Genç kadın çılgına döndü:
- Versene bir sigara bana... demek kahpe karıyı süründürmekten bahsediyor? Peki o kahpe karıyı kahpe yapanın kim olduğundan bahsetmiyor mu?
- O malûm zaten canım.
- Onu dinleyen hödükler demiyorlar mı ki, bu kadın anasından kahpe doğmadığına göre, onu kahpe yapan senden başkası mı? Bu kadın nasıl oldu da kahpe oldu demiyorlar mı? Ha? Cevap ver Reşat. Şu kadar çocuktum, sana daha önce anlatmıştım. Fakir mahallemizin kaldırımlarında takunyayla kaydırak oynardım ama mutluydum. Çocuktum. Kısmetim bir bakkal, bir kasap, bir manav, belki de bir ne bileyim halktan herhangi biri olacaktı ama, erkek olacaktı. Beni şuna buna muhtaç etmiyecek, kahpe yapmıyacaktı. Bu çıktı karşıma. Parası, otomobili, kucak kucak, kutu kutu hediyeleriyle, o zamana kadar görmediğim, belki de göremiyeceğim iskarpinler, elbise, manto, tayyör, elmas, altınlarla bu çıktı. Anamı, babamı tavladı. Gözlerini kamaştırdı onların. Sonra fakir mahallemizdeki harap ama anacığımın sabun kokusu sinmiş evinden, apartman katına taşıdı. Kaderimizi değiştirdi. Sandı ki bütün bunlar, fakir ama kudretli bir erkekliğin yerini tutar. Tutmadı, tutamadı, tutamazdı. Tutamadı işte Reşat. Bunda senin suçun yok. Sen olmasan bir başkası olacaktı… Fakat olacaktı...
Ağlıyordu. Sigarasının külünü tablaya sinirli sinirli çarptı:
- … oldu nihayet. Bundan böyle de olacak. Kadınlığım beni bırakana kadar olacak. Benim ne suçum var? Suç kendisinin. Aradaki yaş farkını hesaba katmadan beni alan, sonra da şuna buna muhtaç eden o. Kendi kendini, kendi kısırlığını, tükenmişliğini neden cezalandırmıyor da beni cezalandırmağa, sürüm sürüm süründürmeye kalkıyor?