Sevgi Eşiği
İnsanların zamanla sevgi eşiği düşmüyor mu sizce de? Anlatmak istediğim aynı kişiyi sevmek bahsi değil efendim. Şöyle ki; birilerini yirmili yaşlarda sevmekle otuzlu yaşlarda sevmek nüansı. Yirmili yaşlarda daha az yaşanmışlık, daha az kirlenmiş kalp ve saf sevgi vardır. Otuzlu yaşlar ise acının çeşitli tatlarıyla zaman zaman yanmış, zaman zaman
İnternetten Atatürk fotoğrafları indirildi, hikayelerde paylaşıldı, varsa üzerinde Atatürk imzası veya fotoğrafı olan bir t-shirt veya sweatshirt giyildi. Var mı başka eksik? Yok sanırım, bu özel günü de başarı ile tamamladınız. Sosyal medyada sözde duyarınız ve saygınız bittiyse gerçek bir anmaya davetlisiniz şuan burada. Evet, Atatürk fotoğraflarını her yerde görmek çok çok güzel, bundan rahatsız olan varsa, rahatsız olmaya devam edebilir. Benim rahatsız olduğum şey Atatürk’ün fotoğraflarını her yerde görmek değil, fikirlerini hiçbir yerde görememek. Zaten en büyük sorunumuz da bu. Atatürk’ü fotoğraftan ibaret tanıyor birçoğumuz. İlkelerini, inkılaplarını, zaferlerini, kayıplarını... Atatürk’ü her şeyiyle tanıyan, bilen kaç kişi var aramızda? “Atam İzindeyiz” derken hangi izin ona ait olduğunu ayırt edebiliyor muyuz? Bu soru size yöneltildiğinde kendinizden emin bir şekilde Atatürk’ü her yönüyle tanıyorum diyebilir misiniz? Bu soruya benim cevabım net bir şekilde “Hayır” olacaktır. Bu iletinin temel amacı ise Atatürk hakkında hepimizin bir şeyler öğrenmesi. Sizden ricam yorum olarak “Bunu da bilmemiz gerekiyor.” dediğiniz bilgileri bırakmanız. Daha fazla kişiye ulaşabilmek adına tekrar paylaşabilirsiniz. Bugün Atatürk’ü gerçekten tanıyalım. Saygı, sevgi ve özlemle analım.
Reklam
#haram #diyanet #midye
Bakara 173.ayet Allah size yalnızca murdar eti, kanı, domuz etini ve Allah’tan başkasının adına kesilmiş olanı haram kıldı. Ama biri zorda kalırsa, haksızlığa sapmadıkça, sınırı aşmadıkça kendisine günah yoktur. Biliniz ki Allah bağışlayan ve esirgeyendir. Maide 3.ayet Murdar hayvan, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına kesilmiş, boğulmuş,
Ithaki Bilimkurgu Klasikleri Serisi Güncel Liste
Değerli arkadaşlarım; Bildiğiniz üzere İthaki Bilimkurgu Klasikleri Serisi yoluna baş koymuş biriyim. Çoğunlukla özelden mesaj yazan okurlar bu kitaplarla ilgili fikrimi almak istiyor. Her yazan kişiye sonuna kadar bildiklerimi aktarmaya çalışıyorum elbette. Fakat fark ettiğim üzere, genelde listeyi bilmedikleri için kitapları araştıramıyorlar ve
Öğretmene aylık 6500 TL verilmesinden daha garip olan olayları anlatayım ben size: 6500 TL para mı, öğretmen bu fiyata çalışır mı diyor olabilirsiniz ama özel sektördeki öğretmenlerin birçoğu maalesef bu fiyata çalışıyor; hatta yeni başlayanların çoğu maaş almıyor. Ülkemizde branş bazında ciddi bir ayrışma var; eğer ki Tarih, Coğrafya, Rehberlik,
İlginç buldum paylaşıyorum
Merhum Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan Hocanın, "Babalarımızı, dedelerimizi kestiniz" diyen bir Ermeni'ye cevabı: "Bir Ermeni ile bir yerde karşılaştıkta konuştuk. Türkçe konuşuyor, siz bizim dedelerimizi kıtır kıtır kestiniz diyor. Ne zaman kesmişler dedim, işte babalarımızı dedelerimizi kesmişler diyor. **Ben
Reklam
Arkadaşlar karşıdaki birey size "siz" diye hitap ettiği halde ona ısrarla "sen" diyemezsiniz, bu konuda bir anlaşalım. İlk defa gördüğünüz/konuştuğunuz insan sizinle samimiyet kurmak istemediğini gösterdiği halde, ona özel hayat ile ilgili soru sorup istediğiniz yanıt gelmeyince de ya bir de sen psikiyatri okumuşsun, bu davranışların ne diyemezsiniz. Kim olduğunuzu sanıyorsunuz ya da tam olarak ne bekliyorsunuz? Biz kimsenin rehabilitasyon merkezi değiliz. Bunlar temel iletişim ve görgü kuralları. Ailede veriliyor. Lütfen kendi hayatınıza odaklı olunuz. Sevgilerle..
Hem güzel, hem üzücü...
... Az önce 3 yaşındaki kardeşim Janya, bana "Dijwar, silgi jêbir e?" diye bir soru sordu. Yani, silginin Kürtçe'deki karşılığı "jêbir" mı diye sordu... Ben de, evet dedim. Sonra dönüp her zaman izlediği, Kurmancî, Kirmanckî(zazakî) ve Soranî yayın yapan çizgi film kanalı Zarok Tv'yi izledi. Bu size sıradan bir durum gibi görünebilir. Ama benim için apayrı bir mutluluk. Gençliğinin en verimli döneminde bile kendi dili hakkında bilgisi olmayan(uğraşmayan) insan sayısının fazla olduğu şu dönemde, 3 yaşındaki bir çocuğun kendi diline olan ilgi ve merakı elbette beni mutlu eder. Bir yandan da o kadar genç ve yaşlının 3 yaşındaki bir çocuğun dil bilinci kadar bilince sahip olmaması acı veriyor. Her millet kendi dili ile vardır. Bir milleti millet yapan en başta dildir. Bu Türk olsun, Arap olsun, Laz olsun, Ermeni olsun; kendi diline sahip çıkmayan, yeteri kadar saygı göstermeyen hiçbir kişiliğin saygınlığa erişeceğini düşünmüyorum. Dilinizle yaşayın, diğer diller ile kardeş olarak...
Sevgiye dair bir soru
Bazı insanların (siz de o kişiyi sevseniz bile) size aşırı değer vermesi, sevgisini sürekli dile getirmesi, şahsınızın ve yaptığınız küçücük şeyin bile onun dünyasında büyük bir anlama dönüşmesi sizi bir yerden sonra rahatsız ediyor mu? Bu aleni sevgi tezahürü hoşunuza mı gidiyor? Bu soruyu hemcinsleriniz açısından sorma niyetindeydim aslında ama eşiniz/ilerideki eşiniz açısından da düşünebilirsiniz.
Ben 21 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Yazılarınızı fırsat buldukça okuyorum. Yazılarınızda sık sık “Gençlik nereye gidiyor?” türünden yakınmalarınız oluyor? Gençlik derken herhâlde lise ve üniversite öğrencilerini kastediyorsunuz. Bu durumda ben de nereye gittiğini çok merak ettiğiniz o grubun bir üyesiyim. Madem bu ülkede yaşayan
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.