Gözleri Şiir Yazan Çocuklar
Oturdum kıyısına bir çocuğun Suskun ve uzaktı bütün oyuncaklar Gözleriyle söylüyordu en gizli sözlerini Akbabaların pençesinde bir zaman Onun çocukluğuna kurmuştu yuvasını O günden beri de yalnızca Rüyalarında görebilmişti babasını Hep duvarlar girmişti araya Ve dipsiz uçurumlar Bir türlü kıramamıştı zulmün kapısını Ey
İnsan nefsiyle mücadele edecek ki cennete gitsin!.. Yıllar önce bir kış gecesi, Çamlıca' da sohbete davet edildim. Bir garibanın evinde ders yapacağız. Kar kış... Cerrahpaşa' dan karşıya gideceğim. İstanbul' un bir yakasından ötekisine... Bizim hanım, "Efendi, otur oturduğun yerde. Bu karda kışta ders olur mu?
Reklam
Bizim kuvvetimizdeki hız,  ne bir din adamının dumanlı vaadinden,  ne de bir hülyanın gönlü yakısındandır.  O yalnız              tarihin o durdurulmaz akışındandır.  Bize karşı koyanlar,  karşı koymuş demektir:  Maddede hareketin, 
Sayfa 172Kitabı okudu
Geçmişe bakarken dehlizlerimizi kaplayan aynalardan akan görüntülerin kaçının sahte, kaçının gerçek olduğunu bilmemiz hemeninden mümkün olmuyor ne yazık ki. Geçmişe hep bugünden bakıyoruz ve zannediyoruz ki, bunu yaparken geçmişe doğru ilerleyen, giden biziz. Aslında her anın kendini tüketmesinde giderek hızlanan, tetiklenen bir şekilde üzerimize doğru gelen şeydir geçmiş. Zaman bize doğru akar ve bizi sürekli geleceğe doğru sürer. Bu kör akışa karşı icad ettiğimiz direnç duvarıdır bir yerde tarih ve hafıza. Onlarla zamanın akışına karşı koymaya çalışır, hissemizden sürekli alınan bugünün elimizde kalan parçaları ile daha doğrusu geleceğin ezilmemiş raylarıyla bir şeyler kurmaya çalışırız.
Ulusal bağımsızlığımızı temsil eden Meclis-i Mebusan da dahil olmak üzere, İstanbul'daki bütün resmi daireler, İtilaf devletlerinin askeri kuvvetleri tarafından resmen ve zorla işgal edilmiş ve milli amaçlar için çalışan bir çok yurtseverin tutuklanmasına girişilmiştir. Milletin siyasal egemenlik ve özgürlüğüne indirilen bu son darbe, yaşamasını ve varlığını, ne bahasına olursa olsun savunmaya kararlı olan biz Osman-lılardan çok, yirminci yüzyıl uygarlık ve insanlığının kutsal saydığı bütün ilkelere; özgürlük, milliyet, vatan duygusu gibi bugünün insan topluluklarına temel olan bütün prensiplere ve bu prensipleri yaratan genel insanlık vicdanına çevrilmişitr. Biz haklarımızı ve bağımsızlığımızı savunmak için giriştiğimiz savaşın kutsallığına inanmış ve hiç bir gücün bir ulusu yaşamak hakkından yoksun edemeyeceği kanısına varmışızdır. ... İlgili ulusların onurlarıyla da bağdaşamayan davranışın değerlendirilmesini resmi Av-rupa ve Amerika'nın değil, bilime sahip, anlayışlı've uygar Avrupa ile Amerika'nın vicdanına bırakmakla yetiniriz ve bu olaydan doğacak ta-rihi sorumluluğa, son kez, dikkati çekeriz. Davamızın meşruluğu ve kutsallığı, bu günlerde, Tanrıdan sonra en büyük desteğimizdir."
Sayfa 184 - İmge yayınları /pdfKitabı okudu
Geçip giden yıllan göremedin mi Kendini yılların akışına veremedin mi Halk olurken bir nice halklar içinde Özgürlüğü karanlıkta seçemedin mi Değişirken tarih Değişip gelişirken dünya Kendini tarih yapraklarına seremedin mi Bugününü karartan yalan sözcülerini Yüreğinden kovalayıp süremedin mi Ellerinle kurduğun güneş bahçelerine Güneşin sözleriyle giremedin mi
Sayfa 98 - Yurt Kitap YayınlarıKitabı okudu
Reklam
314 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.