Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hayal Kırıklıkları ve Kurtuluş
Hayatım hayal kırıklıklarıyla geçti. Yeniden toparlanıp ayağa kalkmanın ne zor şey olduğunu ve toparlanma süreci içindeki şizofreninin zor bir durum olduğunu inanın çok iyi biliyorum. Gücümüzü güçsüzlüğümüzden, erkekliğimizi korkaklığımızdan almadıkça, yenilgilerimizi kabul ederek tırsmadıkça üzülmeye devam edeceğiz. Doğrudan para istemeden akıl istemeye başlarsak, milletimizin üstündeki kara bulutlara parlak bir güneş doğacaktır.
Sayfa 99
Fazla istemenin günah olduğu İslam dininde isteklerimizi yumuşatmak zorunda olmasaydık, kim bilir neler isteyecektik?
Reklam
Yazın gitsin... Kimse yazıyı ciddiye almıyor nasıl olsa. Yazın ve rahatlayın.
Güzel susmak sanattır. Karşındaki cahile verilen gizli bir konferanstır. Bilmediğin için değil, bildiğin halde susmak anlamlıdır. Biliyor gibi yapıp susmaktan bahsetmiyorum, bilip susmak kıymetlidir!
Anlamsız, samimiyetsiz, sahte günlerin tozunda sözlerimizle parlatmaya çalışıyoruz kendimizi ama her söz hikmetten uzaklaştırıyor insanlığı, ağızdan çıkan her sözle biraz daha yaklaşıyoruz cehenneme, oysa cennet suskunların krallığı olacak.
Birazcık kafa dinlemek için hapishaneye düşmek,hastaneye yatmak veya ölmekten başka çaremiz kalmadı.
Reklam
Beden Dili ve Bilinçaltı
Beden dili, sözlerimizin bilinçaltıdır. Adamın biri Hz.Ali'yi çok sevdiğini söyler, ama Hz.Ali, ona şöyle der: "Hayır, yalan söylüyorsun, eğer sen beni gerçekten sevmiş olsaydın, ben de seni severdim. Oysa ben seni hiç sevemedim." Önyargı; beden dilinin bize verdiği, ilk samimi tüyolardır.
Sayfa 29
Sevmenin Sınırları
İnsanımız, sevmenin sınırlarını bilmez. Sevgisi kuşatmacıdır. Sevgisiyle kucaklarken ümüğünü sıkar. Rahat vermez. Seni sevenin varsa boş vaktin yoktur. Kendi başına kalmak isteyip, bunun için binlerce gerekçe gösterdiğinde, araya düşmanlık girer. Sana, son derece insani olan yalnız kalabilme duygusunu, düşmanlarından başkası yaşatmaz.
Sayfa 126
Yuvarlanıp Gitmek
Dırdırla, vırvırla ilerlediğimiz uzun, ince, kutsal bir yolculuktur evlilik... İki değirmen taşı, iki ömrü törpüler durur. Yıllar geçer ve delirerek aklını başına alırsın: "Benim karım iyidir, çocuklarımın anasıdır, hem zaten kavga ailenin tuzu biberi! İyi ki yıkmamışım evliliğimi, yuvarlanıp gidiyoruz işte..." Yuvarlanıp gitmektir evlilik. Dört yana yuvarlanmadan yürümez bu iş!
Sayfa 25
Akıl Verme, Para Ver!
Parayı getiren şey akıldır, bunu bilmemize rağmen akıl veren adamı sevmeyiz. Çünkü herkes, aklı olduğu halde, şanssızlıktan ve kimsesizlikten ötürü aç kaldığını sanıyor. İnsanın şanssızlığına ve dış mihrakların oyunlarına inanması, içindeki başarısızlık korkusunun dışa vurumudur, yansıtmasıdır. Tonlarca milli paranoya icat ederek ayakta kalmaya çalışan milletimizin hastalıkları, aspirinle geçecek türden değildir.
Sayfa 98
Reklam
Evliliklerin Asıl Gayesi
Evlenip çocuk sahibi olmaktaki birincil gayemiz ürkütücüdür. Kişi, bir bardak su getirenim olmazsa korkusuyla titrer, aceleyle evlenip çocuk sahibi olur. "Ümmeti Muhammed çoğalsın" parolasıyla yapılan evliliklerin bilinçaltı aslında bir bardak sudur! Su hayattır, sözünü çözdük değil mi? Babalarımızın bir bardak su korkusu hepimize hayat verdi. Yanlış mıyım?
Sayfa 23
Uyuşturulmuş Kitleler
Bu yüzyıl uyuşturulmuş kitleler ve iğdiş edilmiş beyinler yüzyılıdır. Yirmi birinci yüzyıla karşı durmayan insan, insan değildir!
Sayfa 76
"Sonunun şükürle bitmesini dilediğimiz bir ömrün bütün aşamalarında sabrın en güzel yüz metresini koşmalıyız."
"Yanan bir evi, hastayı, felakete düşmüş insanları ekrana bakar gibi izliyoruz.Hoşumuza gitmeyince de arabamıza atlayıp hızla uzaklaşarak kanal değiştirmiş oluyoruz."
" Hayatım hayal kırıklıklarıyla geçti. "
Sayfa 99 - Art Yayınları, 19. Baskı, Ocak 2006 - Kızılay / AnkaraKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.