El-Edebü'l Müfred 1. Cilt
بسم الله الرحمن الرحيم
Kur'an-ı Kerim'den sonra en güvenilir kaynak olan Sahih-i Buhari'nin müellifi İmam Buhari'nin "her Müslüman'ın bilmesi gereken ahlak hadisleri"ni topladığı bir eser El-Edebü'l Müfred. “Ben, ancak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim.” buyuran Efendimiz'in yolundan gidebilmek, güzel ahlak ile süslenebilmek için okunması gereken çok önemli bir kitap.
Eserde toplam 1322 ahlak hadisi var. Bunların 939'u Peygamber Efendimiz'in, 383'ü ise sahabe ve tabiin efendileirmizin sözleridir. Önce hadisin Arapça metni, sonra Türkçe tercümesi ardından hadislerin açıklaması ve hadislerden öğrendiklerimiz şeklinde bir anlatım yapılmış. Diğer bir güzel özellik de hadislerin altında o hadisi rivayet eden ravi hakkında kısa bir bilgilendirme yapılmış.
Hayatın her alanında peygamberimizi örnek alabilecek olmak, dinimizin hayatın her alanını kapsadığını görmek, nesiller boyu Müslümanların Efendimiz'in sözlerini, hallerini, davranışlarını büyük titizlikle aktarması gerçekten insanı hayran bırakıyor. Diğer bir dikkat çekici nokta ise ahlak hadislerini konu alan bu eserin ilk konusunun anne baba hakkı olması.
1.cildin içindeki konular şunlar:
Anne Baba Hakkı
Akraba Ziyareti
Kız Çocuğu Yetiştirmek
Komşuluk Ahlakı
Faziletli İşler
Dünya Ahiret Dengesi
Büyüklere Saygı, Küçüklere Sevgi
Doğruluk
Gayrimenkule Yatırım
Yumuşak Huyluluk
Hastalık
Erkeklerin Ev Ahlakı
Dua
“Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı hem aptallık, hem inanç devriydi hem de kuşku, aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi, hem umut baharı hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana…”
Başlarken farkına varmadan okunup geçilen bir cümlenin, kitap bittiğinde aslında kitabı en iyi anlatan cümle olduğuna kanaat getirdim. Kötülüğün, daha büyük kötülüğü doğurduğu oldukça acımasız fakat toplumsal özgürlüğün icadı gibi kabullendiğimiz bir dönemin romanı.
SEKSEN GÜNDE DÜNYA GEZİSİ/ JULES VERNE
Herkese merhabalar,
Jules Verne okumaya bundan önceki kitabım "Doktor Ox'un Deneyi" ile başlamıştım. Bu kitapta Jules Verne'ın dilini daha iyi anlamış oldum. Kesinlikle Doktor Ox'a göre x2 daha güzeldi. Olaylar, karekterler falan kesinlikle daha güzeldi. Jules Verne okumaya kesinlikle bu kitapla başlamalısınız bence.
Bence mutlaka okumanızı önerdiğim, bu kitabı okumadan önc
Özet: Londralı beyefendi Phileas Fogg, üyesi olduğu Reform-Kulüp’te gazetesini okurken seksen günde dünyayı dolaşmanın mümkün olduğunu öğrenir. Bu olağanüstü yolculuk 19. yüzyılda sanayi devrimiyle gelen tren ve buharlı gemi gibi toplu taşıma araçlarının yanı sıra 1869 yılında açılan Süveyş Kanalı sayesinde yapılabilmektedir.
Kulüp arkadaşlarıyla bu yolculuğu seksen gün içinde tamamlayacağına dair bahse tutuşan Fogg, aynı gün uşağı Passepartout’yla birlikte Londra’dan ayrılır. Bu meydan okumayla başlayan bin bir türlü maceraya, bir polis soruşturmasıyla, bir de aşk hikâyesi eklenir. Yayımlandığı 1972 yılından beri popülaritesinden hiçbir şey yitirmeyen Seksen Günde Dünya Gezisi yazarın en sevilen yapıtlarından biridir. Verne’in ulaşım olanaklarının gelişmesiyle “küçülen” dünyasına, artık elektronik çağa adım atmış ve geleneksel medyanın yerini yeni medyaya bırakmasıyla bir “küresel köy”e dönüştüğünden dem vurulan günümüz dünyasından bakmak da ayrı bir macera olsa gerektir.
El-Edebü'l Müfred, serisini okumaya "okuma grubu" ile başladım. Özellikle bu tür kitapların daha istifadeli okumalar olmasını istiyorsak öncelikle bir okuma planı hazırlamak ve düzenli bir şekilde okumak şart..bunlara ek olarak bir de haftalık tahliller yapılabilirse çok daha istifadeli geçiyor. Elhamdülillah, çok kısa sürede notlar tutarak, düzenli olarak ilerleyip bitirdiğim birinci cilt sonunda nihayete erdi. Tabi ki bu tür eserler tekrar tekrar okunabilinecek eserler...Rabbım bol istifadeli kılsın.
Vedalarda başarısız olan, kavuşmalardan pek büyük bir şey bekleyemez
Öncelikle kitabı çok beğendim tüm okurlara tavsiye ederim kısaca bir özet geçmek gerekirse şöyle anlatmak isterim.
1968. Prag'da Sovyet tankları. Prag Baharı'nın sonu gelmiştir. Yurdundan ayrılan pek çok göçmenden biri de Irena'dır. Kocasıyla birlikte Paris'e yerleşen Irena, onun ölümüyle yalnız kalır. Kendine yurt edindiği bu yerde duygularını, özlemlerini anlayacak, 'bilecek' kimse yoktur. Yıllar sonra, soğuk savaşın bitimiyle birlikte, eski yurdunu sık sık ziyaret etmeye başlar. Bu yolculuklarından birinde havaalanında yine eski bir göçmen olan Josef'le karşılaşır. Josef, onun bir türlü kopamadığı, ama yabancılaştığı geçmişinden bir sayfadır. Bütünüyle farklı nedenlerle çıktıkları Prag yolculuğu, Irena ile Josef'in yurtsuzluklarına, özlemlerine yeni halkalar ekleyecektir
Kitap Orta Asyanın altın çağına yönelik altın bilgilerle dolu. Bu bilgiler, fotograf ve binden fazla bibliografik künyeyle desteklenmiş. Kitap çok kapsamlı bir araştırmanın ve büyük bir emeğin mahsulü. Bu bilgiler araştırmacının kendi yorum ve değerlendirmeleriyle yoğrulmuş. Bu yüzden bilimsel ve objektif bir kitap olmaktan çıkmış. Fakat şu gerçek
