Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
280 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 günde okudu
Kitabın ismine bakıp da tamamen sinema ile ilgili olduğunu düşünmeyin sakın. Biraz sinemadan, sinemanın misyonundan, biraz da felsefesinden bahseden bir kitap genellikle. İlk 100 sayfa boyunca sinema kelimesi neredeyse hiç geçmiyor. Bediüzzaman'dan, İbn Arabi'den bahsediyor, rüya ve hayal kavramları üzerinde duruyor sürekli. Bu yüzden kitabın ilk iki bölümü oldukça sıkıcıydı benim için. Ancak sonra bir üçüncü bölüm çıkıyor ki tadından yenmez. Birçok Yeşilçam filminin senaristi olan Bülent Oran'la mükemmel bir söyleşi yapılmış. Gerçekten çok kaliteli ve çok akıcı bir sohbet olmuş. Sırf bu bölüm için bile okunabilir bu kitap bence. Daha sonraki bölümlerde de bazı Türk filmleri üzerinde bazı insanların yazıları var. Tarkovsy ve bazı modern Türk filmlerinden bahsedilmiş. Sinema üzerine genel bir kitap arıyorsanız hiç uygun bir kitap değil. Yine de kitapta yer yer çok doğru tespitler vardı. Deneme türünde bir kitap olduğu için sıkılabilirsiniz, benden söylemesi... Keyifli okumalar...
Dünyanın Orta Yeri Sinema
Dünyanın Orta Yeri SinemaSadık Yalsızuçanlar · Etkileşim Yayınları · 200812 okunma
Bülent Oran'la Söyleşi
Yeşilçam sineması, yoksulların, çaresizlerin, küçük şeylerle yetinmeyi bilen, hayata sevecen bakabilen ve şükredebilen insanların hikayelerini anlattı.
Sayfa 121 - Etkileşim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bülent Oran'la Söyleşi
Şimdi de televizyonda zap yaptığım zaman on kanalın beşinde şarkı var. Halkın şarkıya ihtiyacı var. Güzel sese ihtiyacı var. Onun için filmlere her zaman kan getiren bir olaydır.
Sayfa 119 - Etkileşim YayınlarıKitabı okudu
Bülent Oran'la Söyleşi
Bir gün Türkan Şoray'lı, Cüneyt Arkın'lı bir senaryo yazdım, gittim okuyor, ben de dikkatle bakıyorum. Bir yerde ayağa fırladı: -Yahu, Bülent, diye bağırdı. Sen benim düşmanım mısın? -Ne yaptım ben sana, dedim. -Öldürecek misin beni? -Ne yaptım yahu. -Yahu, buraya gene pavyon sahnesi koymuşsun. Tabii sen oturduğun yerde, kalemle atıp tutuyorsun, bu kolay. Cebinden para çıkıyor mu? Oraya kaç tane figüran lazım? O figüranların kıyafeti şusu busu... Beni yaktın, dünyanın parası gidecek. -Kolay hallederiz, dedim. Pavyonu mu çıkaracaksın? -Hayır, pavyonu çıkarmıyorum o şart. Ne yapacaksın o zaman? -Sen, iki dakika ver, ben hemen yazıp getireyim. Sahneyi şöyle değiştirdim. İçeriye giriyorlar, pavyon bomboş. Kız soruyor : -Kapalı bir yere mi geldik? Esas oğlan cevaplıyor : -Hayır, seni bütün gözlerden kıskandığım için pavyonu kapattım, yalnız dans edeceğiz. Bu aslında ekonomik kolaylık olsun diye yapıldığı halde çok tuttu. Sonra bir sürü filmde aynı şeyi yaptılar; hatta kısa bir süre sonra Anadolu'da yaygınlaştı.
Sayfa 118 - Etkileşim YayınlarıKitabı okudu
Bülent Oran'la Söyleşi
Filmlerin iş yapması için ana kurallardan biri, izleyicinin filmdeki kahramanla ya özdeşlik ya da yandaşlık kurmasıdır. Bunun somut bir örneği bir dönemin cinsel içerikli filmlerinin başrol oyuncusu Aydemir Akbaş'tır. Niye çok güzel vücutlu, çok yakışıklı bir adam değil de Aydemir Akbaş? Akbaş, zayıf, çelimsiz bir adamdı. Neden onun filmleri iş yapıyordu? Çünkü Türk sineması izleyicisinin genelinde Aydemir Akbaş'a yakın bir sürü insan vardır. Çelimsiz, zayıf, eğri büğrü yürüyen insanlar...
Sayfa 114 - Etkileşim YayınlarıKitabı okudu
Bülent Oran'la Söyleşi
Bizim sinemamız sinsi sanat değildi, seyirciyi rahatlatan bir kaçış sinemasıydı.
Sayfa 114 - Etkileşim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bülent Oran'la Söyleşi
İnsanlar kendileri ahlaksız bile olsalar ahlakı tutarlar.
Sayfa 114 - Etkileşim YayınlarıKitabı okudu