... Söz Vermek ve Adalet ...
1506’da Frankfurt’ta Mahkeme Kayıtı
Bir tüccar 800 altın kaybeder
Yoldan geçen bir marangoz da tesadüfen bu tüccarın çantasını bulur
Son derece dindar olan marangoz cüzdanı
bulduğunu kimseye söylemez
ve bu kadar çok para kaybının farkedilmesinin mümkün olmadığını değerlendirir ve sahibinin bu parayı arayacağını
Zira insanların eşya hakkındaki bilgileri, evvelâ nisbî ve kıyasîdir. (Yani evvelâ kendi bildikleri ve anladıkları bir şeye kıyaslayıp nisbet ederek takdir ederler.) Sonra da haddi ve hududu olmayan muhit sıfatların fehmi için bir haddin (hududun) tevehhümüyle hasıl olur. İşte enaniyet, bu işi yapar. Haddinden tecavüz ederek sıfat-ı mutlaka-yı uluhiyete bir hadd-i mevhum çizer. Sonra mukayese eder, işi anlar ve haddine döner. O mevhum hudud dahi zâil olur.Yani ene evvelâ balık, sonra kabarcık olur. (Yani mevhum varlığı erir, gider. Fakat tükenmez bir varlık deryasını bulur.)
Mesnevî-i Nurîye(Bd.)
"...bir adamın aşkı mizacının devamıdır,evlat. Yani erkek kavgacı ise sevdası da kavgalarla dolu olur. Kendine hep düşmanlar bulur. Sakin ve nazik ise sevdası merhem gibi, bal gibidir. Sevdalanmazdan önce kendine bir kere sormalısın. Benden nasıl bir aşık olur acep diye."
Yeni sözler demeye geldim yeni seslerle,
Bağırmalarla değil, canımdan nefeslerle..
Sana kalacak ne var dersen, anlamı derim;
Susmalarında bile bulur seni seslerle.
"Geçinmek isteyen geçinir,
Anlaşmak isteyen orta yolu bulur,
Telafi etmek isteyen eder,
Önemseyen gösterir.
Yani ben böyleyim diye bir şey yok;
Ben sana karşı böyleyim diye bir şey var..."
Bir şey sana ait ise maniler olsa da gelir seni bulur. Gelmişse gitmez. Ama sana ait değilse onu tutamazsın. Hiçbir tedbir takdirde olmayanı var edemez.