Türkiye'nin ve İslâm âleminin bugünkü hâli, Allah Resûlüne ait mucizelerin, hiçbir peygambere nasip olmamış, en büyüğü!.. Tersinden mucize... Onun nuruna malik olmanın tarih dolusu mucizeleri yanında aynı nurdan mahrumluğun bir milleti ne hâle getirdiğini belirten, mucize üstü mucize...
Dünyanın bugünkü genel şartları ve asırların beyinlerde ve karakterlerde biriktirdiği hakikatler karşısında hayalperest olmak kadar büyük hata olamaz.
Sayfa 269 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Reklam
Önceki savaşların standartlarıyla değerlendirirsek bugünkü savaş düzenbazlıktan ibarettir. Boynuzları birbirlerine zarar veremeyecek açıda olan bazı otçul hayvanlar arasındaki dövüşlere benzer. Fakat gerçekdışı olması anlamsız olduğunu göstermez.
Atatürk'ün not defterlerinden,
14 Temmuz 1918, Pazar. Matmazel Brandner'i bekliyordum. Karlsbad'ın güneybatısındaki eski şatosuyla tanınan Elbongen'e otomobille gitmeye karar vermiştik. Otomobil Eger nehir kıyısındaki yolu takip ediyordu. Matmazel Brandner Türk ordusuna ilgi duyar gibi görünüyordu. Bana ordumuzun sayısı ve mevcutları hakkında soru sormuştu.
Sayfa 150 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
türkler; tarihi özellikleri olan, çok coğrafya değiştiren, aşağı yukarı bir ırkın tarihinde fazla bir süre sayılmayan 1200 yıl içinde bugünkü çin'in iç sınırlarından tuna boyuna kadar gezinen bir kavimdir; yani anadolu'ya gelişimiz 1100'dür aslında. çünkü malazgirt savaşını kazanan sultan alparslan'ın oradan batıya, anadolu'ya gitmeye pek niyeti yoktu. onun gözleri suriye ve mısır'daydı; keza o zamanki dünyada zenginlik ve hakimiyet demek, mezopotamya, suriye, filistin ve mısır demekti. öyle kimse malazgirt'ten öte yerler için uğraşmaya, kan dökmeye fazla niyetlenmezdi
Sayfa 16 - timaş yayınları, 3. basımKitabı okuyor
17 Eylül 1914'te Mustafa Kemal Sofya'dan Tevfik Rüştü (Aras) Bey'e bir mektup göndermişti. Mustafa Kemal bu mektubunda 1. Dünya Savaşı'nın geleceğini nasıl gördüğünü açıkça ortaya koymuştu: "Birtakım insanlar vardır ki hakkımdaki fikirleri daima olumsuzdur. … Benim, her ne şekilde olursa olsun vücudumun ortadan
Sayfa 25 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Reklam
320 syf.
9/10 puan verdi
Çok ilginç kehanetleri var..Kitap 2009 yılında yazılmış.Yazıldığı günden günümüze dair kehaneti var.2020 de Rusya çökecek dağılacak..Yazdığı dönemdeki verilerle bugünkü veriler pek paralel değil. Yazar 21. Yy ilişkin Avrupa çağlarının sona erdiğini Kuzey Amerika çağının başladığını düşünüyor. Çin'in de çökeceğini öngörmüş.Türkiye'ye
Gelecek 100 Yıl
Gelecek 100 YılGeorge Friedman · Pegasus Yayınları · 2013342 okunma
Bilime ve insanlığa yaptığı hizmetlerle tanıtılan Portekizli denizci Macellan'ın amacı Hint Okyanusu'ndan Pasifik'e oradan da Atlas Okyanusu'na geçerek tersinden bir dünya turu gerçekleştirmek idi. Bu maksatla yola çıkan Macellan Mart 1521'de bugünkü adı Filipinler olan Bangsamora'ya ulaştı. Portekizli kaptanın asıl amacı bilimsel keşiften çok, sömürgelerin sınırlarını genişletmek, yeni hazineler bulmak ve dinini yaymaktır. Her keşif kolunun arkasından Hıristiyan misyonerler, askerler ve hazine avcıları sökün ederler. Macellan'ı da yine bu gruplar izler.
Ama bizim çarpıcı biçimde bilimsel düşünceye sahip olan, saygın diyebileceğimiz ilk kişi Ahmet Cevdet Paşa'dır. 19.asır Türkiye'sinin, Türk edebiyatının, Türk hukukçuluğunun dehasıdır. Eski harflerden oluşan on iki ciltlik Tarih-i Cevdet, itiraf etmeliyim ki, bugünkü Türk Latin harflerine doğru dürüst çevrilememiştir.
Doğu Roma İmparatorlu­ğu'nun sona ermesi, genelde Roma'nın mirasının Türkler tarafından alınması Batı'da büyük bir problem yaratmıştır. İşte bu dönem­ de Bizans ismi ortaya çıkmıştır. 16. yüzyılın başlarında Hierronymus Wolff adlı bir Alman hümanisti, kendi başına çıkıp, bu imparatorluğa Bizans ve ahalisine de Bizanslılar demektedir. Bu uydurmadır . . . Çünkü küçük Bizans şehri bugünkü Sarayburnu noktasında­dır. Bunu o topraklarda yaşayan insanların çoğu bilmezler, kendile­rine Romalılar derlerdi. Ve nitekim Küçük Asya'yı onlardan alan Türkler de devlete "Roma İmparatorluğu" ve kişilere de "Rumi" demektedirler. Demek ki burada bir emperyal iddia söz konusudur ve Roma ve Rum ismi Hellen demek değildir. Bunu bilmemiz lazım. Bu bir üniversal imparatorluğun adıdır.
Reklam
Bugün Türklerin çok daha düzenli yepyeni bir devletleri var, ama padişahın aynı zamanda halife olduğu zamanlara ait şöhret ve etkilerinin yanında bugünkü devletlerinin esamesi bile okunmaz. Geçmişte büyük bir devletleri vardı, bugünse küçülüp gittiler. Demek ki, bir şey asıl karakterinden ayrılırsa bozuluyor!
Osman Hamdi Bey bizzat bugünkü Lübnan'da, Suriye'de kazılar yapan ve bu kazılardan bulduklarıyla, neşrettiği raporlarla meşhur olan bir ressam ve arkeolog idi. Viyana ve Paris'te okumuş, Vali Midhat Paşa'nın maiyetinde imparatorluğun Bağdat vilayetinde çalışmıştır. Nasıl Fenike dilinin incelenmesini ve yeniden öğrenilmesini ünlü Fransız filozof ve filologu Ernest Renan'a borçluysak o medeniyetin maddî eserlerini tanımayı da ona borçluyuz.
Kuvvetli bir yurt sevgisinin, eski eser anlayışının ve kültüre sahip çıkma bilincinin yerleşmesinde sorunlar varsa kaçakçılık vs. kaçınılmazdır. Bunu bugünkü İtalya'da da görüyorsunuz. Bu sırf cehaletle, bilinçsizlikle ilgili değildir. Burada halkın ve devletin yeterince işbirliği hâlinde örgütlenememesi söz konusudur, ki örgütlendiği takdirde kaçakçılığın önlenebileceği örneklerle sabittir. Unutmayın asar-ı atikadan çok anlayan ve medeniyetine sahip çıkan Rusya'da bile yirmi beş sene evvel kriz anında müzelerden birtakım eserlerin alınıp satıldığı ve yurt dışına çıkarıldığı malumdur. Demek ki bu bilincin yaşatılması da öyle çok kolay değildir.
Osman Hamdi Bey bizzat bugünkü Lübnan'da, Suriye'de kazılar yapan ve bu kazılardan bulduklarıyla, neşrettiği raporlarla meşhur olan bir ressam ve arkeolog idi. Viyana ve Paris'te okumuş, Vali Midhat Paşa'nın maiyetinde imparatorluğun Bağdat vilayetinde çalışmıştır. Nasıl Fenike dilinin incelenmesini ve yeniden öğrenilmesini ünlü Fransız filozof ve filologu Ernest Renan'a borçluysak o medeniyetin maddî eserlerini tanımayı da ona borçluyuz.
Yeni yetişen gençler, ihtiyarların sözlerini bugünkü hayat ile alâkası olmayan bir tarih kitabını okur gibi, mazi hakkında malûmat edinmek bakımından dinlerler. Yeni nesiller artık başka modalarla giyinirler (ötekiler unutulmuştur), başka gazeteler okurlar (ötekiler kapanmıştır), başka üstâdlar duyarlar (ötekiler ölmüştür), başka kitaplara inanırlar (ötekiler anlaşılmaz olmuştur), başka ışıklarla aydınlanırlar (ötekiler sönmüştür), ve bütün bunlarla, en tabiî bir tarzda, başka türlü hisseder, düşünür ve söylerler. Her yeni nesil maziyi vâki olmamış, hayatı kendisiyle başlamış telâkki eder ve kendisinden evvelki nesilleri ikiye, üçe ayırmış olan kanlı mücadelelerden onun kitaplarında yanlış veya güzel, ancak bir iki cümle kalır. Eski Atina'yı yırtan dahilî mücadelelerden bugün ancak Aristofan'ın kahkahası kalmıştır!
Sayfa 104Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.