SinHa, Bilge'ye Gönül'ü göstererek: "Bu kim?" "Gönül!" “Hayır onu sormuyorum. Senin açından kim?” "Benim karım!” "Ya bu?" dedi Sin Ha, Bilge'ye elini göstererek: "Benim elim." “Şimdi bunu bütün uzuv ve duyuların için tekrarla!" "Benim başım, benim vücudum, benim bedenim, benim gözlerim,
Sayfa 172Kitabı okudu
15 öykülük kitabım olan Münzevi'nin ilk öyküsü.
Kalamış Münir Nurettin Selçuk’un aziz hatırasına… Kalbim ömrünü nihayete vardıracak kadar huzursuz bir halde atarken ve ay göz alıcı parlaklığıyla karanlık ruhları aydınlatırken taşlı sokakta yürüdüm. Topuklardan gelen tıkırtılar, cırcır böceklerinin sesleriyle raks ediyordu. Perdesi örtük evlerden yayılan sarı sıcak renkler, kurumaya yüz
Reklam
Katlanamadığınız, sinirli olduğunuz, size hata yapan insanların bir listesini yapın ve kendinize sorun, "Ben bu duruma nasıl dahil oldum? Bu ilişkiye nasıl başladım? Beni etkileyen şeyler nelerdi? Bu davranışlarım dışarıdan bakan bir gözlemci tarafından nasıl görünüyordu? Sakın, tekrar ediyorum, sakın diğer insanın yaptığı kötü şeye odaklanmayın. Suçlayacak birini aramıyoruz. Bunu hayatımız boyunca yaptık ve bizi hiçbir yere getirmedi. Elimize geçen tek şey bir şeyler kötü gittiğinde suçlanmış bir yığın insan listesi! Uzun, ise yaramaz bir liste! Gerçek soru, sorulması gereken asıl soru şudur ki "Tüm bunların içinde ben tam olarak neredeyim?"
Sayfa 119Kitabı okudu
Ayrık beyin ile ilgili bir otorite olan Santa Barbara California Üniversitesi'nden Dr. Michael Gazzaniga ile görüştüğümde, ona bu kuramıyla ilgili nasıl deneyler yapılabileceğini sordum. Diğer yarıkürenin bilgisi gerekmeksizin, ayrı ayrı her iki yarıküreyle de farklı yollarla bağlantı kurulabilir. Örneğin, deneğe özel gözlükler giydirilip
Çünkü mantığıma yaltaklık eden gururum diyor ki: Ölüm, bir iççekiştir yalnızca; ölüm derin bir soluklanmadır ve ölüm, insana bir de soluk verme hakkını tanıyacaktır bir gün. Bir gün bütün ölüler, hâlâ ciğerlerinde taşıdıkları havayı gökyüzüne geri bırakabilmek için ayağa kalkacaklardır. Haber vermeye geldim size: Bir gün bütün ölüler, hâlâ ciğerlerinde taşıdıkları irinli sıvıyı boşaltmak için ayağa kalkacak ve artık birer karaçukur olan gözleriyle sizlere alaycı bakacaklardır. Soru soran, yoran bir bakıştır bu. Küçümsemeyen, küçük gören bir bakış! Yakarırım size, duyun beni!...
Şems Tebrizi :
Dergâhın bahçesinde güllerin yanında Mevlâna ile hasbihål ediyorduk . Mevlâna'yı ziyarete felsefecilerden bir grup geldi . Soruları olduğunu bildirdiler . Mevlâna onlara beni göstererek : - Benim sorularımı cevaplayana sorun , diye bana havale etti . Bunun üzerine , gelen felsefeciler üç sual sormak istediklerini belirttiler . - Sorun ,
Sayfa 79 - Karatay Akademi Yayınları 394.basım Nisan 2012Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.