152 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
George Orwell Hayvan Çiftliği romanı ile aslında politikanın gerçek yüzünü hayvanlar üzerinden herkesin anlayabileceği bir dille anlatıyor. Birçok ülkede sansüre uğramış, İngiltere ve Amerika da bile engellenmeye çalışılmış, bazen ise konusu değiştirilerek sunulmaya çalışılmıştır. Buna rağmen gerçek konusunu korumuş ve birçok insanın
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020245,4bin okunma
"Yüzünde çiçek açtırmadığınız insanların en son mezarında da çiçek açtırmayın." Ben bunu yaşadım ve çokta sinir oldum. Yaşarken -kim olursa olsun- acısı ve yarası olduğunuz insanların mezarında size gözyaşı dökmek bile hak değil ki daha mezarına çiçek koymak? Hayırdır öldürdüğünüz mutluluklarını bir çiçekle mi kapatmaya çalışıyorsunuz?
Reklam
Dilimiz döndüğünce yazdık.. Uzunca okumaları sevenlere gelsin.
İnsanın beyninin içinde dönen duran düşüncelerle hayatın akışına ayak uydurmasının bu kadar zorlayıcı olacağını düşünmezdim. Daha doğrusu insanın bu kadar düşünebilecek bir varlık olduğunu düşünmezdim. Ne zaman ki bir şeyleri istemsizce düşünürken kendimi buldum, o zaman anladım. İnsan düşünmekten ibaret olabiliyormuş.
256 syf.
10/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
*spoiler* "Uzay benim için her zaman bilinmez olmuştur. Filmleri, bilim kurgu romanları... Arthur C. Clarke, Tanrıların Arabaları... Ya burada olmam inanılmaz bir şey yani! Space Odyssey!" diyor ve başlıyorum. Sevgili İthaki yayınları, Tanrılar belanızı versin, saygılar. Birinci sayfa, birinci paragraf yazım yanlışları başlıyor.
Çocukluğun Sonu
Çocukluğun SonuArthur C. Clarke · İthaki Yayınları · 20213,430 okunma
Bugün yine birkaç gün sonra sağlam kafayla düşününce aslında bana ders olacak saçma bir şeye denk geldim yine açık hava tımarhane kılıklı doğma büyüme memleketim İstanbul'da. Mesele şu: Bu şehrin zengin yada orta gelirli - ki buna kıçına don almaya parası olmayan ama boş hava yapmak için yaşayanlarda dahil - insanının en saçma bir dünya malı için organik, halis muhlis gerizekalılaştığına bir kere daha ve defaatle şahit oldum. Bir gün Sakarya'ya gittim beynim o kadar uyuşmuş ki İstanbul'da Sakarya'ya gidince sanki anavatanımmış gibi rahatladım. Şimdi de bir bahane arıyorum yine gitmek için ama daha bahane kalmadı. Diplomayı verip bir daha mı alsam... Neyse geleyim saçma meseleye. İstanbul'un leş gibi havası mı dokunuyor yoksa bünyeye tesir mi etti o leş hava bilmem ama insanlar düşünmeye gelince beynini kullansa herhalde elektrik faturasına yansayacak zannediyor. Bir de yarın hükümet çıkıp dese "namus kelimesini kaldırıyorum. Namuslu olana ağır yaptırımlar olacak" diye, adamın ağzında laf soğumadan 4 mevsim çırılçıplak gezecek, hayat sürecek hem cinsiyetten, her yaştan ve her kafadan adam çıkar. Bu şehirde insanlar namus ve aklı israf olmasın diye lazımlık kullanıyorlar. Onu da beceremiyorlar.
282 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
•Yaşanmış Esrarengiz Olaylar - Ergün Candan
"Ölüm ruhları yok edemiyor." Merhabalar... Bu kitabı da büyük bir beklentiyle aldım ve listemdeki kitapların önüne koyarak okudum... Bilinmeyene yönelik bitmek bilmez merakım, ilgim ve belki de yıllar yılı kafama takılan soruların cevaplarını bu kitapta bulabilirim diye. Beğendim mi, beğenmedim mi bilemiyorum. Yine de beğenmedim
Şahitler ve Belgelerle Türkiye'de Yaşanmış Esrarengiz Olaylar
Şahitler ve Belgelerle Türkiye'de Yaşanmış Esrarengiz OlaylarErgun Candan · Sınır Ötesi Yayınları · 199980 okunma
Reklam
372 syf.
10/10 puan verdi
·
21 günde okudu
Biraz Gerçeklerden Konuşalım.
Bu kitapla ilgili duygu ve düşüncelerimi paylaşmaya geçmeden önce diğer okurların da incelemelerine baktım biraz. Sanırım birçoğuyla aynı fikirdeyiz ya da dile getirmek istediğimiz cümleler birbirine çok benziyor. Yine de bu kadar hassas ve bence üzerinde fazlasıyla durulması gereken bir konuda yazılmış bu kitap için okudum, bitti şeklinde
Kardeşini Doğurmak
Kardeşini DoğurmakBüşra Sanay · Doğan Kitap · 20185,6bin okunma
141 syf.
8/10 puan verdi
Okulsuz Toplum adlı kitapta, başlıktan da anlaşılacağı üzere okul kurumunun olmadığı bir sistem anlatılmaktadır. Fakat bu anlatım yapılırken okul kurumunun toplum üzerindeki etkileri de eleştirel bir dille okuyucuya aktarılmıştır. Bahsi geçen kurumlar, insanlar üzerinde sosyal tabakalaşma yaratmış mıdır? Eğitim anlayışı modern olarak toplumları
Okulsuz Toplum
Okulsuz ToplumIvan Illich · Şule Yayınları · 20183,909 okunma
64 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Bu İlk Çıplak Kalışım Değil
Türk Dili ve Edebiyatı bölümüne başladığımdan beri okuma kalitemin her geçen gün arttığını, üzerimdeki öğrenme sorumluluğunun da buna paralel olarak etrafımı çepeçevre sardığını keşfediyorum. Bir şeyleri ifade etme biçiminin, tüm bu çeşitlilik göz önüne alındığında, insan hayatı için ne kadar mühim olduğunu kavradıkça dile, onu yaratan unsurlara,
Bir Zanaatla Beklenmedik Karşılaşma
Bir Zanaatla Beklenmedik KarşılaşmaStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 20236,5bin okunma
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Reklam
Kendimizin farkına vardığımız günden itibaren hepimiz,önemli,sevilen ve sayılan insan olmak isteriz.Bu,vazgeçemediğimiz,içgüdüsel bir tutkudur.Bu tutkuyu doyuramadığımız sürece mutsuz oluruz.Hayatımız boş ve anlamsız olur.Yaşama bağlılığımız giderek azalır.Uzun lafın kısası küseriz.Bütün sağlıklı insanlar bununla başaçıkmanın bir yolunu arar.Kimileri bu doyumu iş ve mesleki başarıda,kimileri aşkta,kimileri sanatta ya da ailesinde, çocuklarında,evinde,kimileri bilimde ya da yardım kuruluşlarında bulur.Hepsinde amaç aynıdır.İyi-önemli-başarılı-sevilen ve sayılan olmak.Din kitapları dahil bütün kitaplar bizi buna zorlar.Şizofreni hastası da bir insandır.Ve hepimizde olduğu gibi onun içi de bu tutkuyla doludur ancak bunu başaramaz.Bütün gayretine rağmen,zekası,yetenekleri,okullardaki yüksek başarısına rağmen toplumun onu bir türlü içine almadığını,kabul etmediğini görür.Bu yüzden başkalarını suçlar.Halbuki bu,başkalarının suçu değildir.İlişki kuramayan bizzat kendisidir.Zekidir,başarılıdır,yeteneklidir,çalışkandır,bilgilidir ve iyidir ancak bunu insanlarla paylaşmayı,başkalarıyla duygusal alışverişi beceremez.Çevresindeki insanlar çabuk sıkılır ondan.Bir robotla,yani duyguları olmayan ama her şeyi bilen bir robotla ne kadar arkadaşlık edilebilirse,onlarla da ancak o kadar ilişki kurulabilir.
128 syf.
·
Puan vermedi
Gülme
Aristoteles’in Poetika’sında komedya türünden ne kadar az söz edildiğini, birçok kuramcı ve eleştirmenin de daha çok tragedya türü üzerinde durduklarını göz önünde bulundurursak; Henri Bergson’un bu çalışması önemli bir yerde. Başlangıç olarak Henri Bergson’dan bahsetmemiz önemli. Çünkü onun ‘gülme’ ve ‘komik’ çözümlemesi felsefi yaklaşımıyla
Gülme
GülmeHenri Bergson · Ayrıntı Yayınları · 2012778 okunma
412 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Herkese selamlar Kitapligi eritme hareketi kapsaminda yeni bir seriyi okumaya başladım. #perihalkıserisi nin ilk kitabi olan #zalimprens i okudum ve sohbeti için hemen geldim. Bu seriye başlamadan evvel duyduğum ve okuduğum yorumlar kafa karistiriciydi. Kimisi çok severken kimisi hiç sevmemişti. En büyük nedeni ise ceviri sorunuydu. Orijinal
Zalim Prens
Zalim PrensHolly Black · DEX · 20181,423 okunma
İnsan belirli bir yaşa gelince anlıyor bazı şeyleri. Hayat denen bu yol, uzun meşakkatli ama en sonunda yine tek başına kalıyorsun şöyle hayat yoluna dahil olan insanlar oluyor bazıları sana şey hissettiriyor tamam bu yolu seninle birlikte yürüyeceğiz ve bu yolun sonuna kadar seninleyim. Sen de buna inanıyorsun sonra bir bakıyorsun hiç gitmeyecek dediğin insan gitmiş.Sadece ilişki konusunda da değil arkadaşlıklarda da geçerli bu durum. Yakın akrabalıklarda da. Yani insan sonunda anlıyor ki herkes gidebilir, her şey olabilir o yüzden bu hayatta tek başınasın. Bu nedenle kendini ona göre geliştirip, yetiştirmelisin,yani kendine yatırım yapmalısın, ve bu yolu kendi ayaklarının üzerinde kimseye muhtaç olmadan yürüyebilmelisin.
İlişkilerle İlgili Anılar
"Bireyci ve kollektif kültürler üzerine yapılan çalışmalardan elde edilen sonuçları değerlendiren bazı psikologlar, erkek ve kadınların yetiştiriliş tarzlarındaki farklılıktan dolayı kendileriyle ilgili farklı bilişsel temsiller oluşturduklarını söylerler (Cross & Madson, 1997). Erkeklerin bağımsız kendilik anlayışı geliştirdiğine
Sayfa 661