Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
408 syf.
·
Puan vermedi
Selamlar Elif Şafak Kayıp Ağaçlar Adası Kostas ve Defne genç iki aşıktır. Biri Türk, diğeri Rumdur. Kıbrıs’ta yaşanan savaş sonucu ayrı düşerler ve Kostas İngiltere’ye gider. Yıllar sonra Kıbrıs’a gidince tekrar Defne ile karşılaşır.. Ada isimli bir kızları olur.. olaylar karakterler dışında çoğunlukla bir incir ağacının dilinden aktarılır.. Romanın konusu böyleyken gelelim kitapla ilgili düşüncelerime, daha önce yazarın birçok kitabını okumuş biri olarak şunu söyleyebilirim, maalesef kendi de İngiltere’de yaşadığı batıya ve batının dünyaya yaptıklarına farklı baktığı için bu durumu da kitaplarına yansıtıyor. Her kitapta yaşanan olumsuz durumların bir şekilde batının yani İngiltere’nin elinin demesiyle düzeldiği ya da orada yaşamanın herkese iyi geldiği vurgusu yapılıyor. Yazıkki Asya’da, Afrika’da, Ortadoğu’da, Uzakdoğu’da yaşanan tüm acıların, savaşların müsebbibi Batıdır.. batının ta kendisi de İngiltere… iş böyle olunca roman da yazılanlar samimi gelmiyor, içimi soğutmuyor, edebi bir zevkte vermediği için tavsiye edeceğim bir kitap olmadı.
Kayıp Ağaçlar Adası
Kayıp Ağaçlar AdasıElif Şafak · Doğan Kitap · 20231,492 okunma
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Reklam
Karalama2
...?...?/1989... Kendini haddinden fazla duyumsadığı için acıya ve korkuyuda haddinden fazla duyarlı arkadaşım için, burası tam bir cehennemdi. Her şeyiyle farklıydı Ankara'dan. Çok kültürlü, birçok etnik gruptan oluşan, bu etnik grupların bir nevi kabileci bir tutumla diğerleriyle arasına sınırlar koyarak birbirinden ayrıştığı, etnik
Türk erkekleri her yüzyılda aynı
Bu Çinliler Türklerin ahlakını da bozuyor. Tutsak Çin karıları bin türlü kannış yapıp Türk erlerini kandırıyorlar. Bizim kızlarımız böyle kannış bilmez. Çin erkekleri nasıl kötü malları bize iyi mal diye sürüp bizi aldatıyorlarsa, Çin kadınları da kendilerini boya ile, kannış ile sürüp Türk erlerine satıyorlar. Erkekler çabuk kanar, Çin kızlarını bir şey sanıyorlar. Elma gibi al yanaklı, kumral saçlı, ışık gibi yeşil ala gözlü, suna boylu Türk kızları dururken sarı benizli, karanlık bakışlı, sıska Çin avratlarına gönül kaptırıyorlar. Evli kadına kötü gözle bakılır mı? Türk türesinde evli kadına ilişmek ölümle biter. Biter ama artık türe de suya düştü. Çünkü evli kadınlar artık buna razı oluyorlar.
Ötüken'in erleri Bilir benim gücümü. Kopuzumun mızrabı Aratmaz kılıcımı. Kara Ozan! Seninle Aşık atan Çuçu mu? Çuçu bu meydan okuyuşa hiç irkilmeden hemen cevapverdi: Seni böyle söyleten Kımız mıdır, sücü mü? Böyle yaman söylersen Sende komam öcümü. Deyişin kılıcımdan Daha öldürücü mü? Seni basan şaşkınlık Ağu gibi acı mı? Kara Ozan öfkelenir gibi oldu: Ötüken erlerinin Acunda çıkmaz eşi. Ötüken'in kızları Gökte ayın on beşi. Yürekleri kan eder Gözlerinin ateşi. O şaşkınlık dediğin Çinli konuğun işi... Çinli beğin attığı Boşa gittiyse nola? Çinli bu... Sağa atsa Ok gider, düşer sola. Neylesin Ulu Tanrı Güç vermeyince ola. Kavuşsun Kara Kağan Kür Şad gibi oğula. Kür Şad'ın adı geçince budun arasında bir çalkalanma. Kılıcına el atma, Şimdi deyiş çağıdır. Ortalıkta dolaşan Ak kımız çamçağıdır. Yad elde oturanlar Bil ki yurt kaçağıdır. Senin kılıç dediğin Türk'ün oyuncağıdır. Ötüken kızlarının Gözleri gönül yarar. Onları gündüz güneş, Gece ay sarar. Çinli meydan okusa Bunda şaşılacak ne var?
Kara Ozan,ÇucuKitabı okudu
Türk erkekleri her yüzyılda aynı
Bu Çinliler Türklerin ahlakını da bozuyor. Tutsak Çin karıları bin türlü kannış yapıp Türk erlerini kandırıyorlar. Bizim kızlarımız böyle kannış bilmez. Çin erkekleri nasıl kötü malları bize iyi mal diye sürüp bizi aldatıyorlarsa, Çin kadınları da kendilerini boya ile, kannış ile sürüp Türk erlerine satıyorlar. Erkekler çabuk kanar, Çin kızlarını bir şey sanıyorlar. Elma gibi al yanaklı, kumral saçlı, ışık gibi yeşil ala gözlü, suna boylu Türk kızları dururken sarı benizli, karanlık bakışlı, sıska Çin avratlarına gönül kaptırıyorlar. Evli kadına kötü gözle bakılır mı? Türk türesinde evli kadına ilişmek ölümle biter. Biter ama artık türe de suya düştü. Çünkü evli kadınlar artık buna razı oluyorlar.
Reklam
Ötüken'in erleri Bilir benim gücümü. Kopuzumun mızrabı Aratmaz kılıcımı. Kara Ozan! Seninle Aşık atan Çuçu mu? Çuçu bu meydan okuyuşa hiç irkilmeden hemen cevapverdi: Seni böyle söyleten Kımız mıdır, sücü mü? Böyle yaman söylersen Sende komam öcümü. Deyişin kılıcımdan Daha öldürücü mü? Seni basan şaşkınlık Ağu gibi acı mı? Kara Ozan öfkelenir gibi oldu: Ötüken erlerinin Acunda çıkmaz eşi. Ötüken'in kızları Gökte ayın on beşi. Yürekleri kan eder Gözlerinin ateşi. O şaşkınlık dediğin Çinli konuğun işi... Çinli beğin attığı Boşa gittiyse nola? Çinli bu... Sağa atsa Ok gider, düşer sola. Neylesin Ulu Tanrı Güç vermeyince ola. Kavuşsun Kara Kağan Kür Şad gibi oğula. Kür Şad'ın adı geçince budun arasında bir çalkalanma. Kılıcına el atma, Şimdi deyiş çağıdır. Ortalıkta dolaşan Ak kımız çamçağıdır. Yad elde oturanlar Bil ki yurt kaçağıdır. Senin kılıç dediğin Türk'ün oyuncağıdır. Ötüken kızlarının Gözleri gönül yarar. Onları gündüz güneş, Gece ay sarar. Çinli meydan okusa Bunda şaşılacak ne var?
Kara Ozan,ÇucuKitabı okudu
Şeriat ve Kadın 1
ARAP PEYGAMBERİ MUHAMMED'E GÖRE KADININ TANIMI VE NİTELİKLERİ İki kadınım tanıklığı bir erkeğin tanıklığıma bedeldir (Kur'ân 2 Bakara 282) Kadınlar aklen ve dinen dün yaratıklardır.... (Arap Peygamberi Muhammed) Uğursuzluk üç şeyde vardır: karida ev'de ve at'da..... (Muhammed) Namazı kat'eden şeyler köpek, eşek, domuz
Şamil'in oğlu Cemaleddin esir alınıp St. Petersburg'a getirileli on üç yıl olmuştu. Bu on üç yıl içerisinde Şamil, Zümrüdüan­ka gibi Ahulgo'nun küllerinden yeniden doğmuş ve Kafkasya'ya hakim olmuştu. Rus askerleri, akın akın bu dev gibi adama sal­dırmış ancak geri çekilmek zorunda kalmıştı. Bu on üç yılda, esir olarak St.
MÛSİKÎ’DE TASAVVUF VE REBAB
MÛSİKÎ’DE TASAVVUF VE REBAB Ev meşk meclislerinden ve fasıl gecelerinden bahseder misiniz? Hoca Câhit Gözkân(1909-1999), her zaman mûsikî meclislerini hocası Ahmet Mükerrem Akınca’ya tevarüssen devam ettirdiğini ifade ederdi. Hocasında gördüğü veçhile, haftanın bir günü umumi fasıl gecesi yapılırdı. Bu fasıl akşamına herkes sazını alıp
Reklam
480 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Merhabalar, Kitabın bitimine 50 sayfa kalmışken tutamadım kendimi ve hemen bir şeyler yazmam gerek diye düşündüm. Kitabın mükemmel içeriğini anlatmaya geçmeden önce bu şaheseri kimin yazdığını anlatmak istiyorum. Kimdir bu
Vamık Volkan
Vamık Volkan
yazarımız? Vamık Volkan, 1932 Lefkoşa/Kıbrıs doğumludur. Kıbrıs İslam Lisesi'nde okudu; son sınıftayken çıkan
Ölümsüz Atatürk
Ölümsüz AtatürkVamık Volkan · Bağlam Yayıncılık · 200085 okunma
Çocukluk: Sıkıntılar İçinde Bir Memur Ailesi Bizim yaşlarımızda, çocuk yaşta, en çok giyilen şey, cızlavet lastikler vardı. Başka türlü ayakkabı falan alamazdık. Ama amcam bize zaman zaman bayramda ayakkabı alırdı. Doktor amcam... Zaten elini öperdik amcamın bayramlarda. 5 lira, 2,5 lira falan para verirdi. Onları da getirir koşa koşa annemize
ÜNAL YALTIRIK Diyarbakır'da İlkokul 8 yaşında herhalde Diyarbakır'a geliyorsunuz, 1940-41 arası... Kabaca 8-12 yaş arasında Diyarbakır'dasınız diyebilir miyiz? Evet. İlkokula orada başladığım için o hesaba geliyor. 8 yaşında ilkokula Diyarbakır'da başladım. Diyarbakır'daki evinizi hatırlıyor musunuz? Nasıl bir evdi?
Tokat'ta Ortaokul: İlk Gazetem Yaltırık'ı Çıkartıyorum Tokat'ta en büyük kazancım Yekta [Güngör Özden] olmuştur. Yekta ile Tokat'ta tanıştık. En eski arkadaşım Türkiye'de halen Yekta'dır benim. Yekta da Tokat Lisesi'nde. Ben ortaokul 3'deyken o Lise 1'deydi, leylîydi [yatılı]. Oradan ahbap
315 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.