“Kimse, seni sen olduğun için sevmeyecek; herkes seni, seni sevmenin onlara ne kadar yakışacağını düşündüğü için, yani kendileri için sevecek. Ve bu da demek oluyor ki insan böyle yaparak yine kendini sevecek. Sen hiç sevilmemiş olacaksın hikâyenin sonunda.”
Açık Denizlere, etrafında duvar olmayan , uçsuz bucaksız yerleri arıyordum. Ama ruhumuz böyle gökyüzlerinde uçup dururken birdenbire yere inip insan küçüklüğü ile karşılaşmak...
Çünkü sanat, yeryüzünde ve insanların içinde Olup bitenleri, çöplükle sarayı aynı hakikatten uzak ve güzelleştirici örtüye büyüyen ay ışığı gibi, tatlı bir yalan bulutunun arkasından göstermeye mecburdu.
Belki de duygudan duyguya atlayan ruh doymaz, duygular ruhu yalnızca çileden çıkarır ve bu nedenle ruh, en sonunda ayağa dahi kalkamayacak duruma gelecek olmasına rağmen bir öncekinden daha güçlü olacak başka bir duyguya ihtiyaç duyar.