"içimizden gelen bir şeyi yazıyorsak
içimizden gidenlere çare bulamıyoruz demektir"
Bülent Parlak, denildiğinde "burukluk" gelir aklıma, izdiham gelir, İzdiham' ın sembolü kargalar gelir. O kadar kuş içinde neden karga dersiniz? Kargalar da buruk değil midir, yakınmaz mı sevilmemekten?
Onun şiirlerinin temasında insanların saf ve güzel kalması bulunur, kavgası bu düzeni değiştiren dünyayladır:
"bütün halkları
birer müşteriye dönüştüren dünyaya artık yüz çeviriyorum."
Aşka duyarlıdır, dünyada olup bitenlere duyarlıdır fakat külfeti vardır elbet:
"yaşamak iyi gelmiyor hiçbir sancımıza"
Zaman zaman kendim de dâhil olarak cumhuriyet sonrası şairlerin şiirlerinde, şairin zihninde içinden çıkamadığı durumların karışıklığının mısrâlarını görürüm, Bülent Abi'nin şiirlerini okurken de örneklerine rastladım. Yine de bu karışıklıkların, külfetlerin ağırlığından inancıyla kurtulur şiirde, her ne kadar kendini narince şiirle katlettiğini söylese de:
"nezaket yoksa bile Allah her zaman vardır"