Merhaba zındıklar, son yıllarda hayatımda can sıkıntısı, hayattan keyif alamama gibi durumlar söz konusuydu yani anhedoniye yakalandım ve doğal olarak yalnızlık çekiyordum. Bu uygulamada ileti paylaşırken aklımdan geçen belki başka okurlarla iletişim kurarım, ne bileyim eğlenceli konuşmalar yardımcı olabilir diye düşünüyordum ama içinde bulunduğum psikolojik durum gittiğim yolun doğru olmadığını gösterdi. Bugün aldığım bir radikal karar sonucu burada ileti yorumlamayı ve paylaşmayı bırakıyorum. Bu benim son fikir odaklı iletim olacak. Sadece alıntı ve aforizma paylaşacağım. Belki aklım eserse ara sıra da inceleme paylaşırım. Uygulamayı ilk üye olduğum zaman ki gibi arşiv ve hatırlatma amaçlı kullanmaya geri döneceğim, evet sizin tabirinizle uygulamayı amacına göre kullanacağım. Alıntılarda görüşürüz. 👋
birilerini mutlu etmekle geçmiş hayatım.
şöyle bir baktım da kendim için hiçbir şey yapmamışım...
o seviyor diye pişirmişim yemekleri,
şu seviyor diye demlemişim çayı,
bu seviyor diye görüşmüşüm muhabbeti sarmayan kişilerle...
birilerini mutlu etmek için gitmişim kilometrelerce yolu...
kıymetim bilinmemiş......
kimsenin önceliği olmamışım
ölümüne savunduğum özgürlüğümle varlıkların ve gerçeğin bütün anlamlarını, bütün yüzlerini görmek isterdim…
Kendilerinden tiksinen insanların o sıkıcı gölgesi vurunca günlerime artık uzaklara gitme vaktinin geldiğini anlardım…
O sıkıcı gölgeyi çocukluğumdan bilirdim. Çünkü bütün vaatleri anlamsızlaştırmaya başlardı o sıkıcı gölge. Zaten hep aynı
Şehrin ışıkları altında yürümeye devam ederken, hayatın mazi tarafında kalan yıllarımı düşündüm. Tozlu raflarda yalnızlığa terk edilmiş kitapların arasına konulan eskimiş takvim yaprakları gibi uzakta duruyor geçen güzel günler. Onları bulmak ve bir daha o günlere gitmek imkansız. Biliyorum, güzel günlerin kıymeti gidince anlaşılır.
Gidip de dönmeyen güzel günlere dargınım. Dünya rahat yeri değil bilirim. Dile söylemek kolay, kalbe anlatmak zor. Hayat imtihanı ağır olur bazen. Yaslanacak bir omuz ararız yakınımızda bizi anlayan.
Hayat, geriye asla dönülemeyecek bir sûrette biz zaman ve mekânla kayıtlı olan fâniler için geleceğe doğru akıtılıyor tüm zaman ve mekânların Sahibi tarafından. Allah (cc), O' dur kudreti her şeye yeten.
Geçen yıllar, sıkıntıyla geçmiş olsa bile yine de özlem duyuluyor o yıllara. Hayat gidiyor diye mi bu özlem? İnsan hayatta olmayı seviyor. Bu hayatın sona doğru gitmesini ve bir gün son bulmasını istemiyor. Sonlu bir hayata kalp razı değil çünkü. Dinle kalbini, duyacaksın. Biraz yalnız kaldığında anlayacaksın. Bazen yalnızlık iyi gelir.
“Kalb, ebedü’l-âbâda müteveccih açılmış bir penceredir. Bu fâni dünyaya razı değildir." diyerek bu hakikate ışık tutar Bediüzzaman. Ey dost! Bu yazıyı okurken sen de sonsuzluğu düşün ve hakikat penceresinden bakarak kalp ve ruhunun sesini dinlemeye çalış veya benim gibi yalnız bir gece yürüyüşüne çık, kendini dinle, kalbini dinle, vicdanını dinle.
'Bir Gece Yürüyüşünde' başlıklı yazımızdan
Yoldan Geçerken/ Mehmet Kazar
5 Ocak 2021
Yüzüme baktı.
"Yalnız mısın burada?" dedi
"Dostlarım var."
"Yalnızlığa engel değil bu."
"Yalnızlık da çeşit çeşit, biri diğerine benzemiyor," dedim. "Haklısın," dedi. "Benim yalnızlığım akşamları gelir.
Bugün de ölmedik ama yaşadık mı meçhul
Kaç yangından sağ çıktım senin haberin yok
Kaybedecek hiçbi’ şeyim yok orası kabul
Ne varsa aldın elimden dünya benden kork
Canımı hiçbi’ şey yakamaz benim artık
Yakın arkadaşım oldu sanki yalnızlık
Bu neyin bedeliydi öde öde bitmedi
Hayat değil benimki hapis yarı açık
Ne halay çektirir ne ağıt yaktırır
Kalpsizi ağlatır benim hayatım
Şu gözümden akanlar yaş değil ki yıllar
Ben gencim kalbim ihtiyar bundan isyanım
Biz ne yoldaşlar gördük
İki güne yolda bırakan
Biz ne sırdaşlar gömdük
Diliyle canımızı acıtan
İstediği kadar dibe batsın ömrüm
Benim ben gemisini terketmeyen kaptan
Yalnızlığımın bilincine varıyorum; ama bu yalnızlık duygusu beni insanlardan ayırmıyor, tam tersine, insanlara açılabilmemin tek koşulu yalnızlığımdır benim.
Hiç yüzün gülmedi mi? Bu kederin ve mutsuzluğun sırrı nedir? Acılara gark olmuş yüreğinin... Karanlık ruhunun... Kimi sevdin bu kadar? Aşkının esrarı nedir? Nedir derdin? Sen de her kadın gibi yorgun ve üzgünsün, değil mi? Yaşadıklarının, yaşayamadıklarının ve içinde taşıyamadıklarının yorgunusun. Ve acın, şiirinden taşıyor, çünkü kaldıramıyorsun. Haklısın. Zordur, yaşamak. Zordur anlaşılmamak, zordur anlatamamak. Kalemi eline aldığında biraz olsun söndü mü yangının? Atabildin mi içinden kırgınlıklarını? Bitmiyor, dimi? Bir kaya gibi çökmüş en derinine. Çıkmıyor, bu yalnızlık. Çözülmüyor, bu yanlışlık. Hüznün, en yakın dostun. Gamlı ve melankolik bir çilekeşsin. Biliyorum. Bitmedi, bitmeyecek. Yüzünde taşıyacaksın, hüznünü. Hiçbir zaman silinmeyecek.
Bize, kendini anlattın. Bize, bizi anlattın.
İyi ki varsın, yattığın yer incinmesin, sevgili Furuğ.
"Bu kadar derin bir yalnızlık içinde, şimdi neyle meşgul oluyorsunuz?"
"Benim gibi yalnız yaşayan birini meşgul eden şeyler, mutluluğunu topluluk hayatının faaliyetlerinde arayan bir cemiyet adamına çok tekdüze gelir."