İşte size hayatınızı değiştirecek bir çalışma. Önümüzdeki üç gün boyunca aklınıza herhangi bir duygu, düşünce veya his geldiğinde bu kime ait sorusunu sorun. Bu soru o hissin hafifleyip bir şeylerin değiştiğini fatkedebilirsiniz.
Sayfa 171Kitabı okudu
İbn Mes'ud (0.32/653) ve İbn Abbâs'dan (ö.68/687)47 nakledildiğine göre onlar, "kendine sorulan her meseleye fetva veren kişi deli (mecnun) olmalıdır." demişlerdir. Tabiún alimlerinden Şa'bi (0.103/721), el-Hasen el-Basri (0.110/728) ve Ebi Hasîyn el-Esedî'den (ö.127/744) de, çevrelerinde kolayca fetva verenlere karşı, şu sözler nakledilmiştir: “Size bir şey sorulunca hemen fetvå veriyorsunuz. Şayet soru Ömer'e gelmiş olsaydı Bedir'e katılanlan başına toplardı. " Ayrıca Ebû Hanîfe'nin (ö.150/767), “ilmin kaybolması konusunda Allah korkusu olmasaydı, fetvâ vermezdim. Faydası (mehne') fetvâ alanın oluyor, yükü de bize kalıyor." sözü de bu duyarlılığın bir başka ifadesidir.
Sayfa 26
Reklam
Ömer İbn Hattâb ra demiştir ki: Bir gün Resûlullah’ın sav huzurunda bulunduğumuz sırada, elbisesi bembeyaz, saçları simsiyah, yoldan gelmiş gibi bir hali olmayan ve içimizden hiç kimsenin tanımadığı bir şahıs çıkageldi. Hz. Peygamber’in yanına sokuldu, önünde oturdu, dizlerini dizlerine dayadı, ellerini (kendi) dizlerinin üstüne koydu ve : “Ey
Offfff
Ölüm, bir iç çekiştir yalnızca; ölüm derin bir soluklanmadır ve ölüm, insana bir de soluk verme hakkını tanıyacaktır birgün. Birgün bütün ölüler, hâlâ ciğerlerinde taşıdıkları havayı gökyüzüne geri bırakabilmek için ayağa kalkacaklardır. Haber vermeye geldim size: Birgün bütün ölüler, hâlâ ciğerlerinde taşıdıkları irinli sıvıyı boşaltmak için ayağa kalkacak ve artık birer karaçukur olan gözleriyle sizlere alaycı bakacaklardır. Soru soran, yoran bir bakıştır bu. Küçümsemeyen, küçük gören bir bakış! Yakarırım size, duyun beni!..
Sayfa 63 - Sel Yayıncılık- 2. baskı, Mayıs 2014Kitabı okudu
Bu sözler yabancının dikkatini cezbetti. Kendi tabiriyle o "şeytan"ın hangi yolu izlediğine dair bir sürü soru sordu. Kısa zaman sonra, ikimiz baş başayken şöyle dedi: "Şüphesiz hem sizin, hem de bu iyi insanların merakını uyandırdım; ancak beni sorgulamayacak denli düşüncelisiniz." "Elbette. Kendi merakımla size sıkıntı vermek çok münasebetsiz ve zalimce olurdu gerçekten."
Sayfa 22 - 3. MektupKitabı okudu
Her birimiz kendimize tekrar bakalım ve hastalıklarımızın bize ne faydası olduğunu soralım. Dürüst bir yanıt vermedikçe soru aptalca görülebilir. Bu hastalık size daha fazla dinlenme imkanı mı veriyor ya da hiç istemediğiniz halde üstlenmek zorunda kaldığınız sorumluluklardan mı kurtarıyor?
Reklam
1,000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.