunda uyardı ve onlara haram ve helal olan şeylerden bahsetti. En sonunda şöyle dedi: "Size, sımsıkı sarıldığınızda sizi sapıklıktan kurtaracak bir emanet bırakıyorum: Allah'ın kitabı, Peygamber'in sünneti. Ey insanlar, sözlerimi dinleyin ve anlayın!" Daha sonra onlara Kur'an'ın son ayetlerini oluşturan ve henüz nazil olan bir pasaj okudu: "Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi de tamamladım ve size din olarak İslam'ı seçip-beğendim. Kim "Şiddetli bir açlıkta kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa -günaha eğilim göstermeksizin- (bu haram saydıklarımızdan yetecek kadar yiyebilir): Çünkü Allah bağışlayandır, esirgeyendir." (Maide. 3) Hutbesini bir soru ile bitirdi: "Ey insanlar risaletimi tebliğ ettim mi?" Binlerce ağızdan yükselen Allahümme ne'am (Allahım, evet) sesleri gök gü rültüsü gibi tüm vadiyi doldurdu. Peygamber (s.a.v) işaret parmağını göğe kaldırarak: "Allahım, şahid ol" dedi.
Sayfa 381Kitabı okudu
- Bakın ne diyeceğim, kültürel yönden çok zayıf olduğunuzu fark etim. Size kim, hangi yılda, hangi eseriyle gibi bir soru sorulduğunda cevap veremiyorsunuz. Acınacak duruma düşüyorsunuz. + Pek bilgili olmadığımı söylemiştim size, dedi prens. - Bu durumda ne işe yararsınız? Nasıl saygı duyabilirim size? Okumaya devam edin.
Sayfa 658
Müfessirlerin naklettiğine göre, bir gün Hz. Peygamber'e bir adam gelerek diyor ki:" "Rabbimiz bize yakın mıdır, yoksa uzak mıdır? Şayet yakınsa sessizce içimizden kendisine münacaatta bulunalım. Eğer uzaksa, o zaman yüksek sesle kendisine dua edelim." Bunun üzerine adamın sorusuna cevap olarak Kur'ân-ı Kerîm'in şu
Reklam
Kasas
‌ قَالَ رَبِّ اِنّ۪ي ظَلَمْتُ نَفْس۪ي فَاغْفِرْ ل۪ي فَغَفَرَ لَهُۜ اِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّح۪يمُ Mûsâ, "Rabbim! Şüphesiz ben nefsime zulmettim. Beni affet" dedi. Allah da onu affetti. Şüphesiz o, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. Kasas 16 ‌ فَخَرَجَ مِنْهَا خَٓائِفاً يَتَرَقَّبُۘ قَالَ رَبِّ نَجِّن۪ي مِنَ الْقَوْمِ
Kasas
‌ قَالَ رَبِّ اِنّ۪ي ظَلَمْتُ نَفْس۪ي فَاغْفِرْ ل۪ي فَغَفَرَ لَهُۜ اِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّح۪يمُ Mûsâ, "Rabbim! Şüphesiz ben nefsime zulmettim. Beni affet" dedi. Allah da onu affetti. Şüphesiz o, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. Kasas 16 ‌ فَخَرَجَ مِنْهَا خَٓائِفاً يَتَرَقَّبُۘ قَالَ رَبِّ نَجِّن۪ي مِنَ الْقَوْمِ
1 düşünce biçiminiz objektif gerçeklere dayanmalıdır 2 değerlendirme ve yaklaşım biçimini size ve problemi çözmeye yardımcı olmalıdır 3 yaklaşım biçiminiz diğer insanlarla Çatışma ve sürtüşmelerini azaltmalıdır 4 değerlendirme biçiminiz kısa ve uzun dönemli amaçlarınıza katkıda bulunmalıdır 5 yorum biçiminizin size duygusal bir çatışma ve
Sorular çok kıymetlidir, çünkü merak ettikleri, ilgi duydukları konular hakkında bize bilgi sunmuş olur. Ebeveynlerin de öğretmenlerin de en büyük kaygısı üstün zekalı çocukların karmaşık sorularının yanıtlarını bilmiyor olmalarıdır. Öncelikle bunun gayet normal bir durum olduğunu söyleyebilirim. Kimse her şeyi bilmek zorunda değil, zira istese de bilmesi mümkün değil. Bu durumu hem anne babaların hem de öğretmenlerin kabul etmesi gerekir. Burada mühim olan "iletişim" yani arada kurulan "bağ"dır. Bilmediğiniz bir konu hakkında birlikte araştırdığınızda ya da cevap aradığınızda aslında aranızdaki bağı kuvvetlendirmiş olursunuz ve çocuğunuza/öğrencinize "Senin merak ettiğin konuları birlikte araştırmayı önemsiyorum, seni önemsiyorum" mesajını vermiş olursunuz. Aksi halde baştan savma cevaplar verdiğinizde ya da bilmiyorum deyip kestirip attığınızda çocuk bu mesajı almaz. Sorularının gereksiz olduğunu düşünür ve zamanla ya size sormaz ya da soru sormayı bırakır. Bu nedenle takınılan tutum ve verilen yapıcı cevap çok önemlidir.
Destek YayıneviKitabı okudu
Reklam
Gazeteye verdiğiniz ilana bakılırsa yaratıcı bir insansınız. Şu an için bu kadarı yeterli. Ne kadar güvenilir biri olduğunuzu size soru sorarak anlayamam. Bunu zaman gösterecektir.
"Ölümden sonraki hayata inanmamakta diretip, kendi kendilerini aldatanlardan herhangi birisine, ölüm gelip çatınca: "Ey Rabbim beni hayata geri döndür ki, terkettiğim dünyada belki yararlı bir iş yaparım." Hayır, bu onun söylediği boş ve anlamsız bir sözden ibarettir. Çünkü dünyayı terketmiş olanların ardında, yeniden diriltilecekleri güne kadar aşılması imkansız bir engel vardır. Ve kıyamet günü sûra üfürüldüğü zaman, ne aralarındaki kan bağları yani akrabalık bağları işe yarayacaktır, ne de birbirlerine olup biten hakkında soru sorabileceklerdir. Ve o gün iyi eylem ve davranışları tartıda ağır gelen kimseler, işte kurtuluşa erişecek olanlar bunlardır. Ve kimin de iyilikleri hafif gelirse, işte cehennemde ebedi kalmak üzere, kendi kendilerine yazık edenler de bunlardır. Ateş onların yüzlerini yalayarak yakar da, ateşin içinde yüz etleri sıyrılmış olarak çirkin ve gülünç halde sırıtan dişleriyle kalıverirler. Ve Allah onlara: siz değil miydiniz size ayetlerim okunurken onları yalanlayanlar..." (23 Mü'minûn 99-105)
İnsanlara kendinizi anlatmaya başlarsınız, kafalarındaki soru işaretlerini coğaltırsınız. Bu soru işaretleri; sizin verdiğiniz cevaplar ile size sorulan sorular arasında hiçbir bağın olmadığını görmenizi sağlar. Çünkü hep en kötüyü işitmek isterler. Felaket senaryonuzu isterler. Sonunda Pollyanna olmadığınızı fark edersiniz.
Dokuz.2015
Kişisel inancım terapinin etkin, yönlendirici ve süreli olması gerektiği yönünde. Terapist size bol miktarda geribildirim su­nabilmeli. Pek çok terapist pasif bir şekilde arkasına yaslanır ve ara sıra "Hı hı," ya da "Bu size ne hissettirdi?" demek dışında danışanlarına katkıda bulunmaz. Sizi yapıcı davranış değişik­liklerine etkin biçimde yönlendiren bir terapist, bolca zamanın ve paranın cebinizde kalmasını sağlayacaktır. Vitrin gezmekten korkmayın. Müşteri sizsiniz ve soru sorup doğrudan yanıtlar al­mak en doğal hakkınız. En önemlisi de, içgüdülerinize güven­mekten korkmayın.
Bir genç size şöyle bir soru sorabilir; değişim ve gelişim için neden kendimi zorlayayım? Ayrıca becerip beceremeyeceğimi nereden bilebilirim? O kadar sıkıntıya girmeye değer mi? Bir genç bana böyle bir soru sorarsa güzel bir soru sormuş olur. O hâlde ben de şunu söyleyeyim: Bu gencin karar vermeden önce şu üç soruyu kendisine sorması ve
Sayfa 181 - Kronik KitapKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.