BİLİNÇ DIŞI ÖYKÜLER/ ASLI AKTÜMEN
“Farklı yüzlerin, başka gözlerin izleri var zihnimde.
Duyduğum, dinlediğim yüzlerce ses.
Şarkı, fısıltı, ağıt ya da hikâye...”
Hikâye ya da bir diğer adıyla öykü, genel olarak gerçek ya da gerçek olması muhtemel bir olayın anlatısı olarak tanımlanır. Bu nedenle öykü kitaplarının yeri ayrıdır ben de. Kolay değildir, bir kaç sayfada karakterin ruh hâlini, duygu durumunu anlatmak, karakterle bağ kurmayı sağlamak. Üstelik bunu yaparken gerçeklikten uzaklaşmadan, kelimelerle dans ettirmek gerektirir. Ki empati duygusunu hissedelim.
#bilinçdışıöyküler de; Muharrem’in öğrendiği gerçekle şok yaşadım. Bir kadının aldattığı kocasının hayal kırıklığını onunla birlikte hissettim. Üst komşusundan dertli olan kiracıyla birlikte Burçak’ın gizemini öğrenmek istedim. Eski karısının gölgesinden kurtulamayan Ecevit’in obsesif hallerine kızdım. Korhat'la birlikte, onun geçmişine gittim. Küçüklüğünden beri ikame çocuk muamelesi gören genç kızın dramına şahit oldum. Ablasının gölgesinde kalan kardeşin isyanını gördüm. Öksüz bir çocuğun acılarının takıntıya dönüşünü, kalabalıklar içindeki yalnızlığı anlatana hak verdim. Son olarak da bir adamın toplumsal baskı yüzünden tutsaklığını, hak etmediği hâlde başkasını kurban edişiyle kahroldum.
Sizin anlayacağınız ütopik olmayan, hayatın içinden karakterlerdi hepsi... Soluksuz okuduğum bir kitap oldu. Tavsiyemdir.