Ne Anlatıyorsun
Bir yazar için, “Ne anlatıyorsun?” sorusuyla karşılaşmak kadar can sıkıcı bir şey yoktur herhalde. Başka ülkelerde, başka iklimlerde ve kültürlerde nasıldır bilmiyorum ama, bizde bir roman yazılmaya başlandığında ya da yayımlandığında önce bu soru sorulur yazara. Hatta, romanın herhangi bir şeyi anlatmaktan ibaret olmadığını düşünen ve diline
Sınıfta çıt yoktu. Korkulu öğretmenin sorusu bekleniyor. Bir kız öğrenci fenalaşıyor. Bir başkası defterinden yırttığı sayfayı kemiriyor. Soru geliyor: "Size soru sorma şansı versem bana ne sorardınız?" Fenalaşmış kızın sıra arkadaşı,"Öğretmediğinizde ne yaptığınızı sormak isterdim ben şahsen." diyor. "Elleriniz neden hep arkanızda diye sorardım." diyor güç duyulur bir ses. "Sizden neden korkuyoruz?" diye soruyor iriyarı çocuk. "Bu kadar yeter. Şimdi sıra bende," diyor öğretmen. "Hayır," diyor öğrenciler, "Bugün sıra bizim. Biz soracağız." Fenalaşmış kız sorma şansını yakalayamıyor.
Sayfa 61 - Notos KitapKitabı okudu
Reklam
1.ADİM EMPATİ Karşınızdaki kişinin tam olarak ne demek istediğini anlamak için ona bir dizi netleştirici soru sorun. Soruları sorarken yargılayıcı ya da savunmacı olmaktan kaçının. Sürekli olarak daha net bilgi sorun. Dünyayı, eleştirinin gözlerinden görmeye çalışın. Size belirsiz, aşağılayıcı etiketlerle saldırırsa, ona daha belirli olmasını ve sizinle ilgili hoşuna gitmeyen şeyin tam olarak ne olduğunu açıklamasını söyleyin. Bu ilk manevra Tek başına bile eleştiren kişiyi sırtınızdan atabilmeniz için bayağı yardımcı olur ve saldırı savunma etkileşimini bir işbirliği ve karşılıklı saygıya dönüştürmeyi sağlayabilir.
Sayfa 147Kitabı okudu
Büyükler rakamları çok severler. Onlara yeni bir dostunuz olduğundan söz ettiğinizde size onun hakkında hiçbir zaman önemli şeyler hakkında soru sormazlar: Hiçbir zaman "Sesinin tonu nasıldır? Hangi oyunlardan hoşlanır? Kelebek koleksiyonu yapar mı? demezler. Bunun yerine hep "Kaç yaşında? Kaç erkek kardeşi var? Kaç kilodur? Kaç para kazanıyor? gibi sorular sorarlar. Sadece bu soruların cevabını alınca onu tanıyacaklarını sanırlar.
Kefr Kasım katliamının gerçekleştiği gün bir anma günü olmadığı gibi, nisyanın her şeyin üstünün kapatıla­bileceği yeni bir merhale de değildir. Kefr Kasım bir nefretin tarihidir. Herzel’in, Tevrat’ın içinden doğunun yüzüne karşı kılıç çektiğinden bu yana süregelen bir tarihtir. Herkes tarafından unutulmuş, yerle bir edilen köyün sakinleri,
Sayfa 73 - Mahmud Derviş, Gazze İçin Sessizlik: Alışılagelmiş Hüznün Günlüğü, Özgür Yayınları, 1. Baskı, Mayıs 2009, s: 73-75(Yazılış Tarihi: 1973)Kitabı okudu
_Çok defa hem kendimden hem de her şeyden bıkmış bir haldeyim. _Aşık olan körleşir ve evlendikten 8 gün sonra gözleri açılıp gerçekle yüzleşir. _Espri, ince zekalıları ve avanakları ortaya çıkarır. _Dürüstlük, en mükemmel politikadır. _Ahlak bir şahsiyet meselesidir. Kişinin kusurlu olduğunu fark edebilmesi için ahlaklı olması şarttır. _Doğada
Reklam
Soru?
Atatürk’e bir sual sormuştum. Kuvay-ı Milliye’ye katılıp katılmamak, erken veya geç katılmak bir zamanlar Ankara’da başlıca tartışma konusu olduğunu söyleyerek: Bu meselede yalnız siz hoş görür davranıyorsunuz. Hatta size karşı İstanbul’da cephe almış olanları bile affetmiştiniz, dedim. Bakışları eski hatıralara doğru uzaklaşarak ve sislenerek: '' İnanmayanlar da inananlar kadar haklı idiler. Ben Erzurum’dan İzmir’e sağ elimde tabanca, sol elimde sehpa, —öyle geldim, demişti.
Sayfa 244 - Pozitif Yayın Evi
17 Mayıs 07
Sabahtan beri 27 Nisan darbesi konuşuluyor okulda. Her kafadan bir ses çıkıyor. Bizim dindarlar ateş püskürüyorlar orduya. Zaten pek hazzetmezler ya. Peki arkadaşlar. Gelin biraz oyun oynayalım. 'İnkılâpçı Müslümanın El Kitabı' için size sözüm vardı zaten. Soru: Ordu ile dindarlar arasında bir gerginlik var mıdır? Cevabı biz
Sayfa 210 - İz YayınlarıKitabı okudu
Yine “Sonun Başlangıcı” Belirtileri Don Carlos’un Ingiltere’ye girişini büyük ilgiyle okudum. Gerçeğin tekdüze, sıkıcı olduğunu; insanın kendini oyalamak için sanata, hayal ürünü şeylere yöneldiğini, romanlar okuduğunu söylerler. Benim için tam tersi: Gerçeklikten daha fantastik ve daha beklenmedik ne olabilir? Evet, bazen gerçeklikten daha
Soru şu: Dürtüsüz sevgi olur mu? Kendimiz için bir şey istemeden, çıkarsız sevebilir miyiz? Sevgimize karşılık bulamasak bile incinmeden yine sevebilir miyiz? Eğer size arkadaşlık teklif ediyorsam, siz de geri çeviriyorsanız, gücenirim değil mi? Bu gücenme duygusu arkadaşlıktan, cömertlikten, sempatiden mi doğuyor? Kuşkusuz gücendiğim sürece, kor­ku var olduğu sürece, ileride bana yardım etmeniz beklentisiyle size yardım -başka deyişle hizmet- ettiğim sürece sevgi varlık kazanamaz.
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.