Nazım Hikmet'in "En güzel günler"inin "üç melun adam"ı vardır. Onları sokakta bile görse tanımak istememektedir. Bunun için de "hatıralarının camını tırnaklarıyla kazımıştır." Nazım Hikmet, bu üç melun adamın ikisini "düşmanım" diye nitelendirir. Sen ise yani Vala Nureddin, düşman bile değildir. Şiirde bu eski dostunun yazdıklarını okuduğunu, "kanlı bıçaklı düşman bile olsa bir insanın bu derece alçalabilmesinden korktuğunu" söyler. Beraber yaşadıkları ve ebediyete götüreceği günlere üzülür. Ve eski dostuna "Sana gelince, sen o günleri / kendi oğluyla yatan, / kızlarının körpe etini satan / bir ana gibi satıyorsun!../ Satıyorsun: / günde on kâat, / bir çift rugan pabuç, / sıcak bir döşek / ve üç yüz papellik rahat için... " diyerek, şiirini "Ne ben Sezarım, / ne de sen Brütüssün... / Ne ben sana kızarım / ne de zatın zahmet edip bana küssün... / Artık seninle biz, / düşman bile değiliz... " mısralarıyla kendisine, komünist arkadaşlarıyla ilişkisini kesmesi için baskı yapan ve idari mekanizmalardaki kişilere bu açıdan aracılık eden Vala Nureddin'le arkadaşlığını bitirir.