Eşim liseyi kırk küsur sene önce Amerika'da okumuş. Pikniğe gitmişler, çiçek koparırken bir dakika ne yapıyorsun demiş onu götüren. "Ne yapıyorum?" demiş eşim. "Nasıl koparırsın, senden sonraki bunu göremeyecek" demiş yanındaki çocuk. Bunu çocuğa öğretebilmek çok önemli.
İstifhamların başında, dönemin Kara Havacılık Okulu Komutanı’nın mahkemede, “Genelkurmay Başkanı’nın Akıncı’ya geçişi emir-komuta içinde olmuştur. VIP olarak ağırlandığı Akıncı’dan Çankaya Köşkü’ne gidişinin de VIP şeklinde olduğunu mürettebatın ifadelerinden biliyoruz. Değilse serbest bırakıldı ya da kurtuldu/kurtarıldı, ama mürettebat tutuklu”
Reklam
Artık kendimi böyle zamanlarda o kadar mecalsiz hissediyorum ki, trende, vapurda âdeta şuursuz, kalabalık içinde sürüklenip gidiyorum. Nerede, ne yapıyorum hiç farkında olmuyorum; hareketim tamamen insiyaki oluyor. Zihnim hep seninle, hep ikimizle meşgul oluyor. Hayatın bazı zorlukları altında bazen kendimi bu kadar yorgun hissederken, senin tatlı gülüşün neşe ve sıhhatli çehren bunları bana hep unutturuyor. Kendimi daha şevkli ve daha sakin hissediyorum. Bugün belki durgun halimden başka seyler anladın veya anlamak istedin. Seni samimî olarak temin ederim ki, hâlim tamamen samimî idi ve hiçbir şey ifade etmek için takınılmış sunî bir vaziyet değildi. Dün bilhassa kendimi çok yalnız hissettim. Bende acı ve hasrete karşı müthiş bir mukavemet olduğunu tahmin ediyorum. Belki bu düşüncemde aldanıyorum. Fakat böyle olmasa dahi hasretten ve istıraptan bir çeşit zevk duymaktayım. Belki bunu marazi bir ruhun kararsızlıkları olarak telâkki edeceksin... Bilmiyorum belki de öyle... Sen çok iyisin, açıksın... dünyada bundan daha mesut bir şey tasavvur edemiyorum... Zaten bu büyük âlemde kendimizi ayrı ayrı düşünecek olsak mutlak değerimiz sanki nedir... Eğer birimizin bir kıymeti varsa, o da diğerinin ona verdiği değerdir... aşk muhakkak derin bir dostlukla başlar. Seni bilmeden ve tanımadan önce de ben daima sevdim. Fuzuli'nin dediği gibi, bende ezelden beri aşk istidadı var (Bende Mecnûn'dan füzûn âsıklık istidâdı var). Daima kalbimde bir ateş vardı. Öyle muayyen bir şey yoktu, yalnız daima içli idim.
Ama çok sıradan bir zihne sahibiz; hep amaç açısından düşünüyoruz. Amaç “iş” demek, amaç, “bunu şunun için yapıyorum” demek. Ve bu amaç takıntısı yüzünden hiçbir şeyi kendini tamamen vererek yapamıyorsun. Yapamazsın da çünkü onu yalnızca kendisi uğruna yapıyor olmakla ilgilenmiyorsun. Ortada bir amaç söz konusu.
Tüm anne babaların okuması ricasıyla...
BÜTÜN ANNE BABALARIN VE ÖĞRETMENLERİN OKUMASI GEREKEN BİR HİKAYE Bir gün seminere başlamadan önce kısa boylu güler yüzlü birisi geldi, Hocam elinizi öpmek istiyorum, dedi. Ben el öptürmekten pek hoşlanmadığım için, yanaktan öpüşelim, dedim, öpüştük. Aramızda şöyle bir konuşma yer aldı: - Hayrola, neden elimi öpmek istedin? - Hocam, üç yıl
ve sonra: düşnmeyen üretmeyen s(b)izler
Başkalarına o kadar çok dayanıyoruz ki, kendi öz güçlerimizi yok olmaya bırakıyoruz. Ölüm korkusuna karşı silahlanma arzum mu var benim? Seneca'in kesesinden yapıyorum bunu. Kendim ya da bir başkası için teselliye gereksinimim mi var? Cicero'dan sağlıyorum bunu. Benim üzerimde olsaydı, kendimden alırdım. Bu taklit ve dilencilik meyvesini sevmiyorum. Her ne kadar başkalarının bilgileri vasıtasıyla bilgili hale gelirsek de, sadece kendi öz bilgeliğimizle bilge olabiliriz.
Reklam
176 syf.
4/10 puan verdi
Sosyal mecrada fazlaca gözüme çarptığı için alıp bir köşeye koymuştum kitabı. Okuduktan sonra da ben bunu nasıl almışım dediğim bir kitap oldu açıkcası. Yazar konudan konuya atlamış kitapta. Konu çocuk anne ilişkisi olması gerekirken,karı-koca ilişkileri araya giriyor, annenin bakımı giriyor falan derken bitiyor bir şekilde. Bilimsellikten uzak bir kitap bana göre. Bazı bilimsel konulara da değinilmiş fakat bu zaten hemen hemen bu tarz kitap okuyan insanların bildiği genel geçer bilgiler olur ya onlardan bahseder gibi bahsetmiş. Eğer çok fazla aile çocuk gelişimi üzerine kitap okuduysanız bu kitap size çok basit gelebilir ama yok ben daha yeni giriş yapıyorum bu konulara derseniz eh belki alınıp okunabilir.
Bağırmayan Anneler
Bağırmayan AnnelerHatice Kübra Tongar · Hayy Kitap · 20173,115 okunma
İyi geceler
Batıkan Manço; Babamın birçok şarkısının benim için özelliği olması sebebiyle çok var. Ama açılışy her zaman Dönence ile yapıyorum çünkü eski bir röportajında bu şarkıyla ilgili "İnsanın doğasında da iki zıt kutup vardır. Bu kendisinde olmayanı arama içgüdüsüdür. Örneğin kış mevsiminde yazın gelmesini bekler yazın da kış mevsimini ararız," demiştir. Bunu okuduğumdan beri şarkı yepyeni bir anlam kazanmıştır benim için.
Kudüs okumalarımm
KUDÜS okumaları yapıyorum kendi kendimle. Okuduğum kitapları da emanet aldım bir kardeşimden. Kitap okumayı çok seviyorum ama hafızam malesef berbat, o yüzden kendime bir mescid-i Aksa defteri hazırladım okuduğum şu emanet kitapları ona özet geçiyorum. Burda simdiye kadar okuduğum kitaplar hakkında ufak bi yorumlama yapayım.. 🍁Her Müslümanın
Lütfen okuyun !!!
DOĞAN CÜCELOĞLU'NDAN BÜTÜN ANNE BABALARIN VE ÖĞRETMENLERİN OKUMASI GEREKEN BİR HİKAYE Bir gün seminere başlamadan önce kısa boylu güler yüzlü birisi geldi, Hocam elinizi öpmek istiyorum, dedi. Ben el öptürmekten pek hoşlanmadığım için, yanaktan öpüşelim, dedim, öpüştük. Aramızda şöyle bir konuşma yer aldı: - Hayrola, neden elimi öpmek istedin? -
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.