وعن أبي سعيد الخدري، رضي الله عنه ، قال ‏:‏ جلس رسول الله صلى الله عليه وسلم، على المنبر، وجلسنا حوله، فقال‏:‏ ‏"‏إن مما أخاف عليكم من بعدي ما يفتح عليكم من زهرة الدنيا وزينتها” ‏ Ebu Said el Hudri (ra) der ki: Rasulullah (sav), mescidde bulunduğumuz bir sırada vaaz kürsüsüne oturdu, biz de etrafına oturduk. Şöyle buyurdu: Sizin için en çok korktuğum, Allah'ın sizi dünya servetine ve dünya ziynetine kavuşturmasi kalbinizi bunlara kaptırıp, ibadetlerinizi ihmal etmenizdir ( Tergib ve Terhib Hadis kitabı cilt 6 sh 247 ) Bu hadisi şerifi Buhari ve Müslim ittifakla rivayet etmişlerdir
4. Cilt Sayfa 295
‎‫أفضل الصلاة بعد المكتوبة صلاة الليل‬‎ Farz namazlardan sonra en faziletli namaz, teheccüd namazıdır. ( Müslim, Sıyâm, 203. )
Sayfa 295Kitabı okudu
Reklam
5.cilt
1222. Ebû Hureyre radıyallâhu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallalllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır." Buhârî, Îmân 28, Savm 6; Müslim, Sıyâm 203, Müsâfirîn 175. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Ramazan 1, Savm 57; Tirmizî, Savm 1, Cennet 4; Nesâî, Sıyâm 39; İbni Mâce, İkâmet 173, Sıyâm 2, 33. ... “İnsan, inanmadan nasıl ibadet eder?” diye bir soru akla gelebilir. Doğrudur. Ne var ki, gerçekten inanmadığı halde inanmış görünüp şu veya bu gerekçeyle birtakım güzel işler ve ibadetler yapanların varlığı da bir gerçektir. Öte yandan insan, bir şeyin hak ve doğru olduğuna inanır ve yapar. Fakat ihlâs ve samimiyetle değil, riya, gösteriş, korku, itibar vs. gibi birtakım geçici gerekçelerle yapar. Bu tür davranışlar her ne kadar ibadet ve iyilik gibi görünse de, onları işleyeni maksadına ulaştırıcı nitelik ve kıvama sahip değildir. Daha açık bir ifadeyle bu davranışlar makbul değildir. İşte hadisimiz işin çok önemli olan bu yönüne dikkat çekmekte, ramazan orucunu, onun farziyyetine, faziletine, faydasına yürekten inanarak ve karşılığını sadece Allah'tan bekleyerek yani tam bir ihlâs ve samimiyetle tutan kimselerin, geçmiş günahlarından arındırılacaklarını müjdelemektedir. Âlimler "geçmiş günahları" ifadesini küçük günahlar diye yorumlamışlardır. Müellifimiz Nevevî'nin belirttiğine göre bazı fakihler, küçük günah bulunmadığı takdirde ramazan orucunun büyük günahları hafifletebileceğini söylemişlerdir.
5.cilt
1220. Sehl İbni Sa'd radıyallâhu anh'den rivayet edildiğine göre Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Cennette reyyân denilen bir kapı vardır ki, kıyamet günü oradan ancak oruçlular girecek, onlardan başka kimse giremeyecektir. Oruçlular nerede? diye çağrılır. Onlar da kalkıp girerler ve o kapıdan onlardan başkası aslâ giremez. Oruçlular girince o kapı kapanır ve bir daha oradan kimse  girmez." Buhârî, Savm 4; Müslim, Sıyâm 166. Ayrıca bk. Nesâî, Sıyâm 43; İbni Mâce, Sıyâm 1.
5.cilt
1219. Ebû Hureyre radıyallâhu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Allah yolunda çift sadaka veren kimse, cennetin muhtelif kapılarından, ‘Ey Allah'ın (sevgili) kulu! Burada hayır ve bereket vardır’, diye çağırılır. Sürekli namaz kılanlar namaz kapısından, mücahidler cihad kapısından, oruçlular reyyân kapısından, sadaka vermeyi sevenler de sadaka kapısından (cennete girmeye) davet edilirler."  Ebû Bekir radıyallâhu anh: - Anam babam sana kurban olsun ey Allah'ın Resulü! Gerçi bu kapıların birinden çağrılan kimsenin diğer kapılardan çağırılmaya ihtiyacı yoktur ama, bu kapıların hepsinden birden çağrılacak kimseler de var mıdır? dedi. Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: - "Evet, vardır. Senin de o bahtiyârlardan olacağını ümit ederim" buyurdu. Buhârî, Savm 4, Cihâd 37, Bed'u'l-halk 9, Fezâilü ashâbi'n-Nebî 5; Müslim, Zekât 85, 86. Ayrıca bk.Tirmizî, Menâkıb 16; Nesâî, Zekât 1, Cihâd 20, Sıyâm 43
5.cilt
1210. Talha İbni Ubeydullah radıyallâhu anh şöyle dedi: Uzaktan sesini duyup ne dediğini anlayamadığımız saçı başı dağınık Necidli bir adam Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'in huzuruna geldi.  Resûlullah'a yaklaştı. Bir de baktık ki, İslâm'ın ne olduğunu soruyor. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem sallallâhu aleyhi ve sellem: -
Reklam
140- Hz.Âişe der ki: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Her kim bizim şu dinimizde ondan olmayan (yeni) bir şeyi ortaya koyarsa o (yenilik) reddedilmiştir" buyurdu. Buhârî(2697) ve Müslim (1718)
Seferi bir kimsenin oruç tutması
Yolculukta olan birisi için oruç tutup tutmamak arasında çok bir fark yoksa bu kişi oruç tutmalı mıdır? Âlimler burada ihtilaf ettiler: Bir grup âlim, bu kişinin oruç tutmamasının daha faziletli olacağını söylediler. Zira Rasûlallah (sallalahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır: "Allah, kuluna tanıdığı ruhsatların kullanılmasından hoşnut olur." ikinci gruptaki âlimler, kişinin oruç tutup tutmayacağına kendisinin karar vermesi gerektiğini ifade ettiler. Şayet kişi o an oruç tuttuğunda zorluk hissetmeyecekse ve orucu kazaya bırakıp ileri ki günlerde tuttuğunda bundan meşakkat duyacaksa orucunu tutması daha faziletli olur. Eğer sonraki günlerde kazasını tutarken zorlanmayacağını biliyorsa yolculuk esnasında oruç tutmaması daha güzeldir. Son gruptaki âlimler "Allah, kuluna tanıdığı ruhsatların kullanılmasından hoşnut olur," hadisine şöyle yaklaşmaktadırlar: Hadiste bahsedilen ruhsatlar, meşakkat illetine bağlı olarak ortaya çıkan ruhsatlardır. Burada yolculuk esnasında namazları ksaltmak ile oruç tutmamak birbirinden ayrılır. Yolculukta namazları kısaltmak asıl olan hükümdür. Çünkü Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in yolculuk esnasında oruç tuttuğuna dair hadisler rivayet edilirken namazlarını tam kıldığı hiçbir yerde rivayet edilmemiştir. Bu sebeple namazları kısaltmak asıl olandır. Ayrıca görülmektedir ki hüküm, güç yetirebilmekle güç yetirememeye bina edilmiştir. Buhârî ve Müslim'de yer alan hadislerde sahâbeler sefere çıktıklarından onlardan kimisi oruç tutuyor kimisi de tutmuyordu. Bu durumda ne oruç tutanlar tutmayanları ne de tutmayanlar tutanları kınadı.
5.cilt
1188. Âişe radıyallâhu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Biriniz namaz kılarken uyuklayacak olursa, uykusu dağılana kadar yatsın. Çünkü uyuklayarak namaz kılarsa, Allah’tan bağışlanma dileyim derken belki de kendine beddua eder.” Buhârî, Vudû 53; Müslim, Müsâfirîn 222. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd,
5.cilt
1168. Ebû Hüreyre radıyallâhu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Biriniz uyuduğu zaman şeytan onun ense köküne üç düğüm atar. Her bir düğümü attığı yere, 'Gecen uzun olsun, yat, uyu!' diye eliyle vurur. Şayet o kimse uyanarak Allah’ı anarsa, düğümlerden biri çözülür. Abdest alırsa, bir düğüm daha çözülür. Bir de namaz kılarsa, şeytanın attığı bütün düğümler çözülür ve böylece neşeli ve huzurlu bir şekilde sabahlar. Allah’ı anmaz, abdest alıp namaz kılmazsa uyuşuk ve tembel bir halde sabahlar.” Buhârî, Teheccüd 12, Bed’ü’l-halk 11; Müslim, Müsâfirîn 207. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Tatavvu 18; İbni Mâce, İkâmet 174. ... Vaktinde kalkıp namazını kılan, seher vaktinin feyzinden istifade eden kimsenin korktuğundan kurtulup umduğuna kavuşacağını ve nice ilâhî lutuflara sahip olacağını şâir ne güzel anlatmıştır: Âlemin neş’eli sabahında Göz açandan gider bütün korku Her seher feyz-i Hak olur taksim Rızka mânidir ol zaman uyku
Reklam
5.cilt
1166. Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallâhu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Abdullah! Falan kimse gibi olma! Çünkü o gece ibadetine devam ederken artık kalkmaz oldu.” Buhârî, Teheccüd 19; Müslim, Sıyâm 185. Ayrıca bk. Nesâî, Kıyâmü’l-leyl 59; İbni Mâce, İkâmet 174. ... Peygamber Efendimiz ashâbına bir ibadeti, bir güzel hareketi tavsiye ettiği zaman “gücünüz yettiği ölçüde” demeyi ihmal etmemiştir. Zira insan, nefsine ağır gelen bir yükü fazla çekemez. Bir müddet sonra ondan usanır ve büsbütün terkeder. Böyle bir duruma düşmemek için, yapılmaya başlanan bir güzel hareketi, usanmaya vesile olacak dereceye götürmemelidir. Zaten Resûl-i Ekrem Efendimiz bu dinin kolaylık dini olduğunu söylemiş, aşırı ibadetten uzak durmayı, orta yolu tutmayı tavsiye etmiştir.(bk.147 numaralı hadis).
1165. Ömer İbnü’l-Hattâb’ın torunu Sâlim’in, babası Abdullah İbni Ömer’den rivayet ettiğine göre Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Abdullah ne iyi adam! Keşke bir de gece namazı kılsa!” buyurdu. Sâlim diyor ki: O günden sonra Abdullah geceleri pek az uyurdu. Buhârî, Teheccüd 2, 21, Fezâilü’s-sahâbe. 19, Ta'bîr 25, 36; Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 139, 140. Açıklamalar Peygamber Efendimiz’in, kayınbiraderi Abdullah’a yaptığı yukarıdaki iltifatın hoş bir sebebi vardır. Abdullah İbni Ömer diyor ki: Ashâb-ı kirâmdan biri bir rüya gördüğü zaman, bunu gelip Resûl-i Ekrem’e anlatırdı. Ben de buna imrenir ve içimden, keşke bir rüya görsem de Resûlullah’a arzetsem, derdim. O sıralar henüz çok gençtim. Âdet olduğu üzere ben de mescidde uyurdum. Nihayet bir gün isteğime kavuştum. Rüyamda iki melek beni yakaladılar ve tuttukları gibi cehenneme götürdüler. Cehennem, kuyu duvarı gibi taşla örülmüştü. İki de direği vardı. Orada Kureyş kabilesinden tanıdıklarım bulunuyordu. Gördüklerimden korktum ve “Cehennemden Allah’a sığınırım” demeye başladım. Bu sırada başka bir melek geldi ve bana “Korkma!” dedi. Bu rüyamı ablam Hafsa’ya anlattım. O da Resûlullah’a arzetti. Bunun üzerine Allah’ın Resûlü, “Abdullah ne iyi adam! Keşke bir de gece namazı kılsa!” buyurdu. O günden sonra, pek az bir kısmı dışında geceleri uyumayıp ibadet ettim.
5.cilt
1164. Ali radıyallâhu anh’den şöyle dediği rivayet edilmiştir: Bir gece Resûl-i Ekrem sallallâhu aleyhi ve sellem Ali ile Fâtıma’nın kapısını çaldı ve onlara: “Namaz kılmayacak mısınız?” buyurdu. Buhârî, Teheccüd 5, Tefsîru sûre (18), 1, İ`tisâm 18, Tevhîd 31; Müslim, Müsâfirîn 206. ... - Yâ Resûlallah! Bizim canımız Allah’ın kudret
Alemlerin Rabbi, her birinizi arada bir perde ve tercüman olmaksızın sorguya çekecektir. (Buhari, Rikak, 49; Müslim, Zekat, 67; Tirmizi, Sıfatü'l Kıyame, 1; İbn Mace, Mukaddime, 185; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 4/256,377)
Ebû Saîd el-Hudri radıyallâhu anhdan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Peygamberlerin birini diğerinden üstün tutmayın." (Buhârî, Husümât 1, nr. 2412, Diyāt 32, nr. 6916, 6917; Müslim, Fezail 163, nr. 2374.)
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.