(…)Sabahın ilk kalabalığını kocaman bir sarı otobüs alıp durağı boşaltınca hemen o duvarlarda bilinmedik dostumun yazılarını aradım. Ve karşımdaki mısralarla, birden çok uzaklara doğru, yalnız bir insanın tenha, ıssız dünyasına doğru yol aldığımı hissettim: “Sevmiyorum bu dünyayı ben artık-Dahi başbuğ yapsalar-Ne malında gözüm var, ne kahpesinde-Bana el değmemiş kederler lazım-Ölümden beter, ölümden öte.”