Öyle ağır acılar yaşanıyor ki gözlerimizin önünde ve biz o kadar çaresizce şahit oluyoruz ki bunlara; söyleyebileceğimiz hiçbir söz taşıyamıyor artık anlamını. Acıları hiç umursamayanlarla çok umursayanlar arasındaki tek fark kalplerinde biriktirdikleri. Çaresizlik, kalbimiz dışında her şeyi yutup içinde eritecek kadar genişletti
herkes yaşıyor ama ben ölüyorum anne insan yaşarken nasıl ölebilir ki .. kalbim atıyor, nefes alıyorum bildiğin yaşıyorum anne ama yaşadığımı hissedemiyorum insan yaşadığını anlamaz mı anne az da olsa yaşamak için heves etmez mi hayata tutunmak için çabalamaz mı ben yapamıyorum anne olmuyor yani, ne yapsam da ne etsem de hayata tutunmak için bir
Reklam
-------------------------------------------------------------------------------- 80’ler bir yandan çerçevesini baskının, yasağın, devlet şiddetinin çizdiği bir dönemdi. bir yandan da, bu toplumun daha az tanışık olduğu bir başka iktidar biçiminin, ilk bakışta kendini bir kurumsuzluk olarak sunan, yasaklayıcı değil oluşturucu, kışkırtıcı, içerici
Daha Mutlu Bir Yaşama: HAYIR!
❗Şimdi elinizdeki telefonu, laptopu, tableti ya da karşınızdaki bilgisayarı, televizyonu artık her nereden izliyorsanız, bırakın desem size. Sonra çıkın, sadece üzerinize bir palto alın. Ben de alayım, ayağımıza da bir çift ayakkabı. Sonra çıkalım bu dört duvar arasından. Sahip olduğumuz her şeyi arkamızda bırakalım. Yapabilir miyiz? Yapamayız
Gökyüzü mavi, bulutlar beyaz, güneş doğunca aydınlık olur diye kandırdılar bizi. Güzel güneşli günlerden bahsetti bir başkası. Bir diğeri aşk dedi biri sevgi biri umut. Biri çıkıp insan umutla yaşar dedi biri insan hayalleriyle ayakta durabilir diye ekledi. Kimse de bize anlatmadı çok düşünmemek gerektiğini. Aç değilsen susuz değilsen açıkta
30 YAŞ / GEÇMİŞE SÜNGER / YENİ BAŞLANGIÇLAR / GÜÇLENME / DOST VE DÜŞMAN
"30 yaşıma girmeden önce bugün bu yazıyı günlüğüme yazıcam dedim!! "Hayat, yaş aldıkça tecrübe alır" Şu an #Eminem den when ı'm gone tekrar tekrar dinleyerek yazıyorum günlüğüme yazdıklarımı.. ✍️ --Alarm çaldı! kalkıp yatağımı topladım, yüzümü yıkadım, elbiselerimi giyip erkenden evden çıktım ardından otobüse binip hastaneye
Reklam
Hukukun Faili Meçhul Cinayeti: Josef K.
    Kafka çocukluğunun büyük bir bölümünü “merhametsiz bir zorba” olarak nitelendirdiği babasının baskısı altında geçirir. Kafka için otorite adeta babasının kendisi olur. Çocukluğu ve gençliği babasının istediği kişi olmaya uğraşmakla geçer. Fakat hiçbir dönemde onu memnun etmeyi başaramaz. Babasının memnuniyetsizliği ve küçültücü sözleri
Ahmet Altan, “Kılıç Yarası Gibi” adlı romanında, roman karakterlerinden birine İttihatçıların Bulgar komitacılarla savaşa savaşa komitacılığı öğrendiğini ve eşkıyayla eşkıya usulleriyle dövüşenin sonunda eşkıyalaşacağını söyletir. Romancılığı ayrı bir tartışma konusu ama artık içeride olmadığına göre daha rahat söyleyebiliriz: Ahmet Altan
29 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.