"Kimse duygularını senin kadar açıklıkla ifade edemez. Bu halinle senin ve kalbinin kölesi olmak istediğimi bilmelisin, fiziksel yaratılışın ile ruhunun uyumu inanılmaz. Senin bu zevk ve tutkularının aslında, günlük yemek yeme ve su içme gibi ihtiyaçlarınla eşit düzeyde olduğunu unutmamalısın. Biliyorsun, gerçi seks bu diğer ihtiyaçlar arasında en zevklisi. Seksin kaba ve kötü olanı ise kuşkusuz en keyifli olanıdır, bunu aklından çıkarmamalısın."
Sayfa 298Kitabı okudu
"Şimdi sen bir ipin üzerinde yürüyorsun," diye fısıldadım kendime,aynada gözlerimin içine bakarak. "Biliyorsun ki bu ip yerde olsaydı adı çizgi olacaktı.Bir karış mesafeyle kaçırıyorsun dimdik yürümeyi,o ip bir karış havada ve bu yüzden yere baka baka yürüyorsun hayatın boyunca.Düşmemeye çalışıyorsun,ellerin havada,dengede
Reklam
Uzunluğundan korkmayın okuyun çok güzel bir alıntı.
Grado Pineta, 13 Mayıs 1995 Bu mektup eline geçer mi bilmiyorum ama olur da okursan, bu demektir ki ben artık bu dünyada bulunmuyorum.Duygusallıklardan ne kadar nefret ettiğimi bilirsin, gene de bu satırlan yazmadan edemedim.Sen umulmayandın. Korkulan ve umulmayan. Günlerimin sonuna yetiştin ve ince (ve çok güçlü) kökleriyle bütün çevresini ele
Sayfa 177 - Can YayınlarıKitabı okudu
Rivayete göre, Allah Üzeyr'e şunu bildirmiştir : " [ Kader sırrını öğrenmekle ilgili ] bu isteğinden vazgeçmezsen, adını peygamberlik divanından silerim. " Başka bir ifadeyle, sana bilgileri ulaştırmada " bildirme " yolunu kaldırıp bilgileri tecelli yoluyla veririm. Tecelli ise senin yeteneğine göre gerçekleşebilir ki , söz konusu yetenek , zevk algısının kendisiyle gerçekleştiği şeydir. O halde ancak yeteneğine göre algılayabileceğini bilmelisin. [ Allah Üzeyr'e âdeta şöyle der ] istediğin bu işe bak ! Onu görmezsen, onu isteyen yeteneğin sende bulunmadığını anla! Dolayısıyla onu bilmek, ilahi zatın özelliklerinden birisidir. Kuşkusuz, Allah'ın her şeye hakkını verdiğini biliyorsun. Bu özel yeteneği sana vermediğine göre, o senin yaratılışına ait değildir. Senin yaratılışın olsaydı , hiç kuşkusuz her şeye yaratılışını verdiğini [ 20:50 ] bildiren Hak , onu sana verirdi. Bunları öğrendiğinde ise böyle bir istekten kendi kendine vazgeçersin ve bu konuda Allah'ın yasaklamasına gerek duymazsın. Bu ise Allah'ın Üzeyr'e olan ihsanıdır. Bunu bilen bilir, bilmeyen bilmez. 1. Kastedilen peygamberlere bilgilerin ulaştırıldığı vahiy ve bildirme yoludur. Burada tecelli, keşif yolu anlamındadır.
Sayfa 136 - Alfa | AraştırmaKitabı okudu
Bu,sana yazdığım,cevapsız kalan mektupların sonuncusudur. Yasmin. Biliyorum, benimle tekrar eski günlere döndüğünde ağabeyine ihanet edeceğini düşünüyorsun. Ve bu sana teselli,veriyor. Lakin sen de biliyorsun ki bu teselli,sana da bana da acı veriyor. Belki bu acı ile hem kendini hem beni cezalandırıyor olabilirsin. Ama bu acı ile sonsuza kadar yaşayamayız. Korkum,bu acının seni nefrete itmesindendir. Sen ,benden nefret edebilirsin belki ama ben senden nefret edemem, bunu bilmelisin. Çünkü ben senden nefret edersem sevebileceğim hiç kimse kalmaz. Çünkü hiç kimse kalmadı. Seveceğim bu yüzden. Ben senden nefret edemem. Belki sen 'beni üzmeye gücün yetmez; çünkü senin benim hayatımda o kadar önemin yok' demiştin. Ama senin,beni üzmeye gücün yeter; çünkü sen benim hayatımsın. Ve Yasmin şunu da bilmeni isterim ki seni özlüyorum. Ve zaman geçtikçe seni özlemekten o kadar yoruldum ki uykularım artık sadece gece değil gündüz de beni yakalıyor. Uykumda da dinleyemiyorum çünkü rüyalarıma sen geliyorsun. Ve ben rüyamdan da ayrılmak istemiyorum. Çünkü uyandığımda seni kaybediyorum. Yasmin, ya beni tamamıyla terk et ya da tamamıyla yanıma gel! Çünkü bunun arasında kalmak beni öldürüyor. Bana vereceğin ceza,ölümüm ise terk etmen ya da bu mektubumu da cevapsız bırakman yeterli olur. Bir daha yazmayacağım. Ben ipe kendimi astım,bu mektup ise üstünde durduğum taburedir. İster ipi kes, ister tabureyi it. Ben ölümün kıyısında seni bekliyorum. Yasmin, son olarak şunu bilmeni istiyorum: Ben seni sevdiğim için değil sana güvendiğim için seninle evlendim. Evet,sana güveniyorum ve bu seni seviyorum demekten daha önemli. Eğer ölmeyi hak ettiysem sana güveniyorum.
Sadece sana seslenmek istiyorum, her şeyi ilk defa açıkça sana söylemek istiyorum; her zaman sana ait olan ve hakkında hiçbir şey bilmediğin hayatımı eksiksiz bilmelisin. Ama sırrımı ancak öldüğümde öğrenmelisin, artık bana cevap vermek zorunda kalmadığında ve şimdiki gibi tüm uzuvlarım buz ve ateş içinde sarsıldığında, geri dönüşü olmayan sona gelindiğinde. Şayet yaşamaya devam etmek zorunda kalırsam, o durumda da bu mektubu yırtıp bugüne kadar sustuğum gibi, susmaya devam edeceğim. Ama mektubumu şuan ellerinde tutuyorsan, artık biliyorsun ki, o mektupta ölmüş olan bir kadın sana ilk anından son nefesine kadar hep sana ait olan hayatını anlatmaktadır. Söyleyeceklerimden sakın korkma; zira ölmüş olan bir kadın artık hiçbir şeyi istemez, ne aşkı ve acınmayı, ne de teselliyi. Tek bir isteğim var senden, sana sığınmaya çalışan şu acılarımla dile getirdiğim her şeye inanmandır. Söylediğim her şeye inan, senden sadece bunu istiyorum: biricik çocuğu ölüm döşeğinde olan bir insan asla yalan söylemez.
Sayfa 10-11Kitabı okudu
Reklam
"Dün akşam olanlar beni çok üzdü. Baban sana, yeterince ders çalışmadığın için birkaç sert söz söyledi. Sen de buna karşılık hemen suratını astın. Buna hakkın var mı oğlum? Bu davranışını hiç beğenmedim. Ben senden, babandan özür dinlemeni ve ona bundan sonra daha çok çalışacağına söz vermeni beklerdim. Düşün Enrico, baban da çalışıyor. İşlerinin her zaman iyi gitmediğini, para sıkıntısı çektiğimizi biliyorsun. Bunu sana ve ablana belli etmemek için elinden gelen çabayı gösteriyor. Baban da ben de ne denli yorgun düşersek düşelim, durumumuzdan yakınmıyoruz. Surat asmıyoruz. Her zaman neşeli olmaya çalışıyoruz. Bilmelisin ki, herkes çalışmak zorundadır. Hatta bir bakıma yaşamak, çalışmak demektir. Çevrene bir bak: Çalışmayan birini görebiliyor musun? Evet, yavrum baban da çalışıyor. Niçin çalışıyor? Bizler için. Senin için, ablan için, küçük kardeşin için... Bizlere daha iyi bir yaşam sağlamak için... Sizlerin okuyup ilerlemeniz, iyi birer geleceğinizin olması için çalışıyor. Sen de bütün gücünle çalış oğlum. Öğretmenini, anneni, babanı sevindirmek için çalış. Senin en değerli varlığın olan yurdun için, gurur duyduğun ulusun için çalış. İleride iyi bir meslek sahibi olup iyi yaşamak, tüm insanlığa iyi ve yararlı işler yapabilmek için çalış. Zorlu bir çalışma sonucunda elde edilen başarı, tüm yorgunlukları unutturur. Haydi şimdi git babandan özür dile. Bundan sonra daha çok çalışacağını söyle, unutma, sen babanın umudusun, unutma, her çocuk annesinin, babasının umududur. Her çocuk yurdunun, ulusunun umududur. Ülkeleri, ulusları ve tüm insanlığı bu umut güçlendirir, bu umut yaşatır. "
Sayfa 83 - Kervan YayınlarıKitabı okudu
Sevgili Yusuf; (Mektup-1. sayfa )
Uzun zamandır göremediğim dostlarımın ziyareti ile anlık huzur içindeyim. Olabilecek en son yere gideceğimi kabul etmekten başka bir seçeneğim kalmadığına olan inancım her geçen gün artıyor. İnsan için bu durum ne çabuk, ne kolay bir vazgeçiştir anlıyorum. Geçmişi düşündükçe; gidişinle canımın yanmadığını biliyorsun. Çünkü canı yananın sen
En baştan başlamak olanaklı mı? başlansa hep aynı yere varılmayacağını nasıl biliyorsun! taşlara neden tutkunsun sen... Deli ediyorlar seni... bunu bilmelisin...
Soru: Nefsimin tekrar günaha döneceğini, tevbe üzerinde sebat etmeyeceğini ve bana bir faydası olmayacağını bilmem, tevbe etmeme mani oluyor! Ne yapmalıyım? Cevap: Bil ki, bu şeytanın bir aldatmacasıdır. Sen öyle olacağını nereden biliyorsun? Belki de tekrar günaha dönmeden tevbekar olarak öleceksin?!... Günaha tekrar dönme korkusuna gelince; senin üzerine düşen, bu hususta azimli ve sıdk üzere olmak ve bu durumu sonuna kadar devam ettirmektir. Eğer bunu başarabilirsen, şüphesiz bu Rabb’imin fazlındandır. Şayet tamamlayamaz isen, muhakkak ki geçmiş bütün günahların bağışlanmış, onlardan kurtulmuş ve temizlenmiş olursun. Üzerinde, sadece en son işlemiş olduğun günahın yükü kalmış olur. Bu ise muazzam bir kar, çok büyük bir kazançtır. Tekrar işleme korkusu, tevbe etmene asla engel olmamalıdır. Sen tevbe etmekle, mutlaka bu iki güzellikten birini elde edersin. Başarı ve hidayeti bahşeden Allah Teala’dır. Bunu böyle bilmelisin!
Reklam
Sadece sana seslenmek istiyorum, her şeyi ilk defa açıkca sana söylemek istiyorum; her zaman sana ait olan ve hakkında hiçbir şey bilmediğin hayatımı eksiksiz bilmelisin. Ama sırrımı ancak öldüğümde öğrenmelisin, artık bana cevap vermek zorunda kalmadığında ve şimdiki gibi tüm uzuvlarım buz ve ateş içinde sarsıldığında, geri dönüşü olmayan sona geldiğinde. Şayet yaşamaya devam etmek zorunda kalırsam, o durumda da bu mektubu yırtıp bugüne kadar sustuğum gibi, susmaya devam edeceğim. Ama mektubumu şuan elinde tutuyorsan, artık biliyorsun ki, o mektupta ölmüş olan bir kadın sana ilk anından son nefesine kadar hep sana ait olan hayatını anlatmaktadır. Söyleyeceklerimden sakın korkma; zira ölmüş olan bir kadın artık hiçbir şeyi isteyemez, ne aşkı ve acınmayı , ne de teselliyi. Tek bir istediğim var senden, sana sığınmaya çalışan şu acılarımla dile getirdğim her şeye inan, senden sadece bunu istiyorum.
Resim