'Bir başka ülkeye, bir başka denize giderim' dedin.
Bundan daha iyi bir başka şehir bulunur elbet.
Her çabam kaderin olumsuz yargısıyla karşı karşıya
-bir ceset gibi- gömülü kalbim...
Aklım daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede?
Yüzümü nereye çevirsem, nereye baksam,
kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün
boşuna bunca yılı tükettiğim ülkede...
Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın,
bu şehir arkandan gelecektir.
Sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın.
Aynı mahallede koşacaksın,aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda,başka bir şey umma.
Ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte,
öyle tükettin demektir,bütün yeryüzünde..
"Kurallara uyum sağlayan kişi düşünmekten kaçınır.Çerçeve içinde kalarak akıl yürütürsen,herkesin daha önce düşünmüş olduklarından başka çözüm asla bulamazsın.Çerçeve dışına çıkmak gerekir..."
Ona olan sevgimi nasıl tarif etsem? Hani çok pahalı bir restorana gidersin, en pahalı yemeği de yersin ama bir şeyler eksiktir.. Sunumu, temizliği, lezzeti güzeldir ama sıcaklık eksiktir hani, kurallıdır.Çatal, kaşık mutlaka olması gereken yerdedir.Daha önce gittiğin en salaş esnaf lokantısının samimiyetini bulamazsın. O esnaf lokantasındaki garson belki önüne getirdiği çorbanın yanında kaşık getirmeyi unutmuştur, kendin istersin, kendin kalkıp alırsın belki, ama daha sıcaktır ya. Hah... Ben Buse'yi esnaf lokantası sıcaklığıyla severdim. Ah bendeki güvensizlik duygusu. İlk iki aşkını karşılıksız sevince insan, hayata da 2-0 mağlup başlıyor.