‘’Ben sana hiç yalan söylemedim.’’ ‘’ Şimdi mi yoksa,bugünlerde mi ? ‘’
‘’Hiçbir zaman’’… dedim. ‘’ Birbirimize yalan söylemeyi hiç gerektirmeyecek bir yerdeyiz biz.’’
Biz kadınların işi zor ger çekten. Evli bir kız arkadaşım vardı. Eve geldiğinde bir gün ne görsün, kocası bir erkekle aynı yatakta değil mi? Bugünlerde bütün kızların vibratör satın almalarına şaşmamak gerek. Berbat bir durum, anlayacağın.
Biz kadınların işi zor ger çekten. Evli bir kız arkadaşım vardı. Eve geldiğinde bir gün ne görsün, kocası bir erkekle aynı yatakta değil mi? Bugünlerde bütün kızların vibratör satın almalarına şaşmamak gerek. Berbat bir durum, anlayacağın.
Bayramlar bugün maalesef bir sıla-i rahim yapma, bayram sevincini paylaşma, Müslüman olma bilincini aşılama vesilesi olmaktan çıktı. Herhangi bir yere tatil sebebi oluverdi. İnsanoğlunun tabii ki tatile de ihtiyacı var ancak unutmayalım; biz Müslümanız. Bir dinin devamı, onu, nesle en güzel şekilde aşılamakla mümkündür. Bayramlar da bunların en büyük vesilesidir. Aksi takdirde böyle vesileler değerlendirilemezse ne neslimize dinimizi aktarabiliriz ne de bu kadim geleneğin ve kültürün devamını sağlayabiliriz. Bu da ileride yozlaşmış, kültürünü unutmuş ve bayramları yalnızca eski anılarda hatırlayan bir cemiyetin ortaya çıkmasına sebep olacaktır. Onun için manevî mükâfatın tecelli ettiği bugünlerde, başta kendimiz olmak üzere evlatlarımızın kalplerine de bu dinin güzelliklerini aşılayalım, nakşedelim. Bu güzel kültürü çocuklarımıza aktaralım, onlarla yaşatmaya devam edelim. Bizim anlattığımız, hatıralarımızda yer eden ve ara ara hatırladığımız o güzel bayramları, çocuklarımıza da yaşatmaya, onların da bayram hatıraları edinmesine çalışalım. Bayramları bir vesile bilip sıla-i rahim yapalım. Gönüllerimizi birlik ve beraberlikle dinlendirelim.
"Batı İran'ı ezmek istemez, hatta sever"
Ş.Teoman Duralı
Daha önce "Lübnan bataklık olur" diyerek uyarmıştı. Felsefe profesörü Teoman Duralı şimdi de "Lübnan savaşı İran'a saldırının ön hazırlığı mı" sorusunu yanıtlıyor. "Yahudilerin en çok sevmeleri gereken millet Fars milleti olması lazım"
Sonra unuttuk işte.
Yaşamayı unuttuk, nefes almayı unuttuk
ve bir gün geldi sevmeyi de unuttuk biz... Belki de her şey sevmeyi unutmakla başladı.
Evet, sevmeyi unuttuk biz.
Bugünlerde herkes sinirli...
Herkes kavgalı, gürültülü.
Francis Bacon'ın ölüm yıl dönümü bugün.
Günümüzden 400 yıl önce dikkat çektiği konular hâlâ önemli, hatta bugünlerde daha da önemli. Örneğin Bacon'a göre biz insanları yanılsamaya düşüren dört put ("idols") şunlar:
Ben
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Vâreden’in adıyla insanlığa inen Nûr
Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından
Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur
Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından
Rahmet vadilerinden boşanır âb-ı hayat
En müstesna doğuşa hâmiledir kâinat
Ne güzel bir giriş, dünyaya ne güzel bir geliş... Toprağı kirlerinden arındıran o Yağmur için, rahmet vadilerinin
Zaman, zaman, zamancık!
Zaman, bereketli mesafeler derdinde
Anılar bana mesafedir artık.
Çıkmaz sana bu yollar, gece doğar
güneş batar
yalnızlar; gece de güneş de, biz gibi.
Ayaklarına serdim bizi bırakışını,
Sevince ve acıya varırdık belki
ölüp giderdik sonra
Uçsun bu cümleler, sayfalar da...
Bu şiirlerin de acının da gözü kör olsun alacağı olsun
Bir tek bana bunlar bir tek bana
Ama bilirsin, gamsızım.
Tüm zamanlarda yalnızım
günün saniyelerinden akan
her zerresinde
Apansızca güler yüzlü hep geceler bugünlerde, bak.
Umrumda mı bu mevsimler,
silmeliyim şu güneşi odamdan
ellerimde geceden yıldızlarla
bekleyeceğim.
Hayat hepimizin bildiği gibi iniş ve çıkışlarla dolu bir yolculuk ve biz bu yolda o kadar çok şeyi kafamıza takıyoruz ki! Gerçekten güç olabiliyor ve ustalık gerektiriyor kafaya takmama sanatı. Kimsenin hayatı dışarıdan göründüğü gibi değil, hepimizin hayatında baş etmesi güç zorluklar hatta baş edemediği sorunları var. Peki akıl sağlığımızın
*TEVAZU-KİBİR*
Bugünlerde bazı kavramlar, değerler üzerine düşünüp kafa yormak, konu üzerine biraz çalışma yapmak hoşuma gidiyor. Bugün tevazu ve kibir üzerine düşündüm.Gerçekten tevazu sahibi miyiz? yoksa o tevazu perdesinin ardında kocaman bir kibir abidesi mi duruyor?
Öncelikle bu kavramların ne anlama geldiğini öğrendim. Ve bazı düşünceler
kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde..
kaç kilo çekerdi yalnızlık..
kaç kere ezildim altında..
yaz yağmurlarının..
belki de palyaçolar ağlardı pazartesi sabahları..
her sirk geldiğinde ağlamaklı olurduk..
hep ağlamaklı olurduk gülünecek halimize..
Kitap XII bölümden oluşuyor. Her bölümde hayata, insanlara karşı belli gözlem ve uyarıda bulunuyor. Kendi içinde en çok ölümün insana ne kadar yakın olduğundan, ondan korkmamaktan, bir çok önemli insanın öldüğünden ve geriye hiçbir şeyin kalmadığından bahsediyor.
Kitabın ilginç yanı ise yazarın bir roma imparatoru olarak, elinin altında hazza sefaya ulaşabilecek güç varken o günümüzde pek değerli gözükmeyen erdem, ahlak gibi değerleri önemsiyor ve benimsiyor. Hayatında etik ve ahlaki açıdan hiç sınanmamış bir insanın bu değerler hakkında bahsetmesi belki çok ilgi çekici gelmeyebilirdi ama bunu sınanmış ve yaşamı boyunca da bulunduğu konum itibariyle her gün sınanan bir roma imparatorundan okumak, bugünlerde kapitalin içinde acımasızca yer tutma kavgasına girişmiş sözüm ona modern insan topluluğu için çok önemli olmalı. Bunun nedeni aslında teknoloji gelişse de insan yapısı halen eski gördüğü, çağın ruhsal ve belki de zihinsel yapısına sahip. Bu yüzden iç dünyanı biraz daha ayakları yere basan bir zemine oturtmak için iyi bir başlangıç kitaplarından bir tanesi.
Dil olarak akıcı bir diyebilir miyim emin değilim ama benim için akıcıydı kısmen. Bazen bazı düşünceleri kitap içinde tekrara uğruyor, bu da sanki unutulma ihtimali olan bu düşüncelerin ne kadar soğuk ve katı bir şekilde önümüzde durduğunu hissettiriyor.
Hiçbir kitap bizi değiştiremez, biz istemediğimiz sürece o yüzden oku ve kendi kararını kendin ver.
07:52 Budapest XIII. Kerület 04/04/2024
Kendime DüşüncelerMarcus Aurelius · İş Bankası Yayınları · 202215bin okunma
Sonra unuttuk işte.
Yaşamayı unuttuk, nefes almayı unuttuk
ve bir gün geldi sevmeyi de unuttuk biz...
Evet, sevmeyi unuttuk biz.
Bugünlerde herkes sinirli...
Herkes kavgalı, gürültülü.