Ben kim miyim!
Bugün radyoterapimin yirmi beşinci, kemoterapimin ise beşinci günü. Bir kaç ay önce boğulurcasına öksürük nöbetleri sonrasında gittiğim dahiliye uzmanı, onkoloji servisine yönlendirdiği zaman anlamıştım bir şeylerin ters gittiğini. "Akciğer kanserisiniz" dedi doktorum. Üzüldüm, "tahliller, tetkiklerde başka organlara yayılmamış,
Bundan yıllar yıllar önceydi, bir televizyon programında seyretmiştim. Bir genç kız evlilik yapıyor, hamileyken sair sebeplerden dolayı boşanmak istiyor. Kızın babası şart koşuyor "seni kabul ederim, ama bebeği değil!" Derken kız boşanıyor, ve bunlar bebeği bir internet sitesine şifreli şekilde ilan vererek satmaya çalışıyorlar.. Bu
Reklam
İnternetten Atatürk fotoğrafları indirildi, hikayelerde paylaşıldı, varsa üzerinde Atatürk imzası veya fotoğrafı olan bir t-shirt veya sweatshirt giyildi. Var mı başka eksik? Yok sanırım, bu özel günü de başarı ile tamamladınız. Sosyal medyada sözde duyarınız ve saygınız bittiyse gerçek bir anmaya davetlisiniz şuan burada. Evet, Atatürk fotoğraflarını her yerde görmek çok çok güzel, bundan rahatsız olan varsa, rahatsız olmaya devam edebilir. Benim rahatsız olduğum şey Atatürk’ün fotoğraflarını her yerde görmek değil, fikirlerini hiçbir yerde görememek. Zaten en büyük sorunumuz da bu. Atatürk’ü fotoğraftan ibaret tanıyor birçoğumuz. İlkelerini, inkılaplarını, zaferlerini, kayıplarını... Atatürk’ü her şeyiyle tanıyan, bilen kaç kişi var aramızda? “Atam İzindeyiz” derken hangi izin ona ait olduğunu ayırt edebiliyor muyuz? Bu soru size yöneltildiğinde kendinizden emin bir şekilde Atatürk’ü her yönüyle tanıyorum diyebilir misiniz? Bu soruya benim cevabım net bir şekilde “Hayır” olacaktır. Bu iletinin temel amacı ise Atatürk hakkında hepimizin bir şeyler öğrenmesi. Sizden ricam yorum olarak “Bunu da bilmemiz gerekiyor.” dediğiniz bilgileri bırakmanız. Daha fazla kişiye ulaşabilmek adına tekrar paylaşabilirsiniz. Bugün Atatürk’ü gerçekten tanıyalım. Saygı, sevgi ve özlemle analım.
Lütfen 5 dakikanızı ayırır mısınız?
Hayatımın en zor günlerinden birini geçirdim bugün. Ama sokaktaki canların yaşadığı şeylerin yanında bizim zor günlerimiz ne ki! Hiçbirimiz arabanın arkasına bağlanıp ciğerimiz patlayana kadar koşturulmadık mesela. Hiçbirimiz ''aa birisi bize yemek koymuş'' umuduyla sevinip zehirlenmedik. Hiçbirimiz kımıldamayalım diye kemerle
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 5 hours
ÇİZGİLİ PİJAMALI ÇOCUK - Dikkat spoiler içerebilir!
Filistin meselesinden girip yahudi soykırımlarına araştırma yaparken toplama kamplarına bakıyordum. Ve karşıma Nazi Almanyasının en büyüğü olan 3 milyon Polonyalı Yahudi'nin öldüğü Auschwitz geldi. (kitapta Out-With diye geçer Führer de Fury diye ) Derken okuduğum makalede tavsiye kitap olarak Çizgili Pijamalı Çocuk çıktı. Uzun zamandır okumalıyım derken bugün bir yerden bir kitap indirimi geldi hemen kullanayım dedim ve aldım. Şuan bu satırları yazarken gözlerim doldu desem inanmazsınız. Auschwitz toplama kampı insanoğlunun en ağır koşullara bile direnilebileceğini gösteren en büyük örnektir. Oldum olası çocukların gözünden hikayeler etkilemiştir beni. Bu kitapta da toplama kampında Hitler'in askeri olan rütbeli bir komutanın küçük çocuğunun gözünden Yahudi soykırımının tahlileri var. Kamp ile evlerinin ayıran tel örgülerden karşıda oynayan çocukları gören Bruno (askerin oğlu) oraya gider ve Yahudi çocuk Schmuel ile tanışır. Bu ikili diyaloglarla kitap sürükleyici bir şekilde son bulur. Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
Çizgili Pijamalı Çocuk
Çizgili Pijamalı ÇocukJohn Boyne · Tudem Yayınları · 202139.2k okunma
540 syf.
10/10 puan verdi
Nereden başlanır ki buna? Kitap bitti. Bomboş duvara baktım. İzledim... Müzik falan da yok bu sefer. Sessizlik istiyorum sadece. Gözyaşlarım ve sessizlik. Bu evde mümkün değil tabiki bu. Yazmak için geceyarısını bekleyeceğim dedim. Ama işkenceydi bu kendime. Ruhum bedenimden ayrılıyordu sanki. Nefes alamadım. Gerçekten alamadım. Tuvalete
Günlükler
GünlüklerSylvia Plath · Kırmızı Kedi · 20141,074 okunma
Reklam
141 syf.
9/10 puan verdi
Carpe Diem. Anı yaşayalım.
Eveet sonunda uzun zamandır merak ettiğim “Ölü ozanlar derneği”ni okumuş bulunuyorum. Kitabı merak etme sebeplerimden biri (en büyük sebebi) “Carpe diem” :)) Bu siteye giriş yaptıktan sonra profil ismi olarak kendi ismimi değil de en sevdiğim latince ifade olan ve benim her yerde logoma dönüşmüş olan “carpe diem”i kullanmak kararı aldım. Her şey
Ölü Ozanlar Derneği
Ölü Ozanlar DerneğiN. H. Kleinbaum · Real Yayınları · 200026.3k okunma
Selamünaleyküm:)
Bugün tesettür konusuna değinmek istiyorum. Önce minik bir hatıradan başlayalım: Küçükken hep tesettürlü ablalara bir hayranlığım olurdu. Giydikleri o örtü adeta ben güçlüyüm, korunaklıyım.. izlenimi veriyordu bana. Tıpkı namaz gibi huzur veriyor mudur, diye düşünürdüm. Yaşadım, giydim, taktım ve evet öyle gerçekten. Bir bayram günü köye
50 :-) yaşında 2. defa DEDE oldum..!
Kocadım herhalde, kocamam derken Dede oldum bugün sevinçliyim ben Kendimi genç görsem, desem de erken Dede oldum bugün sevinçliyim ben. Karayken aklaşan saçla sakalmış Anladım ki gençlik geride kalmış Ömrü uzun olsun, torunum gelmiş Dede oldum bugün sevinçliyim ben. DN: Hastane önünde beklerken 🥰🙂
272 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 8 days
Lokmanın en acısı....
Merhaba dostlar. Ne zaman güzel bir kitap okusam, bunu mutlaka herkes okumalı diyorum. Keşfettiğimiz güzellikleri sadece kendimize saklarsak ne anlamı kalır değil mi? Benim keşfettiğim bu güzelliği kitap dostlarım da keşfetmeli, bu güzellikten mahrum kalmamalı diye düşünürüm hep. Bu yüzden de biraz fazlaca alıntı paylaşırım. Daha doğrusu çok not
Acı Lokma
Acı LokmaFahri Erdinç · Yordam Kitap · 2013129 okunma
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.