TÜRKİYE'NİN FAŞİZMLERİ VE AKP
İncelemenin asıl bölümüne geçmeden önce kitaptaki bölüm başlıklarını burada ayrıca belirteyim:
Bölüm I Türkiye'nin Faşizmleri
Bölüm II AKP'nin Faşizmleri
Bölüm III Sol Siyaset ve Halk Muhalefeti
Bölüm IV İnsanlar
Bölüm V Ülkeler: Reel Sosyalizmler ve Çin
Bölüm VI
Türkiye'de ilk gecekonduların kurulmaya başladığı 1950 li yıllardan 27 Mayıs 1960 darbesine kadar, halkın siyasi partiler etrafındaki gruplaşmalarını anlatan Musa’nın Gecekondusu romanı, Hasan İzzettin Dinamo’nun önceki romanlarında olduğu gibi kendi yaşadıklarını ve döneme dair düşüncelerini anlattığı bir roman.
1950 ve 1960 baharı arasında geçen on yıllık zaman zarfında Türkiye’de yaşanan siyasal faaliyetler ve yazarın aile içi ilişkileri, anlatılıyor. Koyun Baba romanının devamı sayılabilecek bu romanla mekân ve kahramanlar ortak.
Hasan İzzettin Dinamo’nun hayatında önemli bir yere sahip olan gecekondusu, şiirlerinin birçoğuna konu olduğu gibi birçok eserinin de kaleme alındığı yerdir. Sıra Musa'nın Hapishanesi' nde
inanmışlık ve devlet adamlığı
Her ne kadar başlarda Nizam-ül Mülk, Ömer Hayyam ve Hasan Sabbah anlatılsa da asıl hikaye Ömer Hayyam, Rübaileri ve daha sonrasında yazmanın peşinde olan maceralı bir serüven. Ama özellikle Hasan Sabbah denilen adamın adanmışlığı ve bu uğurda her şeyi göze alması ve ona karşı dik duran ve devletin hafızası, tabiri caiz ise derin devlet olan Nizamülmülk ve çabası en cazip yer benim için. Ama bizim günümüzde de Zamanın Hasan Sabbahın ve müritlerinin ülkemizin başına getirdikleri malum. Hatta ilk zamanlarda Cumhurbaşkanının bunlara haşhaşi denilmesi milletin dikkati çekmedi ta ki menfur 15 Temmuz olana kadar. Müslüman uyanık olmalı ve her daim teyakkuzda olmalı. Rasûlullah ﷺ şöyle buyurdu:
“Mü’min, bir yılan deliğinden iki defa sokulmaz.”
(Buhârî, Edeb 83) Müslüman ferasetli olmalı. Aksi halde Hasan Sabbahlar bitmez.
"Salih duvara yaslanmış önündeki radyoya bakakalmıştı. "Günaydın" dedim.
Şarkının ağırlığıyla ufalmış göz kapaklarını zar zor kaldırıp küçük parlak gözbebeklerini yüzüme
doğrulttu, gözaltları tarifsiz bir biçimde kızarmıştı. Baharı bekleyen güz gibiydi. Ölümü bekliyordu.
Ben de o da bunu çok iyi biliyorduk. Çok yakın bir zaman sonra çaresiz yatağında ölüm ile
yüzleşeceği günü bekleyecekti. Tatbikî böyle olmasını normal karşılamak da acımasızlık olurdu."
Sadece bu kelimeler bile bu kitabı anlatmaya yeter. Lütfen okuyun
Düğünü olacağı gun sevdigi adamın öldürülmesiyle okuyanı esir alıyor Delal'in hikâyesi. Ateşe düsen gencliginin küllerinden doğuyor kitap. Bunda buyuk aci yoktur derken, iste burda sonu geldi dedigimiz yerden yürüyor kalem. Sevdigi adamin ölümüne mi yansın, törenin işleyişine mi üzülsün, bu levirat evliliğimi kabullensin, hiç tanımadığı bir adamamı kurban etsin kendini bilemiyor Delal ve biz okuyucular bilemiyoruz. Irgat mamo'nun topal oğluna varan bir sevdalı gelinin hikâyesi, çekilen çileler, bitmeyen umutlar, büyük olduğundan dolayı dilsiz dertler... kadın ama en güçlüsünden, baba ama en bilgesinden, sevda ama en zamansızından, ölüm ama en zamansızından. Ve umut; kışı yazarken baharı, geceyi yazarken sabahı anlatan bir Sinan AKYÜZ'ün gerçek yaşamdan esinlenerek yazdığı bir şah eser. Ayrica kapağı ve sayfa düzenlemesiylede iyi bir iş çıkarmış Alfa yayincılık. Hem yazar hem yayin evi birlikte muhtesem bir eser ortaya cikarmislar. Herkese tavsiye ederim bol okumalı bir gün dileğiyle...
*Kitaplar mevsimleri değiştiremez belki ama içinize baharı getirebilir
"Derin Mevzu - Konuşacaklarımız var" yazar-şair Betül Fırat'ın çeşitli dergi ve gazetelerde yayınlanan denemelerinden oluşuyor. Ayrıca son sayfalarda derin nağmeler diye adlandırılan kısa sözler ve okumak üzerine aforizmalar var. Kitabı okurken yazarla sohbet halindeymişsiniz gibi geliyor. Onun hayata, yaşama, insana, özgürlüğe, geçmişe, umuda, kadına, anneliğe, yazmaya, okumaya.... Dair düşüncelerine tanık oluyorsunuz. Kısacası sıkı bir okur olan yazarın dünyaya bakışının çerçevelenmiş halini görüyorsunuz.
Yazar ve şair olan Betül Fırat, edebiyatın pek çok dalında eserler vermiş. Biri polisiye biri çocuk romanı olmak üzere iki tane roman yazmış. Öykü, şiir ve deneme kitapları da var. Antoloji kitaplarında yer almış, bir şiiri bestelenmiş ve edebiyat dalında ödüller almış.
