neyse ki kitaplar çoğunluk için yalnızca edebiyat olmaktan ibarettir. burada kimse kandırılmasın: onlar,"Yargılama!" derler ama yollarına çıkan her şeyi cehenneme yollarlar. tanrının yargısını sağlarken kendileri yargılarlar; tanrıyı yüceltirken kendilerini yüceltirler; tepede kalabilmek için tam da kendilerinin gösterebildikleri ve gerekli gördükleri erdemleri talep ederler ve buna daerdemlilik yolunda yaptıkları bir mücadele süsü verirler."iyilik uğruna yaşarız,ölürüz ve kendimizi feda ederiz." böyle deseler de gerçekte,zaten yapmadan duramadıkları şeyi yaparlar. ikiyüzlü bir şekilde eğilip büküldükleri,köşeye bucağa saklandıkları,gölgelerin ardında yaşadıkları için böyle yapmayı görev bilirler: tevazu ile geçen bir hayat onlar için bir görevdir. ah, bu mütevazı,iffetli,merhametli yalancılık!"erdem bizim tek tanığımız olmalıdır"...insanlığı üçkağıda getirmenin en iyi yoludur ahlak! af.
''Sanıyor musun ki,eğer iktidara sahip olmaya hakkım olup olmadığını kendime sormaya başlamışsam,buna hakkım olmadığını bilmiyordum?Ya da eğer insanın bir bit olup olmadığını sormaya başlamışsam,demek ki,insan benim için bir bit değildir...Kimin ki aklına böyle bir soru hiç gelmez ve doğruca hedefin üzerine yürür gider,insan onun için bir bittir.''
Sayfa 523Kitabı okudu
Reklam
Zor olan, bir çatışmada taraf tutmak değil, dedi Bo, zor zor olan her iki tarafı da tutmak. Zor olan, her iki tarafın da kurban olması ve kurban rolünü üstlenmesi, buna ihtiyaç duyması, bunu sonuna kadar kullanıp vazgeçmemesi. Çatışmada her iki tarafı da temsil edenlerin Gobbels’in propaganda diliyle konuştuğu bir durumda kalmak zor oldu, dedi
Sayfa 223 - Siren Yayınları
Binaların içinde rahat hareket edebilecek bir alan bırakmak o kadar zevkli bir şey ki, ben olsam dış mekândan daima fedakârlık yaparım. Sonra tabii bir de süsleme olayı var, ki buna da hepimiz özen gösteririz; fakat süsleme ev olarak kullanılacak binalarda düşüncesizce abartılıyor, oysa toplantı salonları, kapalı çarşılar vb. gibi yerlerde bu daima gereklidir. Ancak size şunu söylemeliyim, büyük büyük babamın dediğine göre ben güzel binalar konusunda biraz kafadan çatlakmışım. Gerçekten de ben insanlığın enerjisinin belli başlı işler için kullanılması gerektiğine inanıyorum. Bu doğrultuda çalışmanın sonu yoktur diye düşünüyorum, oysa birçok kimse için bir sınır çizmek mümkün.
"Hâlbuki ben, kıymettar bir yadigâr değil, bunamış bir ihtiyarım."
Sayfa 21
Yazı yazmanın bir cesaret işi olduğu kabul edilir umumiyetle. Hem ruhunu ve yüreğini ortaya koymaya kalmasından dolayı yakıştırılır yazara cesaret; hem de varlığı daima başkasının varlığına ihtiyaç duyan bir mesleği icra etmeye kalmasından dolayı. Okunmayan kitapların yazarı olmaya tahammül edebilmek kaç faninin harcı? Buna rağmen harflerin dünyasında boy göstermeye cüret ediyorsa insan, cesur ve yürekli olduğuna hükmedilir.
Reklam
Fani ve gelgeç yaratıklar olduğumuzu ve sonraki günün sabahı kadar kısa bir süre içinde değişeceğini bilmemize rağmen, aşık olduğumuzda o aşkın sonsuz olduğunu hissetmekten veya buna inanmaktan kendimizi alıkoyamayız.
"Dayağı yasaklayacak bir eğitim sistemi hayata geçirilebilir, bunu tamamen anlıyorum; buna rağmen mahkemede sizlerin suçları azaltmanızı ve ailede olduğu gibi devlette de var olması gereken doğruları çiğnemekten vazgeçmenizi nasıl beklemiyorsam, bedensel cezanın da tam ve kayıtsız şartsız kökünün kazınacağını pek ummuyorum."
Sayfa 250 - Yapı Kredi Yayınları
Metaforlarım beni bile sıkıyor bazen ama buna engel olamıyorum. Bana ağaçlardan ve denizden söz et. Denizin,bakıştığı gökten rengini almasına istinaden yakında ben de maun rengine dönüşebilirim kuvvetle muhtemel. Zarif bir hanımefendi oldum. Artık suyu,şarabı şişeden içmiyorum. Ve bir mendil taşıyorum yanımda kırık beyaz. Beni böyle daha çok seviyor musun? Beni seviyor musun? aç parantez (herhangi bir şeyi ya da) kapa parantez; Hiç sevdin mi? //Hlnr - sonu gelmeyenler
"Camdan bir kavanoza kıstırılmış sinek gibi boşa kanat çırptığımı düşünüyorum çoğu zaman. Belki de bu yüzden sabahları, bütün gece inşaata kum çekmiş gibi yorgun uyanıyorum. Hiçbir şeyin değişmemesi bir taraftan konforlu ama öte yandan çok bunalıyorum. Dertsiz bir hayat olmayacağını biliyorum da, ben artık başka dertlerle boğuşmak istiyorum .."
Reklam
Evlen pişman olursun; evlenme, buna da pişman olursun; evlen ya da evlenme, ikisine birden pişman olursun; evlensen de evlenmesen de ikisinde de pişman olursun.
Vasat, yani orta seviye.
Kur'ân'ın lâfızları ve cümleleri bir çok mânaları taşırlar. Buna tefsir terminolojisinde "tabakat'ül maâni", yani mâna tabakaları denir. Onun için, vasat bir okuyucu veya dinleyici bu lâfız ve cümlelerden kendi seviyesindeki mânayı anlarken, daha yüksek seviyede olan bir başkası ikinci bir mânayı anlar ve böylece seviyeler yükseldikçe lâfız ve cümlelerin yeni mânaları ortaya çıkar.
Yalan bana suçların en ağırı gibi geliyordu; ve bir yalan söylendiği zaman insanların değil, eşyanın bile buna tahammül ettiğine şaşıyordum.
Sayfa 51
Kimine göre yaşlı , Mesela bana soracak olursanız , Ne gencim ne yaşlı... Ben bu devrin insanı değilim Bu dönemin epeyce bir gerisindeyim... Benim ruhum hala mektupları seviyor Hala mahcubiyet nedir yüreğinde hissediyor.. Hala plakları görünce tuhaf bir hüzne dalıp gidiyor... Ben hala minnet vefa arıyorum insanlarda Hala merhameti baz alıyorum
Hastalarda Kullanılan İlaçların Sağlıklı Olmasına Dikkat Ederler
İlaç üreticilerinin sıkı temizlik kurallarına riayet edip etmedikleri kontrol edilir. Sadece sertifikalı -bu işle uğraşmak için icâze/sertifika sahibi olmak zorunluydu- ve işinin ehli ilaç yapıcıları bu işte çalışabilirler. İlaç üretiminde içeriklere ve oranlara azami dikkat edilir, tatlandırıcı olarak bal kullanılmaz, sadece Mısır üretimi beyaz şeker kullanılır, katkı maddeleri gelişigüzel kullanılamaz. Dayanıksız ilaçlar, günaşırı yeniden üretilir. Talep olsa bile, kısırlaştırıcı ilaç yapılamaz, yasaktır. Tabipler, hastalarına ait mahrem bilgileri açığa vurmayacaklarına, ilaçları ancak yanlarında gözlemci birisi varken hazırlayacaklarına ve buna benzer diğer kurallarına uyacaklarına dair yeminlerini, muhtesibin de hazır bulunduğu özel bir toplantıda ederler.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.