Başını yastığa koyduğunda aklına gelmesi gereken,
“Ben bugün Allah rızası için ne yaptım?” sorusu.
Öyle bir cümle ki, ya içini mutsuzluğun kıyılarına iter yahut mutluluğun yamaçlarında papatyalar koklatır.
Ne gariptir ki insanoğlu kendi yapıp etmelerini gerekçelendirmek zaruretiyle karşı karşıya kaldığında, gerekçelerini "dışarıdan" (kendi dışından) bulmak mecburiyetini hisseder nefsinde. Çünkü "Bu işi niçin yapıyorsun?" suâline, "Hiiiç, canım öyle istediği için..." cevabını verebilmek her babayiğidin harcı değildir.
Bugün bir Müslümana "bilinçli" diyebilmek için, bir başına, onun ibadetlerine bakmak yetmiyor. Bir kimsenin namaz kılıp kılmadığına, oruç tutup tutmadığına, zekâtım verip vermediğine, imkânı varken Hacca gidip gitmediğine bakarak hüküm vermek bizi sağlıklı sonuçlara ulaştırmayabilir.
Islâm'ın şartları arasında sayılan bu husuları
Nurettin Topçu'nun İstanbul Erkek Lisesi'nde öğretmenlik yaptığı dönemde İmam Hatip Okulları yeni açılmıştı. Bu okullara ayrı bir önem veren Topçu, asli görevinin yanı sıra 1956-1957 ders yılından itibaren İmam Hatip Okulu'nun lise sınıflarında da Psikoloji, Sosyoloji, Din Psikolojisi ve Felsefe dersleri okutmaya başlamıştı.
O yıllarda İmam