Geçmişi geride bırakmak. Bugünde yaşamak. İnsan bunları birbirinden ayırabilir miydi?Bugün, geçmişte yaşadığımız olayların bir sonucu değil miydi? İnsan ancak geçmişi anladığında bugünü de anlamış olmaz mıydı?
“Geçmişi geride bırakmak. Bugünde yaşamak İnsan bunları birbirinden ayırabilir miydi? Bugün, geçmişte yaşadığımız olayların bir sonucu değil miydi? İnsan ancak geçmişi anladığında bugünü de anlamış olmaz mıydı?”
Bu ruhsuz ölümlü şehir,
Yine bana zehir bugün.
Ve akşamı zor getirecek bir yaşlı ruh,
Sanki gencecik hâlimin göz altlarında mahsur.
Beni tüketen ve üzerime bir leş hava,
Bu ruhsuz ölümlü şehir ne zaman ölecek acaba?
Çok konuşanlar boşa dolduramıyorlar,
Hep konuşması gerekenler susuyorlar.
Ve bugünde biraz daha beynim uyuşuyor,
Ve hep aynı
Herkes gelip geçer,
Geçene kadar ruha işkence eder.
Tomarla sersemlik,
Kalıp gibi oturan gereksiz şatafat.
Herkes bomboş bir bedenden ibarettir,
Kafasının içinde bir pamuk tarlası var.
Gereksiz bir bencillik alır,
Maalesef hep yarındayım. Bunun sebebi de sürekli düşünüyor olmak. Bugünde tutacak bir sebebe ihtiyacım var. Yarında yaşamak gerçekten insanı tüketiyor.
Tanpınar, Osmanlı’nın en karanlık yıllarında 1901 yılında doğmuş olup İmparatorluğun dağılmasını gözlemleyen kuşaktandır. Bu kuşak bildiğimiz üzere imparatorluğun dağılmaması ve yeniden güçlenmesi üzerine hep bir arayış içinde olmuştur. Tanpınar’da bu arayış içindedir. Yazarken arar, arayışlarını edebiyatın içinde yapar. Roman onun için bir
Geçmişi geride bırakmak. Bugünde yaşamak. İnsan bunları birbirinden ayırabilir miydi? Bugün, geçmişte yaşadığımız olayların bir sonucu değil miydi? İnsan ancak geçmişi anladığında bugünü de anlamış olmaz mıydı?
"Geçmişi geride bırakmak. Bugünde yaşamak.İnsan bunları birbirinden ayırabilir miydi? Bugün, geçmişte yaşadığımız olayların bir sonucu değil miydi? İnsan ancak geçmişi anladığında bugünü de anlamış olmaz mıydı?"
Geçmişi geride bırakmak. Bugünde yaşamak. İnsan bunları birbirinden ayırabilir miydi ? Bugün, geçmişte yaşadığımız olayların bir sonucu değil miydi ? İnsan ancak geçmişi anladığında bugünü de anlamış olmaz mıydı ?
Aynadaki İz düşüm; 154 şiir, 176 sayfadan oluşan şiir kitabı. Çocukları için, dedesi tarafından öldürülen çocuk için, Çocuklar için, Maden kazasında hayatını kaybedenler anısına, orman yangınları, 6 Şubat depremi gibi toplumsal olaylara dair yazmış olduğu şiirler... Aralarda kısa yazıları da mevcut.
Bir varmış bir yokmuş
Kiminde çok, kiminde hiç
Köprülüzade Fuad, Arap harflerinin yerini Latin harflerinin alması fikrine muhalif bir zat imiş. Bu konuda da beyanları sözlü ve yazılı olarak varmış. Fakat bir gün kendisinin Sultanahmet’teki ikametgâhına Mustafa Kemal bizzat gitmiş. O akşam ne kadar konuştularsa konuşmuşlar. Ertesi sabah Köprülüzade Fuat, Latin alfabesi lehine bir yazı yazmış.