Hayran kaldım bu söze…
Yazarak sarhoş olmalısın ki gerçeklik seni yok etmesin.
Ray Bradbury
Ray Bradbury
Sayfa 12 - Loti Kitap, Haziran 2022Kitabı okuyor
Reklam
Hem serbest hevanın tahakkümüyle, havaic-i gayr-ı zaruriye havaic-i zaruriye hükmüne geçmişlerdir. Bedavetde bir adam dört şeye muhtaç iken, medeniyet yüz şeye muhtaç ve fakir etmiştir. Sa'y, masrafa kâfi gelmediğinden; hileye, harama sevketmekle ahlâkın esasını şu noktadan ifsad etmiştir. Cemaate, nev'e verdiği servet, haşmete bedel ferdi, şahsı, fakir, ahlâksız etmiştir. Kurun-u ûlânın mecmu' vahşetini, bu medeniyet bir defada kustu!
Batı’da kadınların toplumsal, kültürel ve mesleki gelişimleri ve başarılan erkeklerin kadınlar karşısında duyduğu ödipal güvensizlik, korku ve hasetten korunma mekanizmalannı, bu geleneksel ve kül- türel yaptırımı ve desteği olan mekanizmalan tehdit ediyor olabi- lir; ve değişen gerçeklik katılan taraflann karşısına aşk ilişkilerinde
Sayfa 85
'U' ünlüsü, hiçbir durumda, 'w' den önce gelmez. Bu nedenle tu, hiçbir ve du, iki zamirleri tuwan ve duwan çoğulunu verecek yerde u'nun yerine i alarak tiwan ve diwan biçimine girer. Ama u, hiçbir değişikliğe uğramadan y'den önce gelir.
Sayfa 12 - İnstitut kurde de ParisKitabı okuyor
“milleti güldürecek adamın, bir ayağı çukurda olacak! güldüremezsin başka türlü! bu dünyadan geçmiş olacaksın!”
Sayfa 44 - YKY
Reklam
Son olarak r o m a n t i k k ö t ü m s e r l i ğ e , yani yoksunluk çekenin, başansızın, aşılmış olanın kötümserliğinin karşısına koyduğumu, hala formüllendirecek olursam: trajik olana ve kötümserliğe yönelik bir istenç vardır, bir anlağın (beğeninin, duygunun, vicdanın) hem katılığının hem de gücünün işaretidir bu. Göğsünde bu istençle her varoluşa özgü, korkunç ve kuşku götürür olandan korkmaz kişi; bizzat onu arar. Böyle bir istencin ardında cesaret, gurur, b ü y ü k bir düşman isteği vardır.
Sayfa 9 - *
“şimdi beni can kulağıyla dinleyin Albay! şu yaşadığımız dünyada aslolan tek hakikat nedir bilir misiniz? ben söyleyeyim: bu dünya var ya, paranoyak olmuş!... ya! bildiğin paranoyak! olmayan şeyleri var sanıyor, çizmiş işte kafayı! maalesef Albay, maalesef!...”
Sayfa 33 - YKY
- Çivisi çıkmış diyorsunuz yani bu dünyanın? - Sadist diyorum, gerici diyorum, üstüne düzenbaz, bir de kuş beyinli diyorum... oldum olası sahteye meyilli, tabiatında var... ölüyor bitiyor sahteye!... etiketleri değiştir, partileri değiştir, enlemleri değiştir, fark etmez, netice aynı!... sahte mal lazım bu dünyaya, cilalı mal lazım, her yerde, her şeyde!...
Sayfa 24 - YKY
Kuyucaklı Yusuf'un önemi yalnızca başarılı bir roman olmasından ileri gelmez, öncü bir yapıt olması da ona tarihsel açıdan bir önem kazandırır. Çünkü bu yapıt daha önceki Türk romanından iki bakımdan ayrılır ve yeni bir yol açar. Bir kere Sabahattin Ali'nin Türkiye sorunsalına bakışı farklıdır. Tanzimat'tan 1950'lere kadarki Türk romanının ana sorunsalını Batılılaşma oluşturuyordu. Yazarlarımız toplumsal yapının kendine yönelmiyor, mevcut düzeni sorgulamıyorlardı. Toplumsal yapıyı, ezilen halk ya da köylü sınıfının durumunu ele alan romanlar gerçi 1950'lerden sonra görülür, ama bunların ilk örneği 1937'de yayımlanan Kuyucaklı Yusuf'tur. Ayrıca, romana Anadolu'yu da bu sorunsalla birlikte getirmiş olması Kuyucaklı Yusuf'u başka bir yönden daha öncü yapar. Bilindiği gibi Sabahattin Ali'den önce, İstanbul sınırlarını aşarak Anadolu'ya eğilmiş, H. E. Adıvar, Y. K. Karaosmanoğlu, R. N. Güntekin gibi yazarlar vardı, ama Vurun Kahpeye, Yaban, Yeşil Gece gibi romanların sorunsalı Batılılaşmanın bir uzantısıdır, çünkü ideolojik bakımdan gerici-ilerici, yobaz- aydın çatışması üzerine kurulmuşlardır. Kuyucaklı Yusuf'ta ise böyle bir sorun yok. Sabahattin Ali'nin gördüğü çatışma toplumsal yapıdan kaynaklanır; bir yanda bürokrasi ve eşraf vardır bir yanda da ezilen halk.
Sayfa 21 - İletişim Yayınları, 7. Baskı, 2001, İstanbulKitabı okuyor
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.