Öncelikle bu kitabı daha önce okumadığım için gerçekten pişmanım. Kitabı okuyan 137 bin kişi eğer düzgünce anlayarak okuduysa gerçekten bu kitaptan çok şeyler çıkarılır. Hatta dejavu yaşıyormuş gibi bile olabilirsiniz.
1945 yılında İngiltere de yayımlanan bir roman aslında nasılda günümüzü anlatıyor. İşte buna kitabın eskimemesi ve evrenselliği
Hasan Ali Toptaş, benim için belkilerin yazarı. Uzun uzun yaptığı betimlemelerini “ya da” kelimesi ile sarsan ama esas olarak “belki” kelimesi ile yazdıklarını yıkıp deviren, okura yeni bir düşleme sahnesi veren ama yıkması ile aslında yıktığını da kuvvetlendirebilen bir yazar. Okuduğum kitaplarında fark ettim ki Hasan Ali Toptaş “belki”
Anti militarizmin ötesinde çok derin düşünceler üzerinde tefekkür imkanı veren bir kitap.
Ülkesi savaşa giren genç bir adamın orduya davet edilmesi üzerine içine düştüğü dilemmayı dillendiren bir eser. Öyle ki çiftimiz Avrupalı değil de Türk olsaydı, yasaklı kitaplar arasında olması muhtemel bir eser olurdu diye düşünüyorum.
Jean Jacques
Kitap 1976 ile 1992 yılları arasında Stephen Hawking'in yazdığı yazıların derlemesinden oluşan bir kitap. Birkaç kısım hariç pek dikkatimi çekmedi, zira içinde benim için "bak bu bilgiyi bilmiyordum yeni öğrendim" dediğim bir yer olmadı, belli bir seviyenin üstündekiler için içinde açıkçası pek birşey yok.
Amma velakin bilmek ayrı
Kimlikler.. Üzerinde yaşadığımiz dünyaya bizim tercihlerimiz doğrultusunda farklı farklı kimliklerle geliriz. Doğarsiniz ya hemen size Müslüman kimliği Yahudi kimliği ya da Türk Kürt kimliği ya da siyah beyaz.. Nitekim olay kıtalara dahi gidebilmekte ve Asyali Avrupali dahi denilmektedir. Üstelik sizin haberiniz olmadan.. Bir bakıma doğru bir
Hadis, fıkıh ve tefsir ilimlerinin usullerine dair zengin bir kütüphanemiz olmasına rağmen siyer ya da genel anlamıyla İslam tarihi bu zenginlikten nasibini pek alamamıştır. Literatürde siyer usulü diye bir kavram dahi yoktur. Bunun sebebinin ne olduğunu bilmiyorum ancak bu kitap siyer usulüne giriş mahiyetinde güzel bir eser olmuş. Siyer usulü
çıtır çıtır felsefe serisinin 26. kitabı ahlaki olan ve olmayan'a inceleme yazmak istedim, ancak bu bir serinin topyekûn incelemesidir.
şahsi fikirlerimi- bunu belirtmeye gerek var, zira bazen yalnızca itimad ettiğimiz büyüklerin, sanatkarların sözlerini iktibas ederek yazıyoruz, bu böyle olmayacak-, kimseyi ve yer yer beni bile
Kitap dört bölümden oluşmakta ve ilk bölümde Sokrates'in, din adamı olan
Euthyphron ile arasında geçen konuşmayı konu edinmiştir. Sokrates, davadan önce bir din adamı olan
Euthyphron ile karşılaşır ve Sokrates'in davası hakkında konuşmaya başlarlar. Konuşmanın başında
Euthyphron, Sokrates gibi bir adamın dava edilmesine çok şaşırıp ve bunu