Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her
Biz kendi düşüncelerimizle hayatı var ediyorsak.İnsanlari ve yaşadığımız olayları olusturuyorsak . Bunlarla deneyim kazaniyorsak.Ve hayat sadece bir rüya ise.Neden daha güzel deneyimler yaşamıyoruz.İcimizdeki korkularımizi acılarimizi anlayip,yanlış İnaç sistemimizi degistirip daha mutlu sağlıklı ve huzurlu bir hayat yaşayabiliriz.Dısarida hiç bir şey yok.Disarida olan şeyler bizim düşüncelerimizin birer yansımasi.Bu yüzden anda kalmayı,şimdiyi yaşamayı öğrenmeliyiz.Ve zihnimizi susturmayi öğrenmek zorundayız.Zihin susarsa geçmişte hiçbir acıyı şimdiye getiremeyiz.Zihin susarsa işte o zamn gerçek biz kalırız ortada.Sorun ve kaos olmaz.Kendimiz dahil olmak üzere kimseyi yargilamayiz.Boylece gerçek aşkla içimizdeki güçle ,yani Allah'a , Tanrı ile bir olabiliriz.Boylece saf enerji ile dolarız.Bir oluruz
Reklam
güneş ve ay birbirine aşıktır ama zaman farkı nedeniyle bir türlü kavuşamazlar bu yüzden tanrı güneş tutulmasını yaratır ki insanlar imkansız aşk olmadığını bilsinler.
Tanrı insanın masumiyetini göstermesi için yüzüne gülümseme verdi, senin yüzündeki gülümsemeyi özenerek çalıştı. Öyle güzel gülümsemmişsin ki, tanrı bile yarattığı bu güzelliğe hayran kaldı. Belki bu yüzden seni benden aldı.... Bana sensiz dünyayı cehennem diye yaşattı.
Bir japon efsanesine göre, güneş ve ay birbirleri seviyorlarmış, ama zaman farkı yüzünden buluşamıyorlarmış. Bu yüzden tanrı güneş tutulmasını yaratmış ki °imkansız aşk° diye birşey olmadığını bilsinler.
EVLİLİK ÜZERİNE 200.000 Yıldır Çözülemeyen Problem Evlilik, en genel tabiriyle, kanun karşısında dinen ve kültürel adetlere uygun biçimde yuva kurmak isteyen kişilerin birleşmesidir. Elimize ulaşan kanıtlara göre bilinen ilk evlilik milattan önce 2350’li yıllara kadar uzanır. Şahsi tahminim ise boşanmalarında aynı tarihte bulunduğu hatta belki
Reklam
Tık tık tık ! - Kim o? - Merhaba - Merhaba buyurun?
İyi geceler...
Biz her şeye, esirgeyen ve bağışlayan, çokça esirgeyen ve çokça bağışlayan, hep esirgeyen ve hep bağışlayan rabbin adıyla başlayan adamlarız anna. büyücülerin, haramilerin, borsacıların, reklamcıların, korsanların, işgalcilerin, bankacıların elinden kurtulmamız da bundan. sanayi devriminde bile, karanlık, rutubetli, çok bağırışlı, çok nefessiz,
Trajik insan… Bir tarafta şarap, eğlence ve formsuzluğun tanrısı Dianysos, diğer tarafta ölçü, denge, biçim tanrısı Apollon. Apollon ve Dianysos’un sentezinden meydana gelir trajik insan. O, bu iki tanrı arasındaki gerginlikte var olur ve budur insanı insan yapan. Nietszche’ye göre eğlence tanrısı Dianysos, saphiens ve logos kurbanı olmuştur. Ama Dianysos’u yok etmek insanı kötürüm yapar. Öyledir ki insanla ilgili başarısızlıkların sebebinde insanın sentez bir varlık olduğunun gözden kaçırılması yatar. İnsanın özgürlüğü ve yaratıcılığı onun sentez bir varlık ve demens (çılgın) oluşundadır. Lâkin logos, Apollon’a bağlı öyle bir ahlak geliştirir ki, insanı ruha karşı bir şeymiş gibi gösterir. O yüzden Nietzsche tekrar insan olmak ister. Çünkü: özgürlük böyle başlar, isyanla, karşı çıkışla, “Hayır!” deme cesareti ile.
kaybettikçe bir çentik attı alnımın üstüne tanrı büyüdün dedi bu yağmurlar bu yüzden
Reklam
Blaise Pascal
Blaise Pascal
“Tanrı varsa ve ben Tanrı’ya inanıyorsam cennete giderim ki bu sonsuz derecede iyidir. Tanrı varsa ve ben Tanrı’ya inanmıyorsam cehenneme giderim ki bu sonsuz derecede kötüdür. Tanrı yoksa; bu durumda Tanrı’ya inansamda İnanmasamda kazancım ya da kaybım sonlu olacaktır. Bu yüzden Tanrı’ya inanmalıyım “demiş.
Tanrı'yla ilgili 4 sayfalık bir makale yazdım. Burada yayınlasam kıyamet kopar büyük ihtimalle. Sonra ateisti, agnostiği, dincisi, hepsi de saldırır muhtemelen. O yüzden kitaba saklıyorum. "Sofie'nin Dünyası" tarzı bir bölümde verebilirim, bu bilimsel ve felsefik düşüncelerimi.......
Notre Dame'ın Kamburu
Notre Dame'ın Kamburu
de der ki Skylla rastlamadan gizli kayalıklardan denizde yolculuk etmek. Mitolojide Güneş Tanrısı'nın kızı Kirke diğer tüm Tanrı ve Tanrıçalara göre en çirkin olanıdır. Bu yüzden genelde de yalnızdır . Sahilde dolastığı her aynı günün birinde ,genç, yakışıklı ama fakir bir denizciye aşık olur. Kulları hiçe sayar ve o genci ölümsüz yaparak saraya alır. Sonuç olarak o ölümsüz adam Kirke'yi başka bir Tanrıça ile aldatır. Bunu gören Kirke öfkesinden o Tanrıça'yı yedi kolları olan, çirkin bir canavara çevirip denize fırlatır. (Hoş bence adamı maymun yapıp ormana almalıydı) O Tanrıça Skylla idi. Bu kitapla yeniden yad ediyoruz. Harikaydın Tanrıça Kirke 😘 ♡
Ben, Kirke
Ben, Kirke
Evreni yaratan Tanrı beni ismimle tanıyor Bu yüzden güzel bir gün 🎶
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.