Herkesin matematiğe veda ettiği bir an vardır. Kiminin ilk x'i, y'i gördüğünde, kiminin ilk karekökü gördüğünde beti benzi atar.Kimi de limit ve türevle karşılaştığında “Sanırım bu iş buraya kadar” diye içinden geçirir. O olmayan, “işe yaramayan” kavramları zihninde zaten zar zor bi yere oturtabilmişken, şimdi de onlara yeni kavramlar eklenmiştir. Matematikten anlamadığınızı kemiklerinize kadar hissedersiniz. Hocanın anlattığı fog(x)’lere, Z’lere, cot(x)’lere büyük bir ciddiyetle bakarken beyninizin içinde tridi efekti ile yapılmış bir bebek neşeyle dans ediyordur. Anlatılanların kafanızın içinde hiçbir karşılığı yoktur, resmen bi bok anlamıyorsunuzdur.
CEMAL SÜREYA "Y" SİNİ NASIL KAYBETTİ??? BİRDEN FAZLA HİKAYESİ OLAN BU "Y"NİN EN SEVDİĞİM HİKAYESİ ŞU: Cemal Süreya ve Sezai Karakoç üniversitede sınıf arkadaşıdır ve sınıflarında 'Muazzez Akkaya' isminde bir de kız varmış. İkisi de bu kızı gizliden gizliye severlermiş. Sınıfta gün boyu aynı kıza duydukları ilgiyi birbirlerine anlatırlarmış. Hatta Muazzez'e yazdıkları şiirleri birbirlerine okurlarmış. Sonra bu aşk, zamanla kızışmış ve birbirlerine 'ben elde ederim, sen edersin' derken 'kim elde edecek?' diye iddiaya tutuşmuşlar. Kaybeden büyük bir bedel ödeyecek demişler. Ve bu bedel ömrü boyunca üzerinde kalacak. Bedene fiziksel bir zarar olmayacak diye de karar kılmışlar. Ve sonunda adını değiştirmeye gelmiş olay. Cemal Sürey(y)a kazanırsa ;Sezai Karakoç'un soyadı 'Karkoç' olacak. Sezai Karakoç Kazanırsa ; CemaL Süreyya'nın soyadı 'Süreya' olacak. Tahmin ettiğiniz gibi kızı Sezai Karakoç elde eder ve onunla çıkmaya başlar. Cemal Süreyya da gidip tek 'Y' harfini attırır soyadından... İşte Süreyya'dan Süreya'ya geçiş dönemi böyle olmuştur. Peki sonrasında ne oldu? Muazzez Akkaya Sezai Karakoç'un kendisi ile bir iddia sonucu çıktığını öğrenir. Biraz da sorunları olan Muazzez bunu kaldıramaz ve okulu bırakıp ve memleketi olan Geyve'ye gider. Sezai Karakoç bu duruma çok üzülür ve Muazzez Akkaya'ya ithafen Mona Rosa'yı yazar. Şair Karakoç,1950 yılında Mülkiye'de öğrenci iken yazmıştır ancak 2002 yılına kadar yayımlanmamıştır.
Reklam
264 syf.
6/10 puan verdi
Kitabın ilk sayfalarından itibaren parağraflar arasında boğuşuyorum adete savaşım halindeyim.Bazen bazı cümlelere, kelimelere, tanımlamalara takılıyorum; Diyorum ki: bu cümlenin bu parağrafta, şu kelimenin bu tümcede yeri var mı? ya da olmalı mı? Ne anlam taşıyorlar ? Siliyorum zihnimden yazıları. Başla parağrafı yeni baştan oku ve bitir.
Bulantı
BulantıJean-Paul Sartre · Can Yayınları · 202122,4bin okunma
Hepinize! .. İşte ölüyorum. Kimseyi suçlamayın bundan ötürü. Hele dedikodudan, unutmayın ki, merhum nefret ederdi.
Uzay
[11:53] WATNEY: Durumları çok iyi ama elimdeki tarla süreklilik için yeterli değil. Sol 900 civarı yiyeceğim bitecek. Ayrıca: Mürettebata hayatta olduğumu söylesenize! Manyak mısınız ***** koyayım? [12:04] JPL: Detaylı sorular sormaları ve kontrol yapmaları için birtakım botanistler getireceğiz. Hayatın bu mahsullere bağlı, o yüzden emin olmak istiyoruz. Sol 900 harika bir haber. Bize ikmal görevini hazırlamak için çok daha fazla zaman kazandıracak. Ayrıca, lütfen diline sahip çık. Yazdığın her şey, tüm dünyada canlı olarak yayınlanıyor. [12:15] WATNEY: Bakın! Memelere bakın! -> (.Y.)
Sayfa 353Kitabı okudu
A Ç I K L A Y A M I Y O R U M Şu sokakların karanlığı, Şu içimdeki heyecanı, Şu hayatın karamsarlığını, Şu bendeki masmavi umutları, Şu koparılırken ağlayan çiçekleri, Şu içimdeki gonca gülleri… Şu veya bu hiçbirini.
Reklam
526 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kar Kurdu' ndan sonra hiç o kalitede bir casus romanı veya Frederick Forsyth İkon' dan sonra Rusya' yı onun kadar ayrıntılı anlatan roman okumadınız mı buyrun size en az bu iki kitap kadar güzel hatta daha güzel diyebileceğim mükemmel bir Ludlum romanı. İlk sayfasından son sayfasına kadar o saçma sapan kovalamaca sahneleri olmadan sadece zeka ve akılla ilerleyen casusluk romanıdır hatta finalindeki duygusalıklada insanı bayağı bir duygulandırır da .Romanı okurken şunlara dikkat ettim de romanın konusunun başlamısından Rusya'y a gidemeden keşfedilmelerinde Rusya' ya giriş şekillerinden tutun da ülkenin içinde olanlara kadar Kar Kurdu ile benzerlikler taşıyan tabiki de Ludlum'un tüm özelliklerini de barındıran Ludlum 'un en iyi kitaplarından biridir. Hatta Ludlum' un bir başka romanı olan İkarus Planı bile bu romana uygun bir isim olabilirdi.
Tristan İhaneti
Tristan İhanetiRobert Ludlum · Altın Kitaplar · 200557 okunma
Mekke ile ilgili çalışmalarımızı sürdürürken Mescidi-i Haram'ın en eski resimlerinden birini görmüştük. Bu resim bir kağıt üzerine değil bir kaya üzerine nakşedilmişti. Bu kaya üzerindeki Kâbe çiziminin yanındaki avluya baktığımızda içeride 2 kabir gözüküyordu. Üzerinde Arapça ibarelerde bu 2 kabirden birisinin Hz. Hacer'e, diğerinin Hz. İsmail'e ait olduğu yazıyordu. Bu bilgi bizi şaşırtmıyor çünkü rivayetlere göre Kâbe'nin tavaf alanı ile sa'y mekanı arasında yetmiş civarında peygamber yatıyor.
136 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Hugo'nun, genç yaşında kaleme aldığı bu eserindeki vurgu ki 19 y.y ilk yarısına denk gelmektedir.( Engizisyon mahkemelerinin iğrenç kararlarını yaşamış Avrupa nın ) Fransa da idam kararlarına karşı durabilmenin cesaretini net bir şekilde gösteriyor Kitabın asıl can alıcı noktası, algılanması gerekeni, Devrin yargılama sistemine, idama kararının acımasızlığına karşı duran 1932 Baskısının Ön sözün de yatmaktadır,. Modern Demokratik toplumun ana bel kemiğini oluşturan, demokrasinin vazgeçilmezi olarak " Hukuk Devleti" nor'muna inanan her kes bilhassa siyaset yaptığını düşünenler, Hukuk fakültesi öğrencileri, ibreti alem için, ders çıkartmak için, birazcık mantık, muhakeme çerçevesin de beynini olgunlaştıra bilmeleri bakımından 1800 lü yıllarda bu metni kaleme alan yazarın bu ön sözünü okumalarını şiddetle arzu ediyorum. Yazarın bir bölümde de kendi kitabını bir takım kişilerin ağzıyla ti ye aldığı komedi faslına şahit oluyoruz. İdama mahkum kişinin monoloğu ile devam eden kitabın ana fikri, idam kararının kaldırılması gerekliliği, mantalitesi mükemmel bir tarz da sunuluyor. bu fevkalade eser okunmalı diyorum...
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Bir İdam Mahkûmunun Son GünüVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022118,6bin okunma
"Öperek uyandırdım bu sabah ayrılığı. Fırından yeni çıkan bekleyişler satın aldım. Kırmızı mavi ekoseli yalnızlığımı serdim masaya. Manzaraysa ayrılığa sıfır! İşte, her şey hazır.. Acılarımla iki lafın belini kırdık. Yokluğunda bir kuş sütü eksik. Yalnızlığım ve ben, seni çok bekledik."
Cemal Süreya
Cemal Süreya
Reklam
80 syf.
10/10 puan verdi
Bozkırdaki Sevda Türküsü: Cemile
Bazı cümleler çok iddialıdırlar çünkü göreceli kavramlar üzerinden konuşurlar. İşte edebiyattaki o iddialı sözlerden birisi de Fransız şair Louis Aragon’un, Cengiz Aytmatov’un Cemile adlı uzun hikayesi için söylediği ‘dünyanın en güzel aşk hikayesi’ cümlesidir. Aragon, bu cümleyi kurduğunda Aytmatov genç sayılabilecek yaşlarda, yazarlık
Cemile
CemileCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 201931,9bin okunma
26 erkek ona tecavüz ettiğinde 13 yaşındaydı N.Ç Mahkeme sona ererken, raporda; "Rızasıyla" dendi. Halbuki 13 yaşındaki çocuk sokakta ne oynayacağına bile zor karar vermez miydi? 26 erkeğin, 26 tecavüzcünün cezası alt sınırdan verildi. Gölcük'te Ö.Y.'ye 29 erkek tecavüz ettiğinde o da 13 yaşındaydı. Tehdit edip "Anneanne
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.