Merhabalar, bugün aslında uzun zaman önce okuduğum fakat verdiğim ara yüzünden incelemesini yazamadığım bir kitap hakkında konuşacağım.
Öncelikle kitabı çok beğendim. Virgülüne, noktasına kadar anlamlı bulduğum ve altını çizmek istediğim anlamlı cümlelerle dolu. Kelimeler öyle parıltılı kullanılmış ki her bir sayfada o parıltılar yüreğime
'Serenad' okuduğum ilk kitabıydı Zülfü Livaneli'nin.
Öncelikle kitaba adını veren 'Serenade für Nadia' ya ilham olan o ünlü serenatı aşağıya bırakıyorum:
open.spotify.com/track/6BdrHOEmo...
Kitabı okurken yer yer açıp parçayı dinlemiştim. Bu yüzden artık bu parça
Devamlı Atatürk hakkında yazılanları okuyup dururuz da, neden hiç kimse Atatürk'ün kendi kalemini/yazdıklarını okumaz???
Beni çok üzen ve şoke eden bir kitaptı.
Atatürk'ün ateist olduğunu zaten biliyordum ancak onun bu kadar katı bir pozitivist/materyalist olduğuna kitaptaki kendisinin bazı orijinal el yazmalarıyla şahit oldum.
Benim yazdığım bir hikaye.
Akvaryumdaki Balıklar
"Hala bir iş bulamadın mı," diye sordu erkek kardeşi. "Hayır," cevabını verdi. Kısa süreli sıkıntılı bir suskunluk oldu devrisine. Rekabet ölümcüldü ama sıkıntı tek taraflıydı. Beriki, hayatın olağan akışına uygun bir şekilde ve sanki kardeşinin keyifsizliğinden haz
Merhaba Sevgili 1000K Okurları,
Bugün sizlerle Nilgün Marmara hakkında hasbihal etmek istedim. Bu incelememdeki öncelikli amacım ufak da olsa sizleri Nilgün Marmara ile tanıştırmak ve bu eseri hakkında o küçük anekdotu sizlerle paylaşmaktır. Özellikle söz konusu şiir ise ben şiiri anlamanın yolunu şairi tanımaktan geçtiğine inanıyorum. “Acaba
''Damarlarındaki kanı boşalt, yerine su doldur, işte o zaman savaş olmaz.''
(I. cilt, s. 587)
Savaş... savaş... savaş... Nedir bu savaş? Dostoyevski der ya, ''Her insan doğuştan gaddardır,'' diye, bence savaş, gaddarlığın, açgözlülüğün ve hükmetme aşkının dışa vurumudur. Barış ise, aynı savaş gibi, sadece çıkarların kesişmesiyle oluşan, başka
Biz onu “beni öldürmeyen acı güçlendirir” sözüyle tanıyoruz daha çok. Biraz daha tanımak ve anlamak isterseniz buyrun.
Burada detaylı incelememi bırakıyorum.
youtu.be/L_Xn3sGZGOk
Ben okumaya devam edeceğim derseniz;
Böyle Buyurdu Zerdüşt: Herkes ve Hiç kimse için bir kitap
19.yy’da yazılıyor eser. Fakat kimse anlam veremiyor, yoğun
Fotoğraflı yorum: instagram.com/p/Cb2kcp0tn0O/?...
Ekin S. Koch'dan "Deniz Kızı Ağladığında"
#alıntı "Büyünün de sınırları vardır. Doğanın kendine has dengesi bizim onu bozma gücümüzden üstündür.” ¶41
Selam! Bugün size Vhartlox Cadı Akademisi serisinin ikinci kitabıyla geldim Hiiiç uzatmadan
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun.
_İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir.
_Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur.
_İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz.
_Yanlış anlayanlar tarafından
Berna Moran'dan
"Alımlama Estetiği ya da kuramı (Rezenptionsasthctik) 1960’ların sonundan bu yana edebiyat eserlerinin anlamı ve yorumu ile ilgili olarak okurun işlevini inceleyen çeşitli kuramlara verilen genel bir addır. Ama bu çeşitlere geçmeden önce, alımlama kuramının, Duygusal Etki Kuramı’ndan nasıl ayrıldığını belirtmekte yarar